‘Ebû talha (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Namazda Huşu- 3

08 Temmuz 2008

dsc06113-nusaybin-navale-sippi-fuadyusufoglu.JPG

Kasyan göleti (Navale sipi)

Ey okuyucu; Şunu iyi bil ki;

Kişiyi namazda meşgul eden, ona namazını gaflet içinde kıldıran ancak hatıra gelen ve kişiyi meşgul eden çeşitli düşüncelerdir.

Öyle ise, bu düşünceleri namaz kılarken defetmek lâzımdır. Bu düşüncelerin def-i de, namaz kılınan yerin sakin olması, kendisini meşgul ederek seslerden hali alması, seccadelerin süslü ve nakışlı olmaması ile olur.

Namaz kılarken baktığı zaman, kendisini meşgul edecek zinet li elbiselerin giyilmesi de bu düşünceleri defetmeye vesile olur.

Nitekim rivâyet edilmiştir ki:

Resulullah (s.a.v.) Ebu Cehm (r.a.) in kendilerine vermiş olduğu nakışlı elbiseyi giyip onunla namaz kıldığı vakit, namazdan sonra elbiseyi çıkarıp, şöyle buyurur:

-“Bunu götürün Ebû Cehm’e verin. Çünkü bu elbise beni az önce namazda meşgul etti.”

Rivâyet olunur ki,

Ebû Talha (r.a.), bahçesinde namaz kılıyordu. Bahçede bulunan ağacın üzerinde bir kuş vardı. Kuş uçup ağaçtan çıkış yerini arıyordu. Ebû Talha (r.a.) nın gözü epey bir zaman kuşa takıldı ve kaç rek’at namaz kıldığını anlıyamadı.

Kendisinin uğradığı bu fitneyi Resulullah’a (s.a.v.) anlatıp şöyle dedi:

-“Ya Resulullah, o bahçeyi sadaka olarak verdim. Dilediğin gibi dağıt.”

Gene rivâyet edilir ki;

Biri bahçesinde namaz kılıyordu. Bahçedeki hurma ağacı meyve ile dolu idi. Adam ağaca baktı, hoşuna gitti, kaç rek’at namaz kıldığını bilemedi. Bunun üzerine Hz. Osman (r.a.) a gelip durumu anlattı.

Ve:

-“Bahçeyi sadaka olarak veriyorum. Onu, Allah (c.c.) yolunda sarfet.” dedi.

Hz.Osman (r.a.) bahçeyi elli bin liraya sattı.

Namazda dört şey işlemek çirkindir:
1- Etrafı gözlemek.
2- Yüzüne el sürmek. (meshetmek)
3- Secde yerindeki, küçük taşları itmek.
4- Önünde biri geçecek yerde namaz kılmak.

Tevrat’ta şöyle yazılıdır:

Allah (c.c.) buyuruyor:

-“Ey Âdem oğlu, Benim huzurumda ağlıyarak namaz kılmak için durmaktan âciz olma. Çünkü ben öyle bir Allah’ım ki, sana senin kalbinden yakınım.

Rivâyet edili ki, Hz. Ömer (r.a.);

Minberden Müslümanlara şöyle der:

-“Kişi, İslâm yolunda sakallarını ağartsa da Allah (c.c.) için namazını tamamlaış olmaz.”

Soruldu:

-“Bu nasıl olur?”

Hz Ömer (r.a.) dedi:

-“Kişi namazında, Allah’a (c.c.) yönelmiş olduğu halde, hûşu ve kalb huzuru ile namazını kılmaz.”

Ebul-Âli (r.a.) ye;

-“Onlar namazlarında gafillerdir.” Âyeti celilesi nin soruldu:

Şöyle cevab verdi:

-“O öyle kimsedir ki, namazını gaflet içinde kılar. Namazı bitirdiğinde, iki rek’atı mı yoksa bir rek’atı mı kıldığını bilmez.

Hasan (r.a.) ise şöyle der:

-“O namaz vaktini geçirendir.”

Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur:

-“Allah (c.c.) buyuruyor ki:

“Kulum benim azâbım dan ancak kendisine farz kıldığımı edâ etmesiyle kurtulur.”

