Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 34
Mekke Müzesi
Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 34
Genç tacir Muhammed Mısr’ı yı üç gün üç gece misafir etti. Giderken “bin dinarı” teslim ederek;
-“Varınca Seyyid hazretleri (r.a.) nin mübarek ayağını benim için öp.” Dedi.
Muhammed Mısr’ı tacirle vedalaştıktan sonra, Mısır’da bulunan evliyadan bazılarını ziyaret edip şehrden çıkmağa niyet etti. Bir sokaktan geçerken, gözü bir çardağın altında oturan güzel bir kadına ilişti. Nefsinin esiri olarak, uzun süre hayran hayran o kadına baktı.
O kadın bir kişiyi gönderip;
-“Eğer burada durmaktan gayesi bana kavuşmak ise istediğimi versin, bana kavuşsun. Şayet dileğimi vermeye kudreti yoksa burada beklemesin, gitsin.” Dedi.
Muhammed Mısr’ı;
-“Gözüm gördü, gönlüm sevdi. Bana bir kolaylık sağlasın.” Dedi.
O kişi bunu gidip kadına iletti.
Bir saat sonra tekrar o kişi gelerek;
-“Ey derviş! Sen bu sevdadan vazgeç. O seni güldürmez. Çünkü seninle bir gece sohbet etmesi “bin dinardır” Bu parayı zenginlerden başkasının vermeye gücü yetmez.” Deyince
Muhammed Mısr’ı “bin dinarı” o adama vererek, aklından da Ebü’l-Vefa hazretleri (r.a.) ne;
(-“Mısır’a gittim. Ama o nezreden kimseyi bulamadım.”) demeyi geçirdi.
O kişi “bin dinarı” götürüp kadına verdi. Sonra Muhammed Mısrı’yi kadının yanına çıkardılar. Gece olunca Muhammed Mısr’ı kadınla baş başa kaldı. Hazırlanan çeşitli yemeklerden yediler. O anda gaibden bir el peydah olarak onlara dokundu. İkisidi de kendinden geçip yere düştüler.
Kadın daha önce kendine geldi. Muhammed Mısrı’nin henüz daha kendine gelmediğini görünce, onun başını ovuşturmağa başladı. Muhammed Mısrı’nin aklı başına gelince kalkıp, kadına bakmadan kapıya doğru yürümeye başladı. Kadın arkasından gelerek parayı ona vermek istediyse de, Muhammed Mısrı parayı almadan gitti.
Kadın arkasından yetişip ona;
-“Bu hâl nedir ki, bize vâki oldu?” diye sorunca
O da;
-“O bize dokunan el hocamın elidir.” Dedi.
Sonra acele ile giderken kadın;
-“Ne olur, beni de yanına götür, Onun yanına varıp tövbe edeyim” diye ricada bulundu.
Önce kadınla beraber yalnız gidemiyeceği için bu ricayı kabul etmeyen Muhammed Mısrı, Kalmine bir kervanın gideceğini öğrenince kadının gelmesine razı oldu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu’nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
24 Şubat 2013, 06:25 tarihinde.
[...] Radiyallah-u anhu – 9 « Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 32 Tâc-ül-Ârifin (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 34 [...]