Kardeşlık Hakkı

03 Temmuz 2008 Perşembe

dsc08410-8410-bazne-takka-1-fuadyusufoglu.JPG

Bazne taka (navala sipi)

A’maş (r.a.) der ki;

-“Bir cenazenin ardından gidiyordum. Kime taziye vereceğimi (Başın sağ olsun diyeceğimi) bilmiyordum. Çünkü oradakilerin hepsi birbirinden üzüntülü idiler.”

Bazıları, ölen birisine çok üzülüyorlardı. Büyüklerden birisi;

-“Artık üzülmeyin. O üç korkuyu da atlattı.’Can alıcı meleği gördü, ölüm acısını tattı ve son nefes korkusundan kurtuldu.” Dedi.

Peygamber Efendimiz (aleyhisselatu vesselam) buyurdu;

-“Ölünün arkasından üç şey gider:
Ehli
Malı
Ve ameli.

Ehli ve malı geri döner, AMELİ ise onunla kalır.

Kabir ziyaretine gitmelidir. Onlara dua etmeli, ibret almalıdır. Düşünmelidir ki, onlar önceden gitti, kendisi de yakında gidip, yeri orası olacaktır.

Süfyan-i Servi (radiyallah-u anhu) buyuruyor ki;

-“Kabirleri hakkında çok düşünen, ölümünü çok hatırlayan, mezarını cennet bahçelerinden bir bahçe olarak bulur. Ölümünü, mezara gideceğini, oradaki halini unutan ise, Cehennem kuyularından bir kuyu olarak bulur.”

Rebi’ bin Heysem ( radiyallah-u anhu) tabiinin büyüklerinden olup, mezarı TUS şehrindedir. Evinde bir mezar kazmıştı. Kalbinde bir gevşeme hissetse, o mezara girer bir müddet kalırdı.

Sonra;

-“Ya rabbi, beni dünyaya gönder, kusurlarımı, eksiklerimi tamamlayayım” derdi.

Sonra kalkar ve

-“Ey Rebi’ işte seni tekrar dünyaya gönderdiler. Bir daha gönderilmiyeceğini düşün ve ona göre çalış.” Derdi.

Hazreti Ömer (r.a.) buyuruyor ki;

-“Peygamber Efendimiz (salallahu aleyhi vessellem) kabristane gitti. Bir mezarın başucuna oturdu ve çok ağladı.

Kendisine yaklaştım ve ;

-“Ya Resullullah (a.s.v.), ne için ağladınız?“ dedim.

Aleyhisalat-u ve sellem uyurdu ki;

-“Bu benim annemin mezarıdır. (Annesi Mu’min idi. Fakat İslam dininde değil idi. Allah-u Teala’dan dirilmesini ve İslam dininde olmasını dilemişti. Bu duası o anda kabul edilmedi. Bir müddet sonra, kabul edildi. Annesi ve babası dirilip İslam dini üzere yeniden öldüler.) Allah-u Teala (c.c.) dan, ziyaret ve dua etmek için izin istedim. Ziyarete izin verdi, Dua’ya vermedi. Evlatlık şefkatım harakete geldi ve ağladım.”

Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizlere ve sizlere Daha dünyada iken; ahretini düşünen ve ona göre kötü amellerini düzeltip, Salih ameller işleyen kullarından eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

“Kardeşlık Hakkı” için 11 Yorum

  1. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – Selamünaleyküm
    Yazan: sirad
    Kur’ân-ı Kerîm’de “Her canlı (nefis) ölümü tada-caktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz,” (Ankebût, 29/57) âyetiyle ölümün her canlı varlık için mukar-rer olduğu belirtilir. “Biz Allah’a aidiz ve yine O’na döneceğiz.” (Bakara, 2/156) âyeti de ölümü bir yok oluş değil; insanın aslına rücûu, Allah’a kavuşması, gerçek hayatı ve ebedîliği kazanması olarak niteler. Hz. Peygamber’İn: “Müminler kafiyen ölmezler Ancak fânî bir âlemden