…İbret…
Cennettül-baki-kabristani (Medine-i münavvara)
Bu mezarlıkta Peygamberimiz (s.a.v.) in ehli beytinden ve Sahabe-i kiram (Rıdvanullahı Teâlâ aleyhi ecmain ) den onbin kişiler bulunuyor.
Naklolunur ki;
Malik Bin dinar (k.s.) Hazretleri kabristandan geçerken bir mevta’yı defn ettiklerini gördü:
Yere oturdu. Çok ağladı.
Kendi kendine dedi ki:
“-Ey Malik yakın zamanda sen de bunun gibi olursun. Ölüm sana da gelecektir.
Sonra dervişlerine döndü ve:
“-Ben ölünce kefene koymayın, ayağıma ip takın. Yüzüm üzerine sürükleyin. Kabir yanına getirin.”
Ve deyin ki:
-”(İlahi İşte Kaçkın Malik’i getirdik.’)
-”Kiyamet kopunca başımı kabirden çıkardığım zaman bakın ki;”
-”Yüzüm siyah mı olmuştur, yoksa beyaz mı?”
-”Kitab verilirken bakın Kitabımı sağdan mı verirler, soldan mı?”
-”Mizana bakın sevablarım mı ağır gelir günahlarım mı?”
”Ey günahkarlar, şimdi dostlarımdan ayrılınız” kelime-i İlahisi söylenince bakın ki Cennet yoluna mı gidiyorum, Cehennem yoluna mı?”
Malik Bin dinar bu vasiyetini, böylece tamamladı. Derinden bir ah çekti. Ve canını Huda’ya teslim etti.
Sonra bir ses işitildi:
“-Malik bin Dinar bütün tehlikelerden kurtuldu, Rahman’ın Rahmetine kavuştu.”
-“İlahi biz fakır kullarını son nefesimizde geniş olan lûtfuna ve büyük keremine mahzar kıl. Ruh kuşumuzun (-“Rabbine rücu et”) nidasıyla melekler aleminden uçmak nasib eyle… Amin.”
Mearicün Nübüvve (Altıparmak)
Allah bizleri ve sizleri Evliyaullah olan sevgili kullarının yüzü suyu hürmetine Afv eylesin. Amin…
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Allahın veli kulları, İhlas, Tasavvuf
02 Haziran 2008, 16:37 tarihinde.
Merhaba din kardeşim, iadei ziyarete geldim ve çok nurani ve aydınlatıcı bir sayfayla karşılaştım.Yazılarınız ve resimleriniz çok güzel nurani bir ışık saçıyor kalplere.
Sevgi ve selamlarımla, dua ile kalın.
03 Haziran 2008, 08:01 tarihinde.
s.a Fuad amca yegenim şu anda ameliyata alındı kıymetli dualarınızı esirgemeyin lütfen
03 Haziran 2008, 13:44 tarihinde.
Yegenimin
sağlık durumu şu an itibari ile iyi Elhamdülillah… Ameliyatı başarılı geçti dualarını esirgemeyen tüm kardeşlerden Rabbim razı olsun Tüm hastalara Allah tan acil şifalar… 14:37
14 Haziran 2008, 01:32 tarihinde.
Bizler şu günahkar hâlimizle hiç ölümden korkmuyoruz öyle değil mi?
14 Haziran 2008, 20:48 tarihinde.
11/9/2006 – Binlerce kez amin…
Yazan: nurislam
İnşallah biz de Allah’ın sevgili kullarından biri olarak canımızı teslim ederiz.Rabbim cümlemizi Hak yolundan ayırmasın.Ölüm her an kapımızda bekliyor biz buna hazırmıyız tam olarak her gün bu soruyu kendimize sormalıyız.
‘Nasihat istersen ölüm yeter!…
14 Haziran 2008, 20:49 tarihinde.
11/9/2006 – selâm
Yazan: newsedat
Fuad amca kafam çok fena karışık. özür dilerim. hatim duası bu akşam için lazımdı şimdi düşünebildim. Bence bu duayı yukarı almalıyız. yani tablonun altına. .. Ben şimdi hallederim. Ama siz isterseniz tabi. Lütfen bildirin.
14 Haziran 2008, 20:49 tarihinde.
11/9/2006 – sl
Yazan: acilarparki
mgünaydınlar
hayırlı sabahlar dilerim
tüm dualarınız kabul olsun
14 Haziran 2008, 20:54 tarihinde.
11/9/2006 – slm
Yazan: neredeyim
okumak yine çok güzeldi…demişytim ya tıpkı din dersinde dinliyormuş gibi oluyorum ama bu sfer okuyorum dinlemiyorum..paylkaştğın için sağol fuad amca..sevgiyle kal…
14 Haziran 2008, 20:56 tarihinde.
11/9/2006 – Dualarda unutulmamak üzere
Yazan: igra
Oğlum ve kızım için dua ederseniz sevinirim.İnşallah doğru yoldan sapmaz RABBİME layıkıyla kul habibimize hayırlı ümmet olurlar RABBİM namaz aşkı kuran aşkıyla yandırsın onun istediği gibi bütün evlatlarımızı doğru yoldan ayırmasın.Bizleride YARABBİ!!!
