Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha);
Hop köyü (mağarası)
Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha);
Endülüs’ün İşbiliyye şehrinde yetişen hanım evliyadan. İsmi, Fâtima binti Müsennâ (r.anha) dır. 7. Asırda yaşamıştır.
Muhyedin i Arabi hazretleri (r.a.) Ruh-ül kuds isimli eserinde şöyle anlatıyor;
-“Ben, Fâtima binti Müsennâ (rahmetullahi aleyha) ya yetiştim. On sene sohbetlerine devam ettim. Dikkat ettim, hiçbir şey yemiyordu. İnsanlar yemek olarak kapısının önüne bir şeyler koyarlarsa, onlardan ölmeyecek kadar yerdi. Ben yanında oturduğumda, yüzüne bakmağa utanır, haya ederdim. 90 yaşının üzerinde olduğu halde, kendisini gören çok genç zanederdi. Kendi halınde yaşardı. Dünya ile alakası yoktu. Kimseden bir şey istemezdi. Bir ihtiyacı olsa, görülmesi icab eden bir işi meydana çıksa, Fatiha-i şerif’eyi okur, Allah-u Teâlâ’nın izni ile o şey hemen halolurdu. Onun kalması için, kendi elimle hurma dallarından bir ev yaptım. Orada kalırdı. Huzuruna benden başka kimsenin girmesine müsâade etmezdi.”
-“Niçin sadece ona izin veriyorsunuz?” diye sual edildiğinde,
Cevaben buyurdu ki;
-“Başkaları yanıma geldikleri zaman yarım olarak gelirler. Ya’ni kendileri gelirler, fakat kalbleri; işlerinin, dünyalıklarının, evlerinin, ailerinin yanında kalıyor. Ancak Muhyeddin İbn-i Arabi benim evladımdır. Gözümün nûrudur. Yanıma geldiği zaman, tam gelir. Oturduğu zaman tam oturur. Diğerleri gibi, geride bir şey bırakmaz. Düşünceleri, kalbi geride olmaz.”
Fatimâ binti Müsennâ hazretleri (Rahmetullahı alayha), her an Allah-u Teâlâ’yı düşünürdü. Hep onu hatırlardı.
-“Ente, ente.” (Sensin, sensin) senden başka her şey boştur.” Derdi.
Onun halini ve durumunu anlamayanlar, kendisine (haşa) ahmak derlerdi.
Hakkında böyle uygunsuz şeyler söylendiğini haber alınca;
-“Asıl ahmak, Rabbini tanımayanlardır.” Buyururdu.
Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı aleyha), o zamanda bulunanlar için âleme, Allah-u Teâlâ’nın bir rahmeti idi.
Bir Ramazani şerif bayramı akşamı, Fâtima binti Müsennâ (Rahmetullahı alayha), bulunduğu beldenin camisinin önünden geçiyordu. O caminin müezzini Ebû Âmir isminde bir kimse idi ve elindeki sopa ile Fâtima binti Müssenâ (Rahmetullahı aleyha) ya vurdu. O da müezzin’e baktı ve bir şey söylemeden ayrılıp gitti. Gönlü incinmişti.
İslam âlimleri ansiklopedisi,
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri duları müstecap olan Fâtime binti Müsennâ (Rahmetullah-i aleyha) nin dularının yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu