Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 10

26 Ekim 2009 Pazartesi

 

 

 

Müte savaşının yapıldığı yeri gösteren harita

Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 10

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in amcası Ebi Talib’ın oğlu Hazret-i Ca’fer (r.a.) ve beraberindeki Müslümanlar, Habeşistan’dan Medine’ye geldiler. Dönüşleri hicretin yedinci yılında (M. 628), Hudeybiye’den sonra ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) hayber’de bulundukları sırada olmuştu.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) Ca’fer bin Ebi Talib (r.a.) ile karşılaşınca Hazret-i Ca’fer (r.a.) in alnından öpüp bağrına bastı.

Ve;

-“Ben Hayber’in fethine mi, yoksa Ca’fer’in gelişine mi sevineceğim bilmiyorum. Sizin hicretiniz iki defadır. Siz, hem Habeş ülkesine hem de yurduma hicret ettiniz.” Buyurdu.

Hazret-i Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), mescidinde, öğle namazından sonra Eshab-i Kiram (r.anhüm) ile birlikte oturdular.

Müslümanlar Allah yolunda cihad’a çıkacaklardı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Zeyd bin Harise (r.a.) yi cihade çıkacak olan şu insanların başına kumandan tayın ettim. O şehid olursa yerine Ca’fer bin Ebi Talib (r.a.) geçsin), O da şehid olursa yerine Abdullah bin Revâha (r.a.) geçsin. O da şehid olursa, Müslümanlar, aralarında uygun birini seçip onu kendilerine kumandan yapsınlar.” Buyurdu.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) tarafından uğurlanıp yola çıkan mücahidler yollarına devam ettiler. Şam topraklarından (Maan) denilen yere varınca biraz dinlendiler. Mücahidler ilerlerken (Meşarid) diye anılan köyde düşman askerlerinin yaklaşmakta olduğunu görünce, hemen Mute’ye çekilip, savaş düzenine girdiler.

Hazret-i Ebû Hureyre (r.a.) buyuruyor ki;

-“Biz, Mute’ de müşrik askerlerinin sayısı bakımından silah ve at bakımından bizimle karşılaştırılmayacak kadar, çok olduklarını gördük. Bunlara karşı kimse dayanamaz gibi görünüyordu. Ayrıca müşrik askerleri, (altın, ipek ve atlas gibi) maddi bakımından bizden çok imkanlara sahipti.”

Bildirildiğine göre, Rum ordusu 100 bin, buna karşı İslâm ordusu sadece 3 (üç) bin kimse idi.

İki taraf arasında çok şiddeli bir muharebe başladı. Müslümanların başında bulunan Hazret-i Zeyd bin Harise (r.a.) nin elinde Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in sancağı bulunuyordu. Rum askerinin mızrak darbeleri ile, mübarek vücudu parçalanıp, kanlar fışkırıncaya kadar, kahramanca saldırıp dövüşmekten geri durmadı ve şehid oldu.

Bundan sonra Hazret-i Ca’fer-i tayyar (r.a.) hemen sancağı kaptı. Bu sırada, Mel’ûn şeytan geldi. Hazret-i Ca’fer (r.a.) i Allah yolunda cihaddan alıkoyabilmek için çeşitli vesveseler vermek istedi ise de Ca’fer (r.a.) hiç itibar etmedi.

Hemen zırhını giydi. Elinde sancak olarak atını düşmana doğru sürdü. Düşman askerleri Hazret-i Ca’fer (r.a.) in heybetinden korkup;

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Tayyar (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

“Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 10” için 1 Yorum

  1. Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 9 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Devam Edecek… [...]

Yorum Yapın