14 Haziran 2008, 20:56 tarihinde.
11/9/2006 – NASILSINIZ
Yazan: İGRA
Misafirim olduğu için sizleride fazla gezemiyorum hakkınızı helal edin .3.cüz okundu ALLAH’a emanet olun.Dualarımız sizlerle.Ailenize selamlar ellerinizden öperim.
14 Haziran 2008, 20:57 tarihinde.
11/9/2006 – …
Yazan: geceyetebessum
Es Selamu Aleykum ve Rahmetullah ve Berekatihu…
Fuad Amca; Yapılmış ve Yapılacak bütün duaların kabulu ıcın Rabbımdan ıstıyoruz…Allah’ım Sen dergahında yapılmış ve yapılacak olan dualarımızı ,Kabe-i Muazzamada , Mescid-i Nebi de, Yapılan Dualardan, eyle…ve bizleri İsmi Azam(c.c.) Hakkı ıcın, Azametin Hakkı Icın, Esma-ül Hüsnanın Hakkı ıcın Affet…
Allah’ım Sen Affedicisin,Affetmeyide Seversin.O Halde benide/Bizleride Affet(Amin)
saygılarımla
Fatihaya Muhtac Kardesınız Geceye Tebessum(sıratyolcusu)
vesselam
14 Haziran 2008, 20:58 tarihinde.
11/9/2006 – s.aleyküm
Yazan: uneshan
saygı değer Fuad abi Allah (cc) senden razı olsun ki, bizleri Kur’an okumaya teşvik ettin.yaptığın bütün dualara canı gönülden amin diyorum…
Okuduğum cüz sayısı normal hatta az geliyor ama diğer arkadaşların hakkına da riayet etmek lazım…Okuyamayan olursa bana bir gün önceden haber verirseniz okurum inşaallah..
kusura bakmayın b.sayarımda bir arıza vardı bir haftadır yoktu bugün geldi,yorum yazan ve uğrayan tüm arkadaşlara teşekkürler…
Geçmiş kandilinizi de kutlar ellerinizden öperim,dualarınızı eksik etmeyin inşallah..
saygılar,,,
14 Haziran 2008, 20:58 tarihinde.
11/9/2006 – sa
Yazan: neslinursema1
Degerli fuad amcacigim, cuzler tamam. Insallah bu haftaninkinide okuycam Allahin izniyle. Amin….! Allaha emanet olun
14 Haziran 2008, 20:59 tarihinde.
11/9/2006 – s.a.
Yazan: cerenimo74
ben sizin adınızı sık sık abim ve ablamdan duyuyordum ama bloğunuza ilk defa girdim. eğer kabul ederseniz hatime bende katılmak istiyorum.
14 Haziran 2008, 21:00 tarihinde.
12/9/2006 – merhaba,
Yazan: lotuse
allah kabul etsin okunan kuranı kerimi(amin)
iyi geceler fuat amca,saygılar.
14 Haziran 2008, 21:01 tarihinde.
12/9/2006 – hayırlı sabahlar
Yazan: sengidince
okul telaşı başladı hocam :) birgece gecikmeyle katılabildim duaya
allah kabul etsin.
bu hatim okadar iyi olduki, hep üzülürdüm vaktim yok okuyamıyorum diye demekki isteyince oluyormuş sakın bırakmayın bu hatim hep devam etsin.
çevremde herkesede söylüyorum net kötü birşey değil ben böyle bir proje içindeyim insan ne yapmak isterse onun içinde bulur kendini bunuda sayenizde öğrendim.
allah razı olsun her daim sağlıkla kalın hakkınızı helal edin…
ess…
14 Haziran 2008, 21:02 tarihinde.
12/9/2006 – sa
Yazan: neslinursema1
Sevgili amcacigim yorumu tekrar duzenledim daha sevab olsun diye. dusundugun icin sagol kusura bakma hakkini helal et .Allah razi olsun saygilar..Allaha emanet olun.
14 Haziran 2008, 21:02 tarihinde.
13/9/2006 – başlık yok
Yazan: gururdanyelek
hiç duymamıştım bunu teşekkürler bildirdiğin için.
