Kardeşlık Hakkı
Bazne taka (navala sipi)
A’maş (r.a.) der ki;
-“Bir cenazenin ardından gidiyordum. Kime taziye vereceğimi (Başın sağ olsun diyeceğimi) bilmiyordum. Çünkü oradakilerin hepsi birbirinden üzüntülü idiler.”
Bazıları, ölen birisine çok üzülüyorlardı. Büyüklerden birisi;
-“Artık üzülmeyin. O üç korkuyu da atlattı.’Can alıcı meleği gördü, ölüm acısını tattı ve son nefes korkusundan kurtuldu.” Dedi.
Peygamber Efendimiz (aleyhisselatu vesselam) buyurdu;
-“Ölünün arkasından üç şey gider:
Ehli
Malı
Ve ameli.
Ehli ve malı geri döner, AMELİ ise onunla kalır.
Kabir ziyaretine gitmelidir. Onlara dua etmeli, ibret almalıdır. Düşünmelidir ki, onlar önceden gitti, kendisi de yakında gidip, yeri orası olacaktır.
Süfyan-i Servi (radiyallah-u anhu) buyuruyor ki;
-“Kabirleri hakkında çok düşünen, ölümünü çok hatırlayan, mezarını cennet bahçelerinden bir bahçe olarak bulur. Ölümünü, mezara gideceğini, oradaki halini unutan ise, Cehennem kuyularından bir kuyu olarak bulur.”
Rebi’ bin Heysem ( radiyallah-u anhu) tabiinin büyüklerinden olup, mezarı TUS şehrindedir. Evinde bir mezar kazmıştı. Kalbinde bir gevşeme hissetse, o mezara girer bir müddet kalırdı.
Sonra;
-“Ya rabbi, beni dünyaya gönder, kusurlarımı, eksiklerimi tamamlayayım” derdi.
Sonra kalkar ve
-“Ey Rebi’ işte seni tekrar dünyaya gönderdiler. Bir daha gönderilmiyeceğini düşün ve ona göre çalış.” Derdi.
Hazreti Ömer (r.a.) buyuruyor ki;
-“Peygamber Efendimiz (salallahu aleyhi vessellem) kabristane gitti. Bir mezarın başucuna oturdu ve çok ağladı.
Kendisine yaklaştım ve ;
-“Ya Resullullah (a.s.v.), ne için ağladınız?“ dedim.
Aleyhisalat-u ve sellem uyurdu ki;
-“Bu benim annemin mezarıdır. (Annesi Mu’min idi. Fakat İslam dininde değil idi. Allah-u Teala’dan dirilmesini ve İslam dininde olmasını dilemişti. Bu duası o anda kabul edilmedi. Bir müddet sonra, kabul edildi. Annesi ve babası dirilip İslam dini üzere yeniden öldüler.) Allah-u Teala (c.c.) dan, ziyaret ve dua etmek için izin istedim. Ziyarete izin verdi, Dua’ya vermedi. Evlatlık şefkatım harakete geldi ve ağladım.”
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizlere ve sizlere Daha dünyada iken; ahretini düşünen ve ona göre kötü amellerini düzeltip, Salih ameller işleyen kullarından eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: İmam Gazali, Müslüman kardeşliği
03 Temmuz 2008, 00:52 tarihinde.
23/5/2007 – Selamünaleyküm
Yazan: sirad
Kur’ân-ı Kerîm’de “Her canlı (nefis) ölümü tada-caktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz,” (Ankebût, 29/57) âyetiyle ölümün her canlı varlık için mukar-rer olduğu belirtilir. “Biz Allah’a aidiz ve yine O’na döneceğiz.” (Bakara, 2/156) âyeti de ölümü bir yok oluş değil; insanın aslına rücûu, Allah’a kavuşması, gerçek hayatı ve ebedîliği kazanması olarak niteler. Hz. Peygamber’İn: “Müminler kafiyen ölmezler Ancak fânî bir âlemden, bakî bir âleme intikâl eder-ler.” hadisi de aynı muhtevadır.
