Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 4
Kasyane (Nusaybin)
Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 4
Alâüddin-i Attar (r.a.) nehirden çıktı. Elbiseleri hiç ıslanmaıştı.
Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.) Buyurdu ki;
-“Görüyorsunuz, nehir, kökleri sağlam olmayan bütün ağaçları söküp götürüyor, Fakat Alâüddin’in kökü sağlam olduğundan söküp götüremedi.”
Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.), Alâüddin’i sohbetlerinde yanında oturtur, sık sık ona dönerek teveccüh eder ve onun evliyalık derecelerinde yükselmelerini sağlardı. Bu durum bir gün talabeleri sorunca;
Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.),
-“Onu, kurt kapmasın diye, yanımda oturtuyorum. Çünkü nefs, daima pusudadır. Her an onun hali ile ilgilenmemin sebebi, onu makamların en yükseğine çıkarmak içindir. Ben ou görünce, Allah-u Teâlâ’yı ve O’nun beytini (Beytullahı) hatırlarım. Kerimin hanesinde bulunan, keremine mahzhar olur, kavuşur.” Buyurdu.
Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.), hayatta iken, bütün talbelerinin yetiştirilmesini Alâüddin-i Attar (r.a.) bırakıp;
-“Alaüddin bizim yükümüzü hafifleti.” Buyurdu.
Sohbetinin bereketi ve güzel terbiyesi sebebiyle, çok kimse, kemâl derecelerine ve başkalarını da çıkarabilmek merteesine kavuştu.
Alâüddin-i Attar (r.a.), evliyalık makamlarında ve marifette, Allah-u Teâlâ’nın zatına ve sıfatlarına ait bilgilerde o kadar yükseldi ki,”Alâiyye” ismi ile Silsilet-üz-Zeheb’e (en büyük âlimler ve veliler silsilesinie) yeni bir şekil verdi. Talebelerin maksatlarına daha çabuk kavuşabilme yolunu keşfedip, o yol ile hedefe varılmasını sağladı.
Büyük âlimler;
-“Tasavvuf yollarının en yakını “Alâiyye yoludur.” Bu yolun esâsı Şah-i Nakşibend Behâeddin-i Buhari’den, elde edilmesi ise Alâüddin-i Attâr’dandır.” Buyurdular.
Buhara’da bir takım âlimler arasında, Allah-u Teâlâ’nın görülüp görülmeyeceğinden konuşulmuştu. Hepsi de Alâüddin-i Attar hazretleri (r.a.) e tam inanıyorlardı. Bir kısmı gelip, ona mes’eleyi açıp,
-“Siz hakemsiniz, bize doğru yolu gösteriniz. “dediler.
Hâce Alaüddin (r.a.) mutezile sapık yoluna meyilli ve rü’yeti inkar edenlere;
-“Üç gün devamlı bize gelip, tam bir ihlas ve temiz bir düşünce ile sükut üzere meclisimizde oturun. Ondan sonra hüküm verelim.” Buyurdu.
Onlar da, üç gün, devamlı Hâce Alâüddin (r.a.) in sohbetine gelip, sükut üzere oturdular. Üçüncü günün sonunda, onlarda bir hal ve kendini kaybetme hasıl olup, dayanamadılar. Yere düşüp yuvarlanmağa başladılar.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliye” denilen büyük âlim ve velilerin “onaltıncısı olan Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
13 Aralık 2014, 21:32 tarihinde.
[...] yolu ile anlaşılan ölülerin halleri- 2 « Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 2 Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 4 [...]