Muhammed Ma’sum Faruki (Radiyallah-u anhu)- 7
ZeynelÂbidin cami şadırvanı
Muhammed Ma’sum Faruki (Radiyallah-u anhu) – 7
Muhammed Ma’sum-i Fârûki hazretleri (r.a.) nin yüksek talebelerinden olan Muhammed Hanif-i Kâbili (r.a.),gençlik yıllarındaKâbil şehrinde bulunurken, ruaysında iki büyük zatı görür.
Kim olduklarını nerak edince biri gelip;
-“Her ikisi de Müceddid-i elf-i sâni İmâm-i Rabbâni hazrteleri (r.a.) nin oğludur. Biri rahmetler hazinesi Muhammed Sa’id, diğer Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sum (r.anhüm) dur.” Dedi.
O da beni Muhammed Ma’sum (r.a.) un huzuruna götür deyince,
O şahıs da;
-“Ben senin yanına onun işareti ile seni götürmek için geldim.” Dedi.
Onu alıp Muhammed Ma’sum hazretleri (r.a.) un huzuruna götürdü.
Muhammed Hanif (r.a.), büyük müjdelerle dolu olan bu rüyasundan uyayınca, gördüğü rüyayı yakınlarına anlattı. Büyük bir şevk ve cezbeye kapılmıştı. Bunun üzerine Kâbil’den Serhend’ gitti. Serhend’e varınca Muhammed Na’sum hazretleri (r.a.) nin huzuruna girip, aynen rüyasındeki gibi gördü. Ona talebe olup bir müddet derslerine ve sohbetlerine devam etti. Hocasının büyüklüğü, ihsanı ve himmeti ile aklından, hayalından geçmeyen derecelere, kulakların duymadığı gözlerin görmediği ma’rifetlere, diğer tyalebeler gibi kavuştu. Hocasından icâzet ve hilafet alarak memleketi olan Kâbil’e döndü. İnsanları irşad etmeğe başladı. Orada bulunan bir takım kimseler, hocasının ve onun üstünlüğünü anlamayıp karşı çıktılar.
Nihayet bir grup insan aralarında anlaşıp, Hace Muhammed Hanif’e geldiler;
-“Biz bir keramet, bir hârika görmeyince, sizin büyüklüğünüze inanmayız.”dediler
Ve şöyle ilave ettiler;
-“Biz bir ziyafet hazırlıyacağız Üstadınızı davet ediyoruz. Bugün yemek vaktinde onun erhend’den Kâbil’e gelmöesini bekliyoruz. Eğer davetimize gelirse, hepimiz senin taleben oluruz.”
Halkbuki, arada yüzlerce kilometre mesafe vardı. Hocası ile arasındaki mesafe değil bir günlükl, bir aylıktan daha uzak yol idi.
Hâce Muhammed Hanif hazretleri (r.a.), hocasına olan bağlılığının çokluğundan ve Allah-ü teâlâ’nın kullarına şefkatından bunu kabul eyledi ve dedi ki;
-“Hocam Muhammed Ma’sum hazretleri (r.a.) yemeği ekseriyetle yatsı namazından sonra yer. Siz yemekleri hazırlayın ümid ederim ki gelecekler.”
Oradakiler gülüp oynamaya, alaya alarak ymekleri ve misafir odasını hazırlamaya başladılar. İnanmıyorlardı ama, yine hazırlıyorlardı.
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmidördüncüsü olan Muhammed Ma’sum Faruk-i (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
15 Temmuz 2015, 00:13 tarihinde.
[...] anhu) – 5Makbul dua’lar – 16 « Muhammed Ma’sum Faruki (Radiyallah-u anhu)- 5 Muhammed Ma’sum Faruki (Radiyallah-u anhu)- 7 [...]