Adiyy (Ade) bin Misafir (Radiyallah-u anhu) – 8
Girnavas mevki-i (Nusaybin)
Adiyy (Ade) bin Misafir (Radiyallah-u anhu) – 8
Bu nimetten sonra, Allah-u Teâlâyı bilmek en büyük ni’mettir Allah-u Teâlâyı bilmek dinen vaciptir. Aklen vacip değildir.
Zira Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerimde mealen;
-“Kim doğru yolda giderse, ancak kendisi için doğru yolda bulunur. KİM DE SAPIKLIK EDERSE, yalnız kendi aleyhine sapıklık yapar. Hiçbir günahkar da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azâb etmeyiz.” Buyuruyor.(İsra suresi ayet; 15)
Allah-u Teâlâ’yı bilmek aklen vâcip olsaydı, Ayet-i kerime’de,(-“Biz Peygamber göndermedikçe” yerine “Onlara akıl rızkını vermeden azâb etmeyiz.” Denirdi.
Bunun ikinci delili, Peygamber efendimiz (s.a.v.) ın buyurduğu şu hadis-i şeriftir;
-“İlim oğreniniz. Zira ilim oğrenmekte Allah-u Teâlâ’dan korkmak vardır. İlmi taleb etmek ibadettir, müzakeresi tesbihtir. İLİM ARAAŞTIRMAK CİHADDIR. Bilinmeyene öğretmek sadakadır. Allah-u Teâlâ ilimle bilinir ve O’na ilimle kulluk edilir. Allah-u Teâlâ’ya ilimle tevhid edilir. İLİM, AMELİN ÖNÜNDE GELİR. AMEL ONA TABİ OLUR. Allah-u Teâlâ’ ilimle birçok kavimleri yücltir ve onları hayra vesile, kendilerine uyulan imâmlar ve fikirlerine müracaat edilen son mercileren kılar.”
Üçüncü delil olarak deriz ki, Eğer Allah-u Teâlâ’yı akılla bilmek gerekseydi, her akıllı ârif (Allah-u Teâlâyı bilen) olurdu. Halbuki kafirlerden birçok akıllı zanedilen insanlar çıkıyor ama, Allah-u Teâlâ’yı tanımıyorlar. Bu da göstermektedir ki, ma’rifatullah akılla ele geçmemektedir.
Bazı fıkıh âlimleri;
-“Allah-u Teâlâ hidayet nuru ile bilinir.” Dediler.
Bazıları da;
-“Allah-u Teâlâ bize kendisini anlattı. Böylece biz de onu tanıdık.” Dediler.
Her iki söz de aslında birdir.
Allah-u Teâlâ’yı bildikten sonra,O’nun kazâsına, kaderine, hayrına, şerrine, azına, çoğuna, acısına, tatlısına, mahbubuna (sevgili gelene) ve mekruhuna (kötü gelene) rıza gösterip, hepsinin Allah-u Teâlâ’dan olduğuna inanmak ve teslim olmak büyük ni’mettir.
Allah-u Teâlâ Kur’an-i kerimde meâlen;
-“Allah, kime hidayet etmeği dilerse, İSLAM’A ONUN GÖĞSÜNÜ AÇAR, GÖNLÜNE GENİŞLİK VERİR. Her kimi de sapıklıkta bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, iman teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi olur. Allah, iman etmiyenler üzerine, böyle azâb bırakır.” Buyuruyor (En’am suresi Ayet; 125)
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Adiyy (Ade) bin Misafir Radiyallah-u anhu’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Adiyy (Ade) bin Misafir, Allahın veli kulları, Menkıbaler, Tasavvuf
16 Ocak 2013, 20:36 tarihinde.
[...] aleyhi ve sellem)- 21Zekât- 5 « Adiyy (Ade) bin Misafir (Radiyallah-u anhu) – 6 Adiyy (Ade) bin Misafir (Radiyallah-u anhu) – 8 [...]