Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 23
Âişe-i Sıddık (radiyallah-u anha) nin yaptırdığı mescid (Ten’im)
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 23
Önceleri Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin büyüklüğünü anlamıyan, onun devamlı aleyhinde söz söyleyen bir kimse, rüyesında gördüklerini şöyle anlattı;
-“Birgün rü’yamda Karatay medresesindeki dershanenin ortasında, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i oturur halde gördüm. Sanki güneş gökten inmişti. Nurundan gözler kamaşıyor, Eshab-i Kiram (r.anhüm) da hizmet ediyorlardı Ben huzuruna doğru ilerleyip kendilerine selam verdim. Selamımı aldılar ve yanlarında bulunan tabak içindeki yahniden bir parça sundular.”
Yahniyi alarak;
-“.Ya Resulallah! Etlerin en lezzetlisi, en güzeli hangisidir?” diye sordum
Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki;
-“Etlerin en iyisi, kemiğe bitişik olanıdır.”
O anda uyandım. Her tarafımı nûr kaplamıştı.
-“Büyük bir sevinç içinde Karatay Medresesine gittim. Dershanenin ortasında, Peygamber efendimiz (s.a.v.) i gördüğüm yerde Mevlânâ hazretleri (r.a.) oturuyordu. Hayretle yanlarına yaklaştım ve selâm verdim. Selamımı tebessüm ederek aldı.”
Daha ben rü’yamı anlatmadan buyurdu ki;
-“Sevgili Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), Etlerin en iyisi, kemiğe bitişik olanıdır.” Buyurdu.
Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin rü’yamdan haberdar olduğunu anlayınca, düşüp bayıldım. Ayıldığımda büyük bir sevgiyle ellerini öpüp, talebeliğe kabul edilmemi taleb ettim ve sarsılmaz bir i’tikâd ile kendisine bağlandım.
Bir kimse rü’yasında Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) görüp, huzuruna vararak hürmetle selâm verdi. Peygamber efendimiz (s.a.v.) ise, mübarek yüzlerini öbür tarafa çevirdiler. O zat, öbür tarafa dolanıp tekrar selâm verdi. Yine mübarek yüzlerini evirip, iltifat etmediler. O zat çok üzülerek ağlamaya başladı ve sebebini suâl etti.
Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular ki;
-“Sen bizim dostumuz olan Mevlânâ Celâleddin Muhammed Rûmi’den yüz çeviriyorsun. Halbuki o, bizim çok sevdiğimiz evladımızdır.”
O kimse korku ile uyanıp hatasını anladı.
Kendi kedine;
-“Ey Bedbaht! Şimdiye kadar yarasa gibi güneşin ziyasından kaçtın. Bundan sonra bari Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin huzuruyla şereflenip dünyada ve ahrette saâdete kavuş.” Dedi.
Hemen Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin medresesine doğru, onun tâlebesi olmak için büyük bir ihlas ile yola koyuldu.
Kapıya geldiğinde, Muhammed ismindeki talebeyle karşılaştı.
Talebe o şahsa;
-“Beni hocam Mevlânâ hazretleri (r.a.) gönderdi. Bize kalbinde sevgi hasıl olan bir kimse geliyor, onu kapıda karşılayın” dediler.
Sonra da arkasından;
-“Haydi içeriye buyurun.” Dedi.
O kimse içeri girip Mevlânâ (r.a.) nın elini öpüp, talebesi olmakla şereflendi.
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
07 Şubat 2013, 18:59 tarihinde.
[...] Hafi (Radiyallah-u anh)- 5 « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 21 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 23 [...]