Mükaşefe-tül Kulub (İmam-i Ğazali)

Allah (c.c.) bizleri ve sizleri Namaz kılarken Namaz’ın erkanlara hasasiyet le riayet eden kullarından eylesin. AMİN….

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 2

Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) in kocası ölünce, Medine’de kabilesinin reisi olup, okçuluğu ile meşhür olan Ebû Talha (r.a.) kendisi ile evlenmek için teklifte bulundu.

Ebû Talha (r.a.) zengin sayılır bir kimse olmakla beraber henüz Müslüman değildi. O’da kabilesi gibi putlara tapıyordu. Bu yüzden, Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) O’na cevap olarak;

-“Ben, seni istememezlik etmem. Senin gibisi red olunmaz. Fakat sen Müşriksin. Ben ise Müslümanım, Elhamdülillah! Ey Ebû Talha! Sen, bilmezmisin ki, bu putların sana bir faydası olmayan bir taşa tapmayı nasıl uygun görürsün? Senin İlah deyip taptığın bu ağaçlar, yerden biter, sonra onu bir marangoz yontar. Bu halde sen, bir tahta parçasına tapmaktan utanmıyor musun?” dedi.

Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) ın bu sözü, Ebû Talha’ nın kalbine te’sir etti.

Hazret-i Ümmü Süleym (r.a.);

-“Eğer Müslüman olup, Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed Aleyhis Selam’ın da O’nun kulu ve Peygamberi olduğuna şehadet etsen de seninle evlensem olmaz mı? Bunun için bir mehir (karşılık, bedel) de istemiyorum” deyince

Ebû Talha, O’ndan mühlet istedi, düşünüp karar vermek için yanından ayrıldı.

Ebû Talha İslamiyetin gerçek bir din olduğunu ve putlara tapınmanın anlamsızlığını kavrıyarak Müslüman olmağa karar verdi.

Kısa bir zaman sonra geldi ve;

-“Bana yaptığın teklifi kabul ettim. Allah’tan başka İlah bulunmadığına ve Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in de O’nun Peygamberi olduğuna Şehadet ederim.” Dedi.

Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) kendisinin telkini ile Müslüman olan Ebû Talha (r.a.) ile evlenmeyi kabul ederek, yanında bulunan ve büluğ çağına giren oğluna;

-“Kalk, ey Enes! Ebû Talha (r.a.) yı benimle evlendirmek için gereğini yap!” dedi.

Böylece Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha) ile Hazret-i Ebû Talha (r.a.) nikahlandılar.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 4

Ebû Talha (r.a.) da bunun üzerine ;

-“İnne lillahi ve İnnâ ileyhi râciûn” dedi

Sonra sabah namazını kılmak için mescide gitti. Namzadan sonra çocuğunun öldüğünü ve hanımı ile arasında geçen durumu Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) e haber verince;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) her ikisi için de;

-“Cenab-ı Hak, bu gecenizi hakkınızda mübarek eylesin!” diye duâ etti.

O Gece Ümmü Süleym (r.anha) oğlu Abdullah (r.a.) a hamile kalmıştı.

Bu çocuk, Ümmü Süleym (r.anha) in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber katıldığı bir harpte dünyaya gelmiş. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona Abdullah ismini koyup, Hakkında hayır duâ etmişti.

Bu duâ’nın bereketiyle Abdullah bin Talha (r.a.) nın Yedi veya dokuz oğlu olmuştu ki hepsi de Kur’an-i kerimi ezberleyip hafiz olmuşlardı.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) in hanımlarından Ümmü Atiye (r.anha) diyor ki;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) biz kadınlardan Müslüman olduğumuzda, ölüye ağlayıp feryat figan etmiyeceğimize de söz almıştı. Beş kadından başka kimse bu sözünde durmadı. Resulullah (s.a.v.) verdiği sözü aynen yerine getirenlerden biri de Ümmü Süleym (r.anha) dır.

Ümmü Süleym (r.anha) dinine son derece bağlı ve sabırlı bir kadındı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ı çok severdi. Evinde pişirdiği yemekten, mutlaka O’na ayırırdı. Daha Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye YENİ HİCRET etmişlerdi.

