Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)- 6
Bor-e Veysike Çağ-Çağ nehri (Nusaybin)
Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)- 6
Rabi’a-tül Adaviyye (r.anha) Bir gün Hasan-i Basri (r.a.) nın evinin önünden geçiyordu. O sırada evin damında bulunan Hasan-i Basri (r.a.) Allah-u Teâlâ’nın muhabettinden çok ağlamış, gözyaşlarını rüzgar, aşağıdan geçmekte olan Rabi’a (r.anha) nın yüzüne düşürmüştü.
Damlaların nereden geldiğini araştıran Rabi’a (r.anha) yukarda ağlamakta olan Hasan-i Basri (r.a.) yi görünce;
-“Ey Hasan! Sakın gözyaşların nefsinin arzusuyla akmış olmasın! Bu gözyaşlarını içinde muhafaza et ki, içerde bir derya olsun. ALLAH-U TEÂLÂ’NIN MUHABBETİ İLE KAYNASIN.” Dedi.
Bir defasında kendisini sevenler ziyarete gelmişlerdi. Evde odayı aydınlatacak bir kandil yoktu. Gelenlere ise ışık lazımdı. Rabi’a (r.anha) parmaklarını üfledi.
Bunun üzerine;
-“Allah-u teâlâ’nin izni ile sabaha kadar parmaklarından ziya fışkırdı ve oda aydınlandı.”
Bir kimse, kendisine cebinden çıkardığı parayı vermek istedi. Rabi’a (r.anha) elini havaya doğru uzattı.
Avucları altınla dolu olduğu halde o kimseye;
-“Sen cebinden alıyorsun, bana böyle veriyorlar.” Dedi.
Bir gün iki kişi Rabi’a-tül Adaviyye (r.anha) yi ziyarete geldiler. İkisi de aç idiler.
-Yemeği helaldır.” Diye içlerinden yemek yemek geçti.
O anda kapıya biri gelerek, Allah rızası için bir şeyler istedi. Rabi’a (r.anha) evde mecut olan iki ekmeğini buna verdi. Gelen sevinerek gitti.
Bir saat kadar sonra bir kişi kucağında bir yığın ekmekle geldi. Rabi’a (r.anha) ekmekleri saydı onsekiz ekmek vardı.
Dedi ki;
-“Ekmekler yirmi olsa gerektir.”
Ekmeği getiren, ikisini saklamıştı. Çıkarıp iki ekmeği de verdi.
Oradakiler hayretle sordular;
-“Bu ne sırdır? Biz senin ekmeğini yemeye gelmiştik. Önümüze koyacağın ekmekleri kapıya gelene verdin. Ardından ekmekler geldi. Eksik olduğunu söyledin.”
Cevabında Rabi’a (r.anha);
-“Siz ikiniz gelince karnınızın aç olduğunu anladım. Önünüze koyacağım o iki ekmeği kapıya gelene verdim. Allah-u Teâlâ’dan bu ekmeklerin misafirlerin karnını doyuramayacağını, bunun için bir yerine on vermesini istedim. Çünkü; En’âm sûresi 160. Ayet-i Kerimesinde; “Bire on vereceğini” bildiriyor. Ben O’nun bu va’dine güvendim. İki ekmek yerine 20 ekmek geleceğini bildiğim için de ekmeklerin noksan olduğunu söyledim.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Rabi’a-tül Adaviyye (Radiyallah-u anha) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Kadın evliyalar, kerametler, Menkıbeler, Rabi'a-tül Adaviyye (r.anha), Tabiin, Tasavvuf
19 Şubat 2012, 09:51 tarihinde.
[...] Devam edecek… [...]