İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 8
İmâm-i Rabbâni (r.a.) nin kabirlerinin yakından görünüşü (Serhend)
İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 8
Bu haberi duyunca, hemen Delhi’ye gidip mübarek mezarlarını ziyaret etti. Oğlullarına ve talebelerinin büyüklerine taziye de bulundu. Muhamemd Bâki-billah hazretleri (r.a.) nin talebeleri, üzüntülerini ve kalblerindeki elemi, onun terbiyelerinin ve sohbetlerinin bereketleriyle gidermek için, huzurlarına gelip, Muhammed Bâki-billah (r.a.) a gösterdikleri gibi, İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) ne de; muhabbet, hürmet ve teslimiyet gösterdiler. Küçük büyük hepsi onu kabul edip bağlandılar.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) de yüksek hocasının emrine, vasiyetlerine ve buradaki kalbi yaralıların ricalarına uyarak bir müddet Delhi’de kaldı. İrşadlarının tesiri, feyzlerinin breketi ile, talebelerin sohbete devam ve gayretleri, hocaları Hâce Muhammeb Bâki-billah (r.a.) ın hayatta olduğu zamanki gibi yeniden tazelendi.
Teveccüh eserleri ve cezbe nurları, bu talebelerin hallerinde görünmeğe başladı. Bu gayretli yetiştirme ve feyz verme sırasında, bazı çekemeyenler oldu ise de İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) onlara nasihat etti. Bunu da dinlemiyenler sonunda yaptıklarına pişman olup af dilediler.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) de ihsan ederek onları afeti. Böylece pek çok kimse sohbetlerinden ve feyzlerinden istifade etti.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.), hocası Muhammed Bâki-billah (r.a.) ın her sene, vefat ettiği ay olan Cemâzil-âhir ayında Serhend’den hocasının nurlu kabrini ziyarete gider ve tekrar Serhend’e dönerdi.
İki üç defa da Akra’ta teşrif etti. Bundan başka Serhend’den ayrılıp başka bir yere gitmedi.
Ancak, hayatının sonuna doğru, zamanın sultanının ısrarı üzeine, iki-üç sene kadar bazı beldelerde askerlerin arasında bulundu. Bundan da birçok hikmetler vardı. O yerlerin halkı bu vesile ile onun sohbetlerinde bulundular. Berteketli nazar ve teveccühlerine kavuşup, nasiblrini aldılar.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.), Ahrâriyye (Nakşibendiyye) yolundan başka; Kâdiriyye, Sühreverdiyye, Çeştiyye ve Kübreviyye yolarından da icâzet almıştır. Çeştiyye ve Kâdiriyye yollarının icâzetini babasından aldı.
Babası Abdülehad onu büyük bir muhabbetle severdi. Hatta İmâm-i Rabbâni (r.a.) Akra’da bulunduğu sırada, meşguliyeti sebebiyle babasının yanına gidemeyince, babası onu görmek için Akra’ya gitmiştir. Daha sonra Akra’dan dönüp babasının hizmetinde bulundu. Babası Abdülehad evliyanın büyüklerinden idi. Babasının sohbetinde çok feyze kavuştu.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.), babasındanolan istifadesini “Mebde’ ve Me’âd” risalesinde şöyle ifade etmiştir;
-“Bu fakire ferdiyet nisbeti yüksek babam tarafından verildi. Babam bu nisbeti, kuvvetli cezbe sahibi harikaları meşhur bir aziz’den, Şâh Kemâl Kâdiri (r.a.) den almıştı. Bunun gibi nafile ibadetlerinde, bilhassa nafile namazların edâsında babamın yardımları çoktur.
Babam bu seâdeti, “Çeştiyye” yolunda olan üstâdlarından almıştı.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmiüçüncüsü olan Ahmed Faruk-i serhendi İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
29 Ocak 2015, 22:23 tarihinde.
[...] anhu)- 8Medine’yi Ziyaret- 2 « İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 6 İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 8 [...]