O sırada Hazret-i Eyyub el-Ensari (r.a.) nin evinde kalıyordu. Bir hizmetçi de yoktu. Müslümanlardan her biri, gücü yettiği miktarda, Resulullah (s.a.v.) a HEDİYELER tekdim etmişlerdi.

Ümmü Süleym (r.anha) de; O sırada elinde hediye edecek bir şey bulunmadığı için henüz 12 yaşlarında olan oğlu Enes (r.a.) i Ebû Talha (r.a.) ile beraber elinden tutarak, Resulullah (s.a.v.) in hzuruna getirdi.

Ve;

-“Ya Resulallah! Enes, terbiyeli bir çocuktur, zekidir. Musaade ederseniz, size HİZMET ETSİN! Hadım olayarak size hediye ettim. Benim oğlum ve sizin de hizmetkarınızdır.” Dedi.

Hazret-i Enes bin Mâlik (r.a.) buyurdu ki;

-“Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye gelişlerinden vefatlarına kadar, hazarda ve seferde kendilerine hizmet ettim. Yaptığım herhangi bir işten dolayı bana;

(-“Bunu neden böyle yapmadın?”)

-“Veya yapmadığım bir iş içinde,”

(-“Bunu böyle yapmasaydın!”) demedi.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebevvi

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 5

Hatta bir gün Enes bin Mâlik (r.a.) i, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir yere gönderdiğinde eve geç gelmişti.

Annesi Ümm-ü Süleym (r.anha);

-“Eve niçin geç geldin?” dedi.

Hazret-i Enes (r.a.) de;

-“Peygamberimiz (Sallallahau aleyhi ve sellem) beni bir işe gönderdi.” Dedi.

Annesi Ümmü Süleym (r.anha);

-“Nedir o iş?” deyince

Enes (r.a.);

-“O aramızda GİZLİ SIRDIR.” Diye cevap verdi.

Bunun üzerine annesi;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın SIRRINI iyi muhafaza et!” dedi.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha), Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın diğer hanımları gibi harplerin çoğuna iştirak edip, icabında bizzat dövüşmüştür. Bu harplerin her birinde önemli hizmetler görmüştür.

Uhud harbine katılıp, müşrik ordusuyla harb eden askerlere hizmet etti. Kocası Ebû Talha (r.a.), iyi bir okçu ve cesur bir asker olduğundan hep Resulullah (s.a.v.) i korumakla meşgüldü.

Oğlu Enes (r.a.), yaşı küçük olduğu halde, bu harbe o da gelmişti. Su tulumlarını doldurup annesi Ümm-ü Süleym (r.anha) e ve Hazret-i Aişe (r.anha) ye veriyordu.

Bu harbin en şiddetli zamanıydı. Bir ara askerler arasında panik baş göstermiş, Resulullah (s.a.v.) in yanından ayrılmışlardı. Resulullah Efendimiz (s.a.v.) yanındaki 12 kişi ile hiç yerinden ayrılmamış, sebat göstermişti.

Bu çok tehlikeli harb gününde, Hazret-i Aişe (r.anha) ile Hazret-i Ümmü Süleym (r.anha), asker arasında, durmadan arkalarında kırbalarla su taşıyorlar ve yaralıların ağzına su veriyorlardı.

Bu kapları (kırbaları) boşalınca son derece bir çeviklikle geri dönüp gelerek kırbaları dolduruyorlar, sonra yine acele edip yaralılara su veriyorlar, onların yaralarını sarıyorlardı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs-Selam kapısı (Mescidi Nebevvi)

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 6

Hendek harbinde ise, bütün çocuklarla birlikte kale gibi bir evde mahfuz kalmışlardı. Harbe katılmamıştı. Hicrertin yedinci (M. 629) senesinde Hayber savaşında, Resulullah (s.a.v.) ın maiyetinde bulunuyordu.

Fetihten sonra esirler arasında Hazret-i Safiye (r.anha) yi, Ümmü Süleym (r.anha) e evine ve emrine tevdi buyurdular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte Mekke’nin fethinde de bulunmuştur.

Bunun arkasından Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha), Huneyn savaşına da bizzat iştirak etmiştir. Bu sırada oğlu Abdullah (r.a.) a hamileydi. Buna rağmen eline bir hançer geçirmiş hazır vaziyette bekliyordu.