14 Haziran 2008, 21:03 tarihinde.
14/9/2006 – Yüce Rabbim hepimizi affeylesin inşallah.
Yazan: mevsimmsizz
Sevgili blogcu abim, beni merakın için teşekkür ederim, buralardayım ve elimden geldiğince bloğumu takip etmeye çalışıyorum hergün. Fani dünyanın sıkıntılarını herkes kadar bende yaşıyorum ama inanıyorumki atlatacağım yakın zamanda. Yüce Rabbim kapısına gelen kullarını geri çevirmez ve ben biliyorumki açılan elleri geri çevirmez, onun için O’na hergün el açıp yalvarıyorum bizleri ve günahlarımızı affetmesi için.
14 Haziran 2008, 21:04 tarihinde.
12/9/2006 – EY NEFSİM!
Yazan: kalbinur
EY NEFSİM!
Yıllardır beni uyuttun. Hep yarına bıraka bıraka koca bir ömür heder oldu. Gecelerim teheccütsüz heyecansız gündüzlerim semeresiz başarısız geçti. Acaba yarın yarın diye uyuttuğun yarınlarımı, meçhul bir yarında nasıl doldurabileceksin?
Ne zaman beni çevreleyen basitliklerle bağımlılıklara civciv misali küçük bir darbe vurup hür dünyaya açılmak istesem, granitten dağlar gibi karşıma dikildin. Olmadık desiselerle beni kandırdın. Bitmeyen isteklerle beni aldattın. Yıllardır taam (yemek), kelam (konuşma) menam (uyku) hapisanesinde, inim inim inlettin, ızdıraplarımı, bana ney gibi dinlettin. İrademi, rehavet, meskenet zincirleriyle sımsıkı sardın.
Bana sunulan saat altınlarını değerlendiremedin. Hepsini badi heva zayı ettin. Kimbilir, içinde ne hediyeler saklayan günlerin ve ayların zarfını açamama bile müsaade etmedin. Hepsi boşa gitti. İçlerinde neler sakladığını anlayamadan.
Söyler misin; ALLAH aşkına, senin yaşayan bir cenazeden ne farkın var?
İnsan süresini ağlaya ağlaya okudun. Amma o muhteşem sarayın kapılarını bir türlü aralayamadın. Kendini, kendi çevreni tanıdığın kadar tanıyamadın. Kendi içinde kendine yabancı kaldın. Kendi kendine hapisane yaptın.
Fetih süresini okudun, bırak dışarıyı, içinde bir tek fetih bile yapamadın. Konuşma, yemek, uyku esaretinden kurtulamadın. İradeni feth edemedin. Namazla cenneti takas etmeyi çalıştın, ayetleri bir teyp gibi ezberledin amma uyguladıkların hep adetlerin oldu.
Peygamberimizin saçlarını ağartan Hud süresiyle karanlık gecelerin bir türlü aydınlatamadın. Gayreti hep birilerinden bekledin. Senin de birileri olduğunu hep unuttun.
Bir fikir uğruna hayatı hakir gören peygamberlerin hayatını, uzun kış gecelerinde kıssa niyetiyle okudun. Fakat hayatındaki kışları, bir türlü baharlara çeviremedin. Çünkü onları anlayamadın.
Yusuf’u düşündün mü hiç? Kuyu diplerini sultanlığa sıçrama rampası yaptığını, hapisaneleri nasıl medreseye çevirdiğini anlayabildin mi? Dünya ve içindeki her şey ayaklarının ucundayken hayatı istihkar edip ölümü özlemesini anlayabildin mi? Anlayamadın evet anlayamadın… onun içindir ki Yusuf’ta boğulan dünyada, boğulmak üzere ölüm çığlıkları atıyorsun.
Ateşler içindeki İbrahim’in ateşleri bir baharistana çevirdiğini, bıçak altındaki İsmail’in yeniden doğduğunu, Sefine-i Nuh’u batırmak isteyen tufanların ancak sahili selametle çıkmasına hizmet ettiğini suikastlar içinde İsa’nın denizler ortasında, Musa’nın nasıl vuslata erdiğini anlayabildin mi?
Anlayamadın …
Ya çelikten duvarlara çarpmış gibi bir örümcek ağı karşısında beyinleri dumura uğrayan müşriklerin düştüğü perişan halde yatan gizli hikmeti çözebildin mi?
Bir gergef gibi ömrünün her anın çile yumağıyla dokuyan Hz. Muhammed (S.A.V) “Ümmetim” derken sen nefsim dedin. O davam derken sen hevam dedin. O davasını yüceltirken sen hevanda cüceleştin. Onun çağları peşinden sürükleyen davasından ne yazık ki kala kala sarığı, sakalı, tesbihi, umresi, namazı kaldı. Ne yazık ki; onları da bir türlü anlayamadın.