Tasavvuf düşüncesinde ölüm iki türlüdür: İradî ölüm ve zarurî ölüm. Zarurî ölüm; insanın tabu ölümü, ruhun bedenden ayrılmasıdır, iradî veya
ihtiyarî ölüm ise; “Ölmeden önce ölünüz” prensibiy-le “Fenâfillâh” a erişmek, riyazet yoluyla nefsi (ben-liği) öldürüp, Hakk’ın varlığında yok olmaktır. Mevlânâ iradî ölümü Fihi Mâfîh’te şöyle izah eder:
“O’nun yanında iki ben sığmaz. Sen: ‘Ben!’ di-yorsun; o da ‘Ben!’ diyor. Ya sen öl, ya O ölsün ki, ikilik kalmasın. Fakat O’nun ölmesi imkânsızdır. Bu ne hariçte, ne de zihinde mümkün olur. ‘Çünkü O, ölmeyen bir diridir!’ (Furkân, 25/58)
O; o kadar lutufkârdır ki, imkân olmuş olsaydı senin için ölürdü. Fakat mademki O’nun ölmesi imkânsızdır, o halde bu ikiliğin yok olması ve O’nun sana tecelli etmesi için, sen öl.
*************************************
Dost istersen ALLAH yeter.
Evet, o dost ise herşey dosttur.
*****************************
Yaran istersen KUR’AN yeter.
Evet, ondaki enbiya ve melâike ile
hayâlen görüşür ve vukuatlarını
seyredip ünsiyet eder.
*****************************
Mal istersen KANAAT yeter.
Evet, kanaat eden, iktisat eder;
iktisat eden, bereket bulur.
*****************************
Düşman istersen NEFİS yeter.
Evet, kendini beğenen, belayı bulur,
zahmete düşer; kendini beğenmiyen
safayı bulur, rahmete gider.
*****************************
Nasihat istersen ÖLÜM yeter.
Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan
kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
Mektubat – 282
Ölmeden ölenlerden oluruz inşALLAH. Bizi arkadaş listenize aldığınız için ALLAH razı olsun. Hakkınızı helal edin. ALLAH’a emanet olun.
Esselamünaleyküm.
03 Temmuz 2008, 00:53 tarihinde.
23/5/2007 – Selamün Aleyküm…
Yazan: sivist
Sizi ziyarete geldim efendim inşallah iyisinizdir..Gene çok faydalı ve güzel bi yazı hazırlamışsınız ellerinize,emeğinize sağlık.Evet her nefis ölümü tadacaktır bundan kaçış asla yok…Am abu dünya denen yerde İnsanoğlunun en zor ve en önemli görevi “Şerefle bitirmesi gereken hayttır “Allah (c.c.) her şeyin hakkınmızda hayırlısını nasib etsin inşallah “Ölümün bile hayırlısı”
Ölüm nerde ,saat kaçta
Tabutumun tahtası bilmem hangi ağaçta
Üstad necip Fazıl ne güzel ifade etmiş .Kendisini rahmetle anıyorum..
Sağlıcakla…
03 Temmuz 2008, 00:54 tarihinde.
23/5/2007 – s.a.
Yazan: nefessizlik
AMİN diyoruz fuad abi..Allah razı olsun boyle paylaşımların için..
03 Temmuz 2008, 00:54 tarihinde.
23/5/2007 – s.a fuad amca
Yazan: igra
nasılsın iyimisin bizler iyiyiz eşiniz nasıl iyimi ellerinizden öpüyorum ALLAH’a emanet olun.
03 Temmuz 2008, 00:54 tarihinde.
23/5/2007 – selam
Yazan: neslinursema2
Amcacigim yorumunu okudum bildirdigin icin sag ol Allah razi olsun, dua edicem ins Yasin-i Serifi’de okuycam gecmis olsun Allah acil sifalar versin selam ve dua ile…Allaha emanet olun..
