Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 2
Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) inşaat halindeki mübarek türbeleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 2
Seyyid Atâ (r.a.) yine Efşene köyüne gelmişti. Bu sırada Seyyid Emir Külâl (r.a.) dört-beş yaşlarına girmişti. Seyyid Atâ hazretleri (r.a.), Efşene köyüne geldiği sırada, çocuklardan bir kısmı sokakta oynuyor, Emir Külâl de oyuna karışmadan kenarda duruyordu.
Seyyid Atâ (r.a.) yi görünce, koşup yanına geldi. O da elinden tutup, beraberce eve gittiler. Evlerine varınca, Seyyid Atâ (r.a.) onu yanına oturtup, kendi sarığını ikiye bölüp, bir kısmını da Seyyid Emir Külâl’in başına sardı.
Ona teveccüh ve himmette bulunup, çok duâ etti. Duâ’sı ve himmeti bereketiyle, tasavvuf hallerinden ve mertebelerden çok ni’metlere kavuşturdu.
Sonra da;
-“Emir Külâl’ın öyle derecelere kavuşacağını müşahade ediyorum ki, onun derecesi, benim derecemden “üstün” olacak.” Buyurdu.
Böylece Emir Külâl (r.a.), henüz küçük yaşında büyük bir evliyanın teveccühüne ve duâsına kavuşmakla şereflendi ve bu saâdetle büyüdü.
Emir Külâl (r.a.) ilk gençlik yıllarında onbeş yaşlarında iken güreşmeye heves etmiş ve bu işle meşgül olmaya başlamıştı.
Birgün güreş meydanına çıkıp dönerken, seyircilerden birinin kalbine şöyle gelir;
-Bu Seyyid çocuk, güreş ile meşgül oluyor, halbuki böyle bir halde bulunmak, kendisinin yüksek değerine ve seyyidlik şerefine uygun değildir.”
Kalbine bu düşüncenin gelmesiyle, oturduğu yerde uyur; ruyada görür ki, kıyamet kopmuş ve kendisi göğsüne kadar bir bataklığa batmıştı. Çıkmaya gücü yoktu. Fakat öteden Emir Külâl hazretleri (r.a.) gelip, elleriyle onu pazusundan tutup, bataklıktan çıkarır. Sonra uykudan uyanınca, görür ki, güreş bitmiştir.
Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) Ona dönüp;
-“Senin ru’yanda gördüğün gün için “pehlivanlık” ediyorum. Senin gibi çamura ve bataklığa batmış olanları kuvvet ve himmetle kurtarırım.” Buyurmuştur.
O zat, Emir Külâl hazretleri (r.a.) in ellerine kapanıp tövbe ve istiğfar etmiştir.
Yine gençlik yıllarında birgün, er meydanında güreş tutmakta ve büyük bir kalabalık da onu seyretmekte idi. Zamanın büyük âlimi ve mürşid-i kâmili olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.), o güreşirken tam oradan geçmekte idi. Orada durup, uzun müddet ayakta o’nu seyretti.
Yanında bulunan talabeleri onu seyretmesine şaşıp, kendi kendilerine;
-“Acaba bu işle meşgül olanları seyrtemesinin sebebi nedir?” diuye düşündüler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
24 Eylül 2010, 18:58 tarihinde.
[...] – (01) Ana baba hakkı… « Muhammed Bâbâ Semmâsi (Radiyallah-u anhu)- 2 Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 2 [...]