Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 4
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) Türbesi (uzaktan görünüşü)
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 4
Mevlânâ (r.a.) nın çocukluk yıllarında mürebbisi olan ve kendisini ilk defa zahiri ve batını ilimlerde yetiştiren Seyyid Burhaneddin Tirmizi hazretleri, babası Sultan-ül-Ulemâ (r.a.) nın ileri gelen talebesiydi. Tirmiz şehrinde yaşardı.
Bir gün tâlebeleriyle sohbet ederken; Birden;
-“Eyvah! Eyvah! Hocam Sultan-ül-Ulemâ hazretleri (r.a.) vefat etti. Haydi namazını kılalım.” Diyerek, talebeleriyle “gıyaben” cenâze namazını kıldılar.”
Ondan sonraki gecelerden birinde, rü’yasında hocasını gördü. Hocası Sultan-ül-ulemâ;
-“Burhaneddin! Oğlum Celâleddin Muhammed’e ilim öğretmeye devâm et!” emri üzere yollara düştü.
Konya’ya geldi. Bu sırada Mevlânâ hazretleri (r.a.), Larende’de bulunan kayınpederinin yanına gitmişti. İlk hocasının Konya’ya geldiğini duyunca, derhal Konya’ya dönüp, tahsiline devam etmeye başaldı.
Seyyid Burhâneddin hazretleri (r.a.), zâhiri ilimlerde, kemâl derecesine yükselen Mevlânâ (r.a.) yı, ma’rifet (Allah-u Teâlâ’yı tanıma) ilminde de en yüksek seviyeye çıkarmak için mevlânâ Celâleddin hazretleri (r.a.) riyazet ve mücâhede yaptırmaya başladı.
Bir müddet sonra Haleb’e ve Şam’a gidip, oradaki âlimlerden de ilim öğrenmesi gerektiğini Mevlânâ (r.a.) ya anlattı. Mevlânâ (r.a.) yı Haleb ve Şam’a gönderdi. Kendisi de Kayseri’ye gitti.
Mevlânâ Şam’a giderken, Nusaybin’de Hiristiyan papazlarının toplantısına rastladı. Papazlar bazı olağan üstü şeyler gösteriyorlardı. Mevlânâ (r.a.) yı görünce, bir oğlanı havaya üçüruverdiler.
Mevlânâ hazretleri (r.a.) bu işe ilgi göstermeyip murâkabeye vardı. Oğlan, havada olduğu yerde kaldı.
-“Beni kurtarın, yoksa düşüp öleceğim” dedi.
Papazlar ne yaptılarsa bir çâre bulamadılar.
Nihayet oğlan;
-“O yanınızdaki zât’ın murâkebesi yüzünden ben bu hâle düştüm. Onun yardımı olmazsa, muhakkak helâk olurum” dedi.
Papazlar, ister istemez Mevlânâ hazretleri (r.a.) ne yalvardılar.
Mevlânâ hazretleri (r.a.);
-“Onu bir şey kurtaramaz, ancak Kelime-i şehâdet kurtarır.” Buyurdu.
Oğlan bunu duyunca, hemen Kelime-i şehâdet getirdi ve kolayca yere indi. Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin ellerini öptü. Bu hâlı gören Nusaybindeki papazların hepsi de Müslüman olmakla şereflendiler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
31 Ocak 2013, 23:41 tarihinde.
[...] Râfi (Radiyallah-u anhu)- 2 « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 2 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 4 [...]