Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh);

19 Ocak 2009 Pazartesi

Bor-e veysike Nusaybin

Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh);

İslam âlimlerin büyüklerinden. Süfyan bin said bin Mesrûk el Kûfi. Künyesi, Ebû Muhammed veya Ebû Abdullah’tır.

95 (M. 715) senesinde Küfe’de doğdu 161 (M. 778) de Basra’da vefat etti. Tebe-i tabiinin büyüklerindendir. İlmini zamanınki büyük âlimlerden öğrendi.

Hadis ve fıkıh ilminde yüksek derecede olup müctehid idi. Mezhebi zamanla unutuldu. Cüneyd-i Bağdad’i (r.a.), Hamdun Kasar (r.a.), bunun mezhebinde idiler.

Hadis, fıkıh, tefsir ve tasavvuf gibi ilimlerde zamanın eşsizlerindendi. Haramlardan kaçıp, şüpheli şeyleri yapmamakta nihayete erenlerdendi. Edeb ve tevazuda (alçak gönüllülükte) benzeri azdı. Cami-ul-kebir, Cami-us-sağir ve feraiz isimli kitabları meşhurur.

Mekke-i Mükerreme’ye gittiği zaman halk başında toplanır, bilmedikleri anlayamadıkları hususları sorarlardı. Hepsine teker teker cevab verir, müşküllerini halederdi. Hafizesi çok kuvvetli ve fevkâlde idi.

-“Hafızam, kendisine tevdi ettiğim, hiçbir şeyde bana ihanet etmedi.” Buyurdu. Ya’ni öğrendiğim hiçbir şeyi unutmadım, demek istedi.

Yirmi yıl geceleri uyumadı ve abdestsiz gezmedi. Ölümü hatırladığında kendinden geçerdi.

Kime rastlasa;

-“Ölüm gelmeden önce ona hazırlan.” Derdi.

Hazreti Süfyan-i Sevri (r.a.) nin annesi O’na hamile iken bir gün dama çıkıp komşuya ait bir turşuyu ağzına koymuştu. Bunun üzerine henüz ana rahminde bulunan Hazreti süfyan, kafasını şiddetle annesinin karnına vurdu. O anda annesi, yediği turşuyu komşudan izinsiz aldığını hatırlayıp komşuya koştu. Onunla helalaştı.

Süfyan-i Sevri (r.a.) ana karnında bile haram lokmayı kabul etmeyip, hep helal lokma ile büyüdü.

Hazreti Süfyan-i Sevri (r.a.) nin gençliğinde sırtı kamburlaşmıştı. Sebebini sordular;

Onlara;

-“Üç ustada talebelik yaptım. Hepsi de zamanın en iyileriydi. Ölüm zamanında üçü de DÜNYADAN İMANSIZ OLARAK GİTTİLER. Ben onların halini görünce, korkudan OMURGA KEMİĞİM EĞRİLDİ. Hele üstadımın birine uzun seneler hizmet ettim. Talebelik yaptım. Hiçbir edebi terk ettiğini görmedim. Dünyada ahrete göçeceği zaman başucunda idim.”

Gözünü açıp;

-“Ey Süfyan! Bana ne olduğunu görüyor musun?” Dedi.

Ben de;

-“Ey Üstadım, kendinizi nasıl buluyorsunuz?” dedim.

O;
-“Beni dergahından kovuyorlar, kabul etmiyorlar. Sen buradan git, bize layık değilsin diyorlar.” Dedi.

Sonra Hazreti Süfyan, yanındakilerden Kur’an-i Kerim istedi, ve elini kitabın üzerine koyarak;

-“Şahid olunuz ki o, bu müshaftan ve içinde bulunanlardan nasipsiz öldü. Yahudi dinini seçti ve can verdi. Allah-u Teâlâ dilediğini yapar.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

<<<Süfyan-i Sevri (r.a.) nın bir başka yazısı>>>


Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Süfyan-i Sevri hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

“Süfyan-i Sevri (Radiyallah-u anh);” için 3 Yorum

  1. Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -3 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Süfyân-i Servi (r.a.) buyurdu ki; [...]

  2. Salavat « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Süfyan-i Servi (r.a.) [...]

  3. Salâvat-ı Şerîfenin Önemi « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Süfyan-ı Sevri (r.a.) tavaf ederken bir adamın her ayak kaldırışında ve yere basmasında Resulüllah (s.a.v.) a salâvatı şerife getirdiğini görünce [...]

Yorum Yapın