Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 7
Hasan Keyf’in uzaktan görünüşü
Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 7
Şeyh Sadi Baktığında, Allah-u teâlâ’nın kudreti ile, en küçük bir ıslaklık yoktu.
Alâüddin-i Attar hazretleri (r.a.) şöyle anlattı;
-“Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.), ömrünün son günlerinde bana kabrini kazmamı emr buyurdu. Gidip emredildiği gibi kabrı kazdıktan sonra huzuruna geldim. Bu sırada, acabâ kendilerinden sonra irşad emrini kime verecekler diye hatırımdan gçmişti. O anda mübarek başını kaldırıp;
-“Söyliyeceğimi Hicaz yolunda söylemiştim. Her kim bizi arzu ederse, Hâce Muhammed Pârisâ’ya nazar etsin. buyurdu.
Bu sözü söyledikleri günden sonraki gün vefât etti.
Alâüddin-i Attar (r.a.) hocasını şöyle anlattı;
-“Hâce Behâeddin Nakşibend hazretleri o derece fakir idi ki, evlerinde kış günleri namaz kılmak için yere serecek bir şey bulunmadığından, eski bir kilim serip, onun üzerinde namaz kılarlardı. Maişetlerine bir çekirdek bile haram karıştırmazlardı. Kendilerinin ve aile efradının helâldan yemsine çok dikkat ederlerdi. Şübhelendiği herhangi bir şeyden uzak dururlardı.
-“İbadet on kısımdır. Dokuzu helâl rızık aramaktır. Diğer kısmı, Salih ameller ve ibadetlerdir.” Buyurulan hadis-i şerifi bildirirlerdi.
-“Fakir olmalarına rağmen, lütuf ve keremleri bol olup, cömert idiler. Bir kimse bir hadiye getirse, mümkünse getirilen hediyenin iki misli kıymetinde bir hediye verirlerdi. Tanıdığı veya tanımadığı bir kimse evlerine ziyarete gelse, güleryüzle karşılar, nezaketle yol gösterir, evlerinde ne bulunursa ikrâm ederlerdi. Misafirlerine bizzat kemdisi hizmet ederdi.”
-“Eğer ev soğuk olursa, kendi giyeceğini ve yatağını misafirine verirdi. Misafirin hayvanı varsa, hayvanın yemini ve suyunu verirdi. Nafakasını çalışarak te’min ederdi. Bunun için eker, biçerdi. Bir miktar arpa, biraz da hayvan yem’i eker kaldırır, bununla geçinirdi. İşinde bizzat kendisi çalışır, bütün işlerini görürdü. Zamanındaki âlim ve salihler onun ziyaretine gelip, halis ve helal yemek yiyelim diye onun sofrasında yerlerdi.”
-“Her zaman ve her işte sünet-i seniyeye uyar ve bilhassa yemek hususunda Peygamberimiz Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e uymaya çok dikkat ederdi. Çoğu zaman ekmeği kendi pişirir ve sofra hizmetini kendi yapardı”
Yemek yerken;
-“Sofra başında, kendinizi Allah-u teâlâ’nın huzurunda biliniz. O’nun verdiği ni’meti yediğinizi unutmayınız.” Buyuruyordu.
Cemaat ile toplu halde yemek yerlerdi. içlerinde bir gaflet ile ağzına bir lokma alsa;
-“Önündeki yemeği, Allah-u teâlâ’nın huzurunda olduğunu unutma ye! Allah-u teâlâ’yı hatırla, başka şeyler düşünme. Allah-u teâlâ, sana senden yakındır. O’nu düşün.” Buyuruyordu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliye” denilen büyük âlim ve velilerin “onaltıncısı olan Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
14 Aralık 2014, 07:00 tarihinde.
[...] 3Hac- 6 (Hac ve umre'de yasak olan şeyler) « Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 5 Alâüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu)- 7 [...]