Kokularla süslediğin sakalın ruhunu, ruhunla mecz edemedin. Dolayısıyla sakallı çocuk olmaktan kurtulamadın!
Başındaki sarık beyaz kefenin iken, yastığının altındaki ölümü çok uzaklarda zannettin. Dünyanın oyuncaklarıyla evcilik oynarken, dünyanın elinde, oyuncaklaştığının farkında bile olamadın.
Bir adet halinde getirdiğin beş vakit namazın aynı safta omuz omuza namaz kıldığın kardeşini gıybet etmekten seni kurtaramadı. Kalbine gözüne kulaklarına el ve ayaklarına tutturamadığın oruçların sadece midene münhasır kaldı. Oruç tuttuğunu zannettin amma, aç kaldığını anlayamadın.
Başına taç ettiğin başörtüsü sadece başını örtebildi. Başının altındakiler ne yazık ki başörtüsünden nasibini alamadı. Çünkü başörtüsünü takva örtüsüyle birlikte örtmedin. Gözlerin, kalbin ve duyguların çıplak kaldı. Kendini fark ettirebilmek için aynanın karşısında çeşit çeşit kılıklara girdin. Yapmacık gülüşlerle, hırsızlama bakışlarla başkalarının duygularını çalmaktan utanmadın. Ruhunun çığlıklarına bedel sen gülüyordun. Düştüğünü ve düşürdüklerini anlayamadın.
Burnunun dibindeki farzları görmezden gelip, sünnet diye diye defalarca umreye gittin. Kabe’yi tavaf ettin. Yeryüzündeki iki milyar Müslüman’ın sadece kemmiyet olduğunu, bir keyfiyet olmadığını hiç düşündün mü? Düşündün mü binlerce birilerimiz varken nasıl ayrı kaldığımızı nasıl parçalandığımızı.
Aynı camii de birlikte namaz kıldığın kardeşinin fakr-u zaruretini görmezden geldin. Onu ihtiyaçları pençesinde kıvranırken, zevkle seyrettin. O kuşların dondurucu soğuklarını kemiklerinde ısıtırken, sen buğulu camların arkasında tesbih çekiyordun. Dünya cennet kevserlerine denk bir lezzeti, kardeşinin acılarını dindirme lezzetini tadamadın. O lezzeti falan duayı şu kadar okuyarak alacağını zannettin. Aldandın. Elindeki elmasları birkaç şekerlemeye değişen ahmak çocukları gibi aldandın.
Hani hepimiz mümindik, hani birimizin ızdırabı hepimizin ızdırabıydı. Hani şarkta bir müminin ayağına diken batsa, garptaki mümin rahatsız olacaktı. Hani bir mümin öldüğü zaman, sema ve arz onun ölümüne gözyaşı dökerdi. Hani mümin yeryüzünün zinetiydi. Hani müminler bir vücudun azaları gibiydi. Hani göz ağrısa, bütün vücud o acıyı içinde hissedecekti.
Hani Hz. Ebubekir’in teslimiyeti? Hani Hz. Ömer’in destanlaşan adaleti? Hani Hz.Osman’ın dillerden düşmeyen hayası? Hani Abdurrahman gibi zenginler? Hani Ebuzer gibi fakirler hani Ensar Muhacır gibi kardeşlikte yarışanlar nerede, nerede hani? Anlayamadın. Ne yazık ki bunları anlayamadın!
Anla artık!… Ne olur anla!
Anla ki, cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil!
Anla ki; cennete giden yol asfaltla döşenmemiş!
Anla ki; bedelini ödemediğin hiçbir şeye sahip olamazsın!
Anla ki; dünyayı bize bizler zindan ediyoruz.. ihmallerimiz, enaniyetimiz, samimiyetsizliğimiz ……
Anla ki; Eyüp gibi sabır erbaini doldurmadan, Yusuf gibi kuyu diplerinde yıllarca çile çekmeden, Yakuplar gibi gözlerini hasrete kurban etmeden ,olmaz!
Anla ki; İsmail’ler gibi bıçak altına yatmadan, İbrahimler gibi YA ALLAH deyip kendine ateşlere atmadan olmaz. Sefine-i Nuh gibi tufanları yara yara hedeflere gitmeden olmaz!
Ve Anla ki; bir ömür boyu gözyaşlarını ceyhun edip alın teriyle mecz ederek ümmeti için an be an, dem be dem, çile çeken Hz. MUHAMMED (s.a.v.) gibi çekmeden olmaz!
Ve şunu çok iyi anla ki; başkalarının hayata Aşık olduğu kadar Ölüme Aşık olmadan Olmaz!!!!!!