Bu harp esnasında kocası Hazret-i Ebû Talha (r.a.), tebessüm ederek, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yanına geldi ve;

-“Ya Resulallah! Ümmü Süleym (r.anha) in hançerini gördün mü?” diye sordu.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem), Ümmü Süleym (r.anha) e dönerek;

-“Ey Ümmü Süleym! Bu hançer ile ne yapacaksın?” buyurunca

Ümmü Süleym (r.anha) de dedi ki;

-“Ben bunu, bu günler için hazırlamıştım. Hele müşriklerden birisi bir kere yanıma yaklaşsın!.. Bununla karnını deşerim.”

Harp meydanında en cesaretli kahraman mücahidlerden bile öne geçerdi. Huneyn harbinde, bir ara Müslüman saflarında bir dağılma baş gösterdiği sırada, Ümmü Süleym (r.anha), hançerini çekip, sebat göstermiş, arslanlar gibi düşmana saldırmıştı.

Eli hançerli Ümmü Süleym (r.anha), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gelerek;

-“Eğer, izin verirseniz, paniğe uğrayıp, senin yanından ayrılanları da öldüreyim!” dedi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’na cevabında;

-“Ey Ümm-ü Süleym! Allah-u Teâlâ bize yetişti ve zafer ihsan etti.” Buyurdu.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in faziletleri çoktur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e ve O’nun hanımlarına çok hizmet etmiştir.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs Selam kapısı Mescid-i Nebevvi

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 7

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), O’nun hakkında buyurdu ki;

-“Rüyamda cennete girdim. Bir de baktım ki, Ebû Talha’nın hanımı Rumeysa (Ümm-ü Süleym) de oradaydı.”

O, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) i çok sevdiği gibi, Resulullah (s.a.v.) da O’nu ve bütün ailesini severdi. Hanımlarından başka kimsenin evine gidip istirahat etmediği halde, Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in evine giderdi.

Orada adetleri üzere kaylûle yaparlar, öğleden evvel biraz uyurlardı. Namaz vakti gelince, hasırdan seccadeleri serip, O’nun çocukları ile beraber namaz kılardı.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in oğlu Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle anlatıyor;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) MEDİNE’YE GELDİĞİ ZAMAN BEN KÜÇÜKTÜM. Annem Hazret-i Ebû Talha (r.a.) ile evlenmişti. Ebû Talha (r.a.) çok fakir kalmıştı. Çünkü malının tamamını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ahediye etmiş, O’DA FAKİRLERE sadaka OLARAK DAĞITMASINI İSTEMİŞTİ. Bir iki gün hiç yemek yemeden geçirdiğimiz zamanlar olurdu. Bir gün annemin eline biraz ARPA geçmişti. O’nu un yaptı ve iki ekmek pişirdi. Komşudan azıcık süt istedi.”

Bana;

–“Ebû Talha (r.a.) yı da çağır, beraber yiyelim,” dedi

Ben de sevinerek çıktım.

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), eshab-i Kiram ile oturuyorlardı.

-“Ya Resulallah (s.a.v.) annem sizi çağırıyor.” Dedim.

Kalktılar, Eshab-i Kiram (r.anhüm) a da;

-“Kalkınız.” Buyurdular

Eve yaklaştık.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ebû Talha (r.a.) ya;

-“Hiçbir şey hazırladın mı ki, bizi eve davet ediyorsun?” buyurdular.

Ebû Talha (r.a.);

-“Ya Resulallah, dünden beri bir şey yememişim, evde bir şey olacağını zanetmiyorum.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Peki, Ümm-ü Süleym bizi niçin davet etti, eve bir bak!” buyurdular.

Ebû Talha (r.a.)içeri girdi.

Ümm-ü Süleym (r.anha);

-“İki arpa ekmeği pişirdim, komşudan da biraz süt istedim. Enes’i seni çağırması için gönderdim.” Dedi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bab-üs Selam kapısı Mescid-i Nebevvi

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 8

Ebû Talha (r.a.) dışarı çıkıp Ümm-ü Süleym (r.anha) in dediklerini söyledi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Zararı yok, içeri girelim.” Buyurdular.

