Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) – 9
Minber-i Nebi Aleyhis selam
Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) – 9
Şems-i Tebrizi (r.a.) de o anda Cenab-i Hakka münâcaat edip, yalvardı. Bu sırada yalvarışlarına cevap olarak;
-“İste ey Şems! Bütün dileklerin yerine getirilecek” diyen bir ses işitti. Bu cevap üzerine Şems-i Tebrizi (r.a.);
-“Ya Rabbi! Sana bütün ruhlarla birlikte “Ya Rabbi! Ya Rabbi! Diye yalvaran bu evliya kuluna ihsan eyle” dedi.
Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) nin bu şefaatiyle, o evliya kul, derhal isteğine kavuştu.
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretleri (r.a.) ile Şems-i Tebrizi (r.a.) zâhiri ve bâtını çalışmalar devam ederken, onların bu sohbetlerini hazmedemiyen ve Mevlânâ (r.a.) nın kendi aralarına katılmamasına üzülen ba’zı kimseler, şems-i Tebrizi (r.a.) hakkında uygun olmayan sözler söylemeye başladılar. Bu söylentiler, mevlânâ hazretleri (r.a.) nin kulağına kadar geldi
Diyorlardı ki;
-“Bu kimse Konya’ya geldi, Mevlânâ bizi terk etti. Gece gündüz hep birbirleriyle sohbet ediyorlar da, bizlere hiç iltifat göstermiyorlar. Yanlarına da kimseyi koymuyorlar, Mevlânâ, Sultan-ül-ulemâ’nın oğlu olsun da, Tebriz’den gelen, ne olduğu belli olmayan bir kimseye gönül bağlasın. Onun için bize sırt çevirsin Hiç Horosan toprağı ile (Mevlânâ hazretler’nin memleketi) Tebriz toprağı bir olur mu? Elbette Horosan toprağı daha kıymetlidir.”
Bu söylentilere Mevlânâ hazretleri (r.a.);
-“Hiç toprağa itibar olunur mu? Bir İstanbul’lu, bir Mekke’liye galip gelirse, Mekke’linin İstanbul’luya tabi olması hiç ayıp sayılır mı?” diye cevap verdi.
Fakat söylentiler durmadı. Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) artık Konya’da kalmayacağını anladı. O çok kıymetli dostunu, o mübarek ahbabını bırakıp Şam’a gitti.
Şems-i Tebrizi (r.a.) nin gitmesi mevlânâ (r.a.) yı çok üzdü. Günler gittikçe ayrılık acısına sabredemiyor kendisinde tahammül edecek bir hâl bırakmıyordu.
Şems (r.a.) in ayrılık hasreti ve muhabbeti ile yanıyordu “Şems!” “Şems!” diyerek ciğeri yakan kasideler söyliyor, göz yaşlarıyla dolu yazdığı mektublerı Şam’a, Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) ne gönderiyordu.
Eğer bir kimse;
-“Şems’i gördüm” diye yalan söylerse, ona müjdelik olarak üzerindeki elbiselerini verirdi.
Bir defasında birisi;
-“Şems-i Tebrizi (r.a.) yi Şam’da gördüm, sıhhatı yerindeydi.” Dedi
Mevlânâ hazretleri (r.a.), ona elinde bulunan ne varsa hepsini verdi.
Orada bulunan diğer bir kimse;
-“O Şems-i Tebrizi (r.a.) yi görmedi. Yalan söyliyor.” Deyince;
Mevlânâ (r.a.) da;
-“Ona verdiğim bu elbiseler, sevdiğimin yalan haberinin müjdesidir. Onun hakiki haberini getirene canımı veririm.” Diye cevap verdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
26 Ocak 2013, 08:12 tarihinde.
[...] etmek.Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha); « Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) – 7 Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) – 9 [...]