İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 6
Balıklı göl (Şanlı Urfa)
İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 6
-“Kasiyun’da gördüklerimden bazıları; Kasiyun, Şam şehrinin kuzeyinde bir dağdır. O dağın eteğinde Salihiyye şehri vardır. Salihiyye Peygamberler beldesi olduğu için mübarek bir şehirdir. Gördüklerimden biri, İbrahim Aleyhis selamın doğduğu mağaradır. O mağara, uzun, dar ve üzerinde büyük bir mescid bulunan bir yerdir. Orada büyük bir manastır vardır. Bu mağaradan, yıldız, ay ve güneş görünür. O mağaranın üst taraflarında, İbrahim aleyhis selamin çıktığı makam vardır.”
-“Garbda gördüklerimden birisi de, “Kan mağarası” dır. O mağaranın bulubduğu dağın üzerinde, Adem aleyhis selam’in oğlu Habil’in kanı vardır. Allah-ü teâlâ, onu taş üzerinde kırmızı bir iz olarak muhafaza buyurdu. Orası, Kabil’in Habil’i öldürüp sakladığı mağaradır.”
-“Nakl olunur ki; Bu mağarada ; İbrahim (a.s.), Musa (a.s.), İsa (a.s.), Eyyüb (a.s.), ve Lut (a.s.) namaz kılmışlardır. Onun üzerinde merdivenle çıkılan sağlam bir mescid vardır. Orada her Perşembe ve Pazartesi günleri açılan, misafirlerin kalabileceği evler ve mağarada yakılan kandil ve lambalar vardır.”
-“Orada gördüklerimden biri de; dağın en yüksek noktasındaki mağaradır. Adem Aleyhis selam’e nisbet edilir. Açlık mağarası olarak bilinir. Üzerinde bir mescid yapılmıştır. Yetmiş Peygamber (a.s.) den her biri, kuru ekmek, yiyerek bu mağarada kalmışlar. Biri vefat edince, bir diğer yerine geçmiştir. Buradaki mescide mağarada, gece gündüz yakılan kandiller vardır. Buranın bakılması ve gelip gidenlere hizmet için çeşitli vakıflar vardır.”
-“Ferâdis kapısı ile Kasiyun dağı arasında yediyüz ve yetmişbin Peygamberin medfun olduğu söylenir. Ayrıca şehrin dışında Salihlerin ve Peygamberlerin medfun olduğu eski bir mezarlık vardır.”
İnb-i Battûta (r.a.), Seyahatnâmasinde, Anadolu’daki ahilerden şöyle bahsetmektedir;
-“Ahi; kardeş, Ahilik de kardeşlik manasındadır. Ahiler, Anadoıluya yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadıkları heryerde; şehir, kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar. Bunlar sanat sahibi kimseler olup, geçimlerini temin etmek üzere bir meslekte çalışanlardan meydana gelen ve bibirleriyle yardımlaşan bir topluluktur. Memleketlerine gelen yabancıları karşılayan, onlarla ilgilenerek bütün ihytiyaçarını temin eden ve haksızlıkları önleyen kimseledir. Bunların eş ve örneklerine dünyanın hiçbir yerinde rastlamak mümkün değildir. Anadolu’da bir şehre girdiğiniz sırada, çarşıdan geçerken dükkanlardan çıkan bir kısım insanlar, bindiğimiz hayvanları çevirerek yularından aldılar. Bir başka grup ise, bunları durdurarak, onlar da hayvanlarımızın yularından tuttular. Birbirleriyle çekişmeye başladılar. Aralarında çekişme uzayınca, konuştuklarını da anlıyamadığımızdan korkmaya başlayıp, malımıza ve canımıza kasdettiklerini zanettik. Nihayet Arabça bilen, hacca gitmiş bir adam yanımıza geldi.”
Ona, bu adamların bizden ne istediklerini ve aralarında niçin anlaşmazlık çıktığını sordum.
-“Bunlar Ahi’lerdir.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan Seyyah İbn-i Battûta (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Allahın veli kulları, İbn-i Battûta, seyyâh, Tasavvuf
12 Şubat 2015, 20:17 tarihinde.
[...] evliyaları « İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 4 İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 6 [...]