Kendileri, Ebû Talha (r.a.) ve ben içeri girdik;

-“Ekmekleri getirin.” Buyurdular.

Mubarek ellerini ekmeklerin üzerine koydular, parmaklarını açtılar ve

–“ON KİŞİ çağırın.” Buyurdular.

Çağırdım.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Oturunuz, Bismillah deyip, parmaklarımın arasından yiyiniz!” buyrdular.

BU ON KİŞİ, BU ŞEKİLDE YİYİP DOYDUALR.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“On kişi daha çağırın.” Buyurdular.

Çağırdım.

-“Onlar da aynı şekilde doydular. Böylece Eshab-i Kiram’dan yetmişüç kişi yeyip doydular. Sonra üçümüz yedik, doyduk. Sonra ekmekleri annem Ümm-ü Süleym (r.anha) e verdiler.”

Resulullah (Sallallah aleyhi ve sellem);

-“Al, ye ve kime istersen yedir.” Buyurdular.

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), çok kere Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in evine teşrif eder ve orada istirahat ederlerdi.

Bir gün, istirahat için uyudukları bir sırada, mübarek alınları terlemişti. Ümm-ü Süleym (r.anha) mübarek alınlarının terini silmeye başladıkları zaman uyandılar

Ve O’na sordular;

-“Ya Ümm-ü Süleym! Ne yapıyorsun!”

Cevabında Ümm-ü Süleym (r.anha);

-“Ya Resulallah, bereket için alnınızın terini mendile alıyorum, bunu saklayacağım.”

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) mübarek terini, böyle mendil ile toplar ve bunu bir şişe içinde saklardı.

Yine bir ara Resul-i Ekrem efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in evinde bir su tulumun ağzından su içmişlerdi.

Ümm-ü Süleym (r.anha) bu tuluma, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in mübarek ağızları dokundu diye bereketlenmek için sakladı ve bir daha kullanmadı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebevvi

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 9

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in Resulullah (s.a.v.) a sevgisi, saygısı ve hizmeti çoktu. Resulullah efendimiz (s.a.v.) de Ümm-ü Süleym (r.anha) e iltifat gösterirlerdi. O’na çok dua etmişlerdi. Kendisine, ailesine ve çocuklarına hayır ve bereket istemişlerdi.

Nitekim Ümm-ü Süleym (r.anha), Resulullah (s.a.v.) a hizmet etmesi için oğlu Enes bin Mâlik (r.a.) i götürüp teslim ettiklerinde, O’na dua etmelerini istedi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) de Hazret-i Enes (r.a.) hakkında, ömrünün uzun ve hayırlı olamsı, mal ve evladının çok olması ve sahip olduğu her şeyin feyizli ve bereketli olması için duâ etmişti.

Resulullah (s.a.v.) ın Duâ’sı bereketiyle Enes bin Mâlik (r.a.), 103 yaşına kadar yaşayarak 80 evladı, bunlardan 78′i erkek, yalnızca ikisi kız olmuştur. Yalnızca  Malı da sayılmayacak kadar çoktu. Hazret-i Ömer (r.a.) in halifeliğinde halka fıkıh ilmi öğretmek için Basra’ya gidip 91 (M. 710) tarihinde orada vefat etti.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in erkek kardeşi Harâm bin Milhan (r.a.) ve kız kardeşi Ümm-ü Hiram (r.anha) da, Resulullah (s.a.v.) ın iltifatına mazhar olmuştur.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha) in evine sık sık gitmesi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a sorulduğunda,

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Ben Ümm-ü Süleym’e acıyorum. Çünkü O’nun erkek kardeşi (Harâm bin Milhan) bana yardım ederken şehid olmuştur.”

Ümm-ü Süleym (r.anha) in kızkardeşi Ümm-ü Hiram (r.anha) in evi de Resulullah (s.a.v.) ın ziyeret ederek şereflendirdiği yerlerdendi. Bazen Kaylûle için oraya gider, uyurlardı.

Bir gün uykudan kalktıklarında tebessüm ederek Ümm-ü Hiram (r.anha) a buyurdular ki;

-“Ümmetimden bir kısmını gemilere binip, kafirlerle gazâ’ya giderler gördüm.”

