Namaz ve Zekâtın Ciddi Önemi- 2

19 Temmuz 2008 Cumartesi

dsc084048404baznetaka31.jpg

Sinne Dize mevki-i (Nusaybin)

Onun bu sözü, Cüneyd el Bağdadı (r.a.) ye anlatılınca, tasvib etti ve

Şöyle buyurdu:

-“İşte bu Allah (c.c.) velilerinden bir velidir. Uzun zamandan beri bu kadar güzel bir söz duymadım.”

Anlatıldığına göre, sonra bu adamın işi bozuldu, alışverişi bırakmak istedi. Cüneyd El Bağdadı (r.a.) bunu duyunca, ona bir miktar para göderip,

-“Al bunu sermaye yap, düzenini bozma. Çünkü ticaret senin gibisine zarar vermez.” Dedi.

Bu adam bakkallık yapardı, fakirlerden, satmış olduğu şeyle karşılık para almazdı…

İbnil- Mübarek (r.a.) da ehl-i ilmi tercih ederdi. Kendisine;

-“Bu zekatı daha şumülü bir şekilde dağıtsanız olmaz mı? Denildiğinde;

-“Ben Peygamberlik rütbesinden sonra, ülemânin rütbesinden daha büyük bir rütbe tanımam. Binaenaleyh, ehli ilimden birinin kalbı kendi maddî ihtiyaciyle meşgül olursa, kendisini ilme veremez, onların kendilerini ilme adamalarını sağlamak elbette ki çok daha iyi bir haraket olur.” Diye cevab verdi.

Zekât veya sadaka verirken, sakatları, bilhassa akrabayı gözetlemek de hem sıla-ı rahim, hem de sadaka sevabları vardır. Sıla-ı rahim’in İslamdeki yeri ve ecri muhakkak ki büyüktür.

Zekatı veya sadakayı gizli vermekte bir beis yoktur. Çünkü kişi, zekat vermek istediği kişiyi insanlar arasında çoğu zaman mahcup duruma sokmak istemez.

Allah(c.c.) Resulü (Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuşlardır

-“Sadakanın gizlisi, Rabbının gazabını söndürür.”

Cenabbi Hakkın;

-“Ey İman edenler, sadakalarınızı başa kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyiniz.” El bakara suresi Ayet: 2/264

İyiliğin en büyük düşmanı ve âfâtı, başa kakmaktır. Kendisine iyilik yapılan kimsenin de, bu iyiliğe karşı şükranda bulunması gerekir.

Çünkü Hadisi şerifte;

-“İnsanlara şükranda bulunmayan, Allah (c.c.) a şükretmez.”

Maruf’un (iyiliğin) eli, nerede olursa olsun bir ganimettir. Onu ister nankör taşısın, isterse şükreden. Şükredenin şükrü karşılıksız kalmaz. Nankörün davranışı da Allah (c.c.) a gizli olmaz.

Mükaşefe-tül Kulub (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Zekatına hakkiyle riayet eden, Namazı dosdoğru kılan kullarından eylesin. Amin…

Fuad Yusufoğlu

“Namaz ve Zekâtın Ciddi Önemi- 2” için 4 Yorum

  1. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    10/3/2008 – s.a
    Yazan: cansofi
    “Dök içini hep O’na dökebildiğin kadar, Bir gün bu kapkara çöle gelecektir bahar, Şimdilik biraz buğulu görünse de efkâr, “Nevbahar” diyor dört bir yanda duygular” Hayırlı Haftalar

  2. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    10/3/2008 – sa
    Yazan: nasibim
    @@nasibim@@
    degerli fuad abimiz,Allah razı olsun.http://yolcurehberi.blogcu.com/
    bak hemen notunu okuyunca gördüm eklesek kabul edermi acaba?takipcisiyiz bundan sonra inş hayırlısı olsun e fuad abimiz noldu bizim ezberler??

    Selam ve duayla inş..

    cok güzel kuran okuyor Allah razı olsun

  3. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    10/3/2008 – merhaba;
    Yazan: lotuse
    fotoğraflardaki bol sulu-serin-gürül gürül akanlar,
    fotoğraflarda kalmasa diyorum,
    masal dinler gibi dinlemez in. bunları sonraki nesil.

    iyi geceler fuat amca,
    saygılar.

  4. Namaz ve Zekâtın Ciddi Önemi – 1 | Fıkıh diyor ki:

    [...] – (01) Ana baba hakkı… « Kur’an-i kerim’in üstünlüğü Namaz ve Zekâtın Ciddi Önemi- 2 [...]

Yorum Yapın