03 Temmuz 2008, 00:54 tarihinde.
23/5/2007 – Selamünaleyküm
Yazan: isimsiz
Öncelikle geçmiş olsun diyorum.
Bize haber verdiğiniz için ALLAH razı olsun. Ne demek elbette okurum inşALLAH. Bu gece okuyacağım yasini Hüseyin Dede’ye okuyorum inşALLAH. Bir de haberiniz olsun; forum sitemizde bunu haberdar edip, Hüseyin Dede için Yasin toplayacağım. ALLAH’ım hayırlısıyla şifasını versin, yakınlarına da sabır versin.
ALLAH’a emanet olun.
Esselamünaleyküm.
03 Temmuz 2008, 00:55 tarihinde.
23/5/2007 – merhaba;
Yazan: lotuse
iyi olmanızı umuyorum fuat amca,
allah şifa versin,
geçmiş olsun diyorum.
iyi geceler,saygılar.
03 Temmuz 2008, 00:55 tarihinde.
23/5/2007 – …
Yazan: oznurbursa
allah acil şifa versin hocam..
03 Temmuz 2008, 00:55 tarihinde.
23/5/2007 – Selamun Aleyküm
Yazan: nurislam
Hocam Allah razı olsun çok mutlu ettiniz beni.Dedeme karşı torunluk vazifemi yerine getirmek istedim yardımlarınız için çok teşekkür ederim dualarınızı esirgemeyin.
03 Temmuz 2008, 00:56 tarihinde.
23/5/2007 – Selamünaleyküm
Yazan: sirad
Değerli ağabeyim nasip olmadı forumda Yasin’i haber etmek. Ama bazı kardşelerimiz ALLAH razı olsun aldılar. Size isimlerini de taktim edeyim inşALLAH.
Yasin diye bir kardeşimiz 50 tane aldı. Yarın akşama kadar okuyacak inşALLAH. Bu kardeşimize Resule Vuslat blogcu sitesinde ulaşabilirsiniz inşALLAH.
Resule Vuslat blog sahibi 1 tane aldı
Yine aynı blogda ulaşabilceğiniz ve adı Arzuhal olan bir kardemişimiz de 3 tane aldı. Ben de şimdilik 3 tane alayım inşALLAH.
Kusurumu hoş görün ben de hem okuyamama korkusu olduğundan, hem de çok fazla zamanım olmadığından şimdilik bu kadar alacağım inşALLAH.Eğer ki daha fazla okursam ve daha fazla alan olursa inşALLAH size haber veririm.
Efendim hastalık dmişken şunu da Said Nursi’nin şu sözleri de paylaşayım inşALLAH:
ALTINCI DEVÂ
Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ıztırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsaydı ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevâlin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde mânevî kış mevsimleri olmasaydı, ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya birgün bize “Haydi, dışarı” diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak. O bizi dışarı kovmadan, biz bu hastalıklar ikazatıyla (ikazlarıyla) şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.
Evet, hastalık bu mânâyı bize ihtar edip der ki: “Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla. Mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.” Kalbin kulağına gizli ihtar ediyor.
Hem madem dünyanın zevki, lezzeti devam etmiyor. Hususan meşru olmazsa, hem devamsız, hem elemli, hem günahlı oluyor. O zevki kaybettiğinden hastalık bahanesiyle ağlama; bilâkis hastalıktaki mânevî ibadet ve uhrevî sevap cihetini düşün, zevk almaya çalış.
(25. Lem’a)
ALLAH’a emanet olun inşALLAH.
Esselamünaleyküm.
03 Temmuz 2008, 00:56 tarihinde.
23/5/2007 – selam aleyküm
Yazan: nurislam
Kardeşler hepinizden Allah razı olsun duyguandım gerçekten islam kardeşliği böyle olsa gerek dedem yoğun bakımda ve doktorar yaşama şansı pek yok diyorlar en azından hayırlısı olsun onun için diye dualarınızı bekliyorum.Sayın hocam sizden de Allah razı olsun bir şeye ihtiyacım olursa söylerim size merak etmeyin selam ve dua ile.