Ümm-ü Hiran (r.anha) bu müjdeyi duyunca;

-“Ya Resulallah! Duâ et, ben de onlardan olayım.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ya Rabbi! Bunu da onlardan eyle!” buyurdu.

Hazret-i Muaviye (r.a.) zamanında Ümm-ü Hiram (r.anha) kocası ile gemilere binip Kıbrıs’a cihad etmeye gitti. Orada attan düşüp şehid oldu.

Bir ara Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) hac için Mekke’ye gidiyorlardı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ümm-ü Süleym (r.anha) e buyurdular ki;

-“Ey Ümm-ü Süleym! Bu sene bizimle Hacca gelir misiniz?”

Ümm-ü Süleym (r.anha) da;

-“Ya Resulallah! Kocamın iki bineceği vardı. Bunlardan birini kendisi, birini de oğlu için alıp hacca gidiyor. Bana bir binecek kalmadı.” Dedi.

Bunun üzerine Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ümm-ü Süleym (r.anha) i mübarek hanımlarının develerine bindirip Hhacca götürdüler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Nebevvi

Ümmü Süleym (Rumeysâ) Radiyallah-u anha- 10

Yolda kadınların develeri, arkadan geliyordu. Bunların hizmetinde de, Resulullah (s.a.v.) in kölesi Enceşe (r.a.) vardı.

Hazret-i Enceşe (r.a.) develeri yürütmek için nağmeli sözler söyliyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bunu işitince;

-“Enceşe, Enceşe! Yavaş söyle, yavaş söyle! Kadınlar rahatsız olmasınlar.” Buyurdu.

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha), çocuk terbiyesi bakımından üstün bir bilgi sahibiydi. Çocukları çok güzel terbiye eder ve yetiştirirdi. Oğlu Enes Bin Mâlik (r.a.) bu hususta şöyle bildiriyor;

-“Allah-u Teâlâ anneme iyi karşılıklar versin! Bana çok iyi bakıp, çok iyi yetiştirdi.”

Hazret-i Ümm-ü Süleym (r.anha), Hadis ilminde çok bilgi sahibiydi. O da, birçok meseleleri haleder, Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın çözemediği bir çok mahrem meselelere cevap verirdi.

Kendisinden Ebû Hüreyre (r.a.), Oğlu Enes bin Mâlik (r.a.), Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), Hazret-i Ebû Seleme (r.a.) ve Hazret-i Amr bin As (r.a.) gibi bazı Eshab-i Kiram, Hadis-i şerif rivayet etmiştir.

Bir ara Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.) ve Hazret-i Abdullah bin Abbas (r.a.) bir MESELE HAKKINDA İHTİLAFA DÜŞMÜŞLERDİ. Gelip kendisine sordular. O da meseleyi haletti ve ikisinin de ikna olacağı cevaplar verdi.

Ümm-ü Süleym (r.anha) mahrem meseleleri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a sormaktan çekinmezdi. Çünkü PEYGAMBERİMİZ (s.a.v.) in SÜT TEYZESİ İDİ.

Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) da’vetlere icabet eder ve verilen ziyafetin SADAKA olup olmadığını sormazdı. Çünkü âdet olarak ziyafetler SADAKA olarak değil, HEDİYE olarak verilirdi.

Bunun gibi Hazret-i Enes (r.a.) in annesi Ümmü Süleym (r.anha) ve yine Enes (r.a.) in rivayet ettiği üzere, bir terzi Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) i da’vet etmiş ve Resul-i Ekrem (s.a.v.) e kabak yemeği ikram etmiştir.

Ayrıca İran’lı bu zat Resul-i Ekrem (s.a.v.) i da’vet etti.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Âişe de beraber mi?” diye sordu.

O ise;

-“Hayır.” Deyince,

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ben de gelemem!” buyurduktan sonra,

Adamın tekrar da’veti üzerine Hazret-i Âişe (r.anha) ile da’vet’e icabet ettiler. Da’vet eden kendilerine, yemek olarak erimiş kuyruk yedirdi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem), hepsinin yemeğini yedi ve kendilerine bir şey sormadı.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Süleym (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu