Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 11
Şah-i Nakşibend hazretleri (kadesallah-u sirreh) nin mübarek markadları
Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 11
Yine Behâeddin Buhari Şah-i Nakşibend hazretleri (r.a.) şöyle anlatmıştır;
-“Tasavvuf’da ilerlemek için çalıştığım ilk günlerde, bir yerde iki kişinin konuşup sohbet ettiğini görsem, gider onlara katılırdım. Onları dinlerdim. Eğer Allah-u Teâlâ’dan, Resulullah (s.a.v.) tan, Kur’an-i kerim’den konuşup, hayır olan işlerden bahsederlerse, memnun olur ferahlık duyardım. Boş şeyler konuşanlardan ise, keder ve üzüntü duyarak uzaklaşırdım.”
Şah-i Nakşibend hazretleri (r.a.) yine şöyle anlatmıştır;
-“Hak yolda ilerleyip, günahlardan arınmağa ve olgunlaşmağa çalıştığım günlerde, birgün yolum bir kumarhaneye uğradı. İnsanların toplanıp kumar oynamakta olduklarını gördüm. Bunlardan iki kişi kumara öylesine dalmışlardı ki, hiçbir şeyin farkında değildiler. Böylece bir müddet devam ettiler. Nihayet birisi kayıbettikçe kayıbetti. Neyi varsa ortaya koydu, onları da kayıbetti. Dünyalık neyi varsa hepsi bitti.”
Buna rağmen, kumar oynadığı kimseye şöyle diyordu;
-“Bu kadar kaybıma rağmen bu oyunda başımı dahi versem oyundan vazgeçmem.”
-“Kumarbazın, kumar oynayıp bu kadar zarar ve ziyan görmesine rağmen, o oyuna olan hırsı bana ibret oldu. Hak yolunda yürüryüp daha da olgunlaşabilmek için, bende öyle bir gayret hasıl oldu ki, o günden i’tibaren Hak yolunda talebim hergün biraz daha arttı.”
Şah-i Naskşibend hazretleri (r.a.) yine şöyle anlatmıştır;
-“Tövbe edip, Tasavvuf’a yönelişim şöyle olmuştur; Aileme ve çocuklarıma karşı kalbimde sevgi ve muhabbetim çok fazla idi. Birgün evimde otururken, aileme ve çocuklarıma pek fazla iltifat ve muhabbet gösterdim.”
Bu sırada aniden kulağıma gizli bir ses geldi.
(-“Her şeyi bırakıp Allah’a dönme zamanı daha gelmedi mi?”) denildi.
Bu sesi duyunca halim değişiverdi.
-“Oturduğum yerde duramaz oldum. Hemen yakındaki nehre gidip, elbisemi yıkadım ve gusl ettim. Sonra iki rek’at namaz kıldım. Bir daha günah işlememek üzere tam tövbe yaptım. Her şeyden el çekip, Allah-u Teâlâ’ya döndüm. Nice seneler kıldığım o iki rek’at namazın arzusundayım. Bu yola girdikten sonra “Zeyvertûn” köyünde oturdum. Beş vakit namazımı bu köyün camisinde kılıyordum. Birgün nasıl olduysa, bir vakit namazı cemâatle kılmayı kaçırmışım. Caminin, âlim ve takva sahibi bir imâmı vardı.”
Bana dedi ki;
-“Ben seni İbadet meydanının safını dolduran erlerinden zanederdim. Meğer sen saf dolduran er değil, saf kıran imişsin.”
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Allah-u teâlâ’nın sevgisini kalblere nakşettiği için “Nakşibend” de denilen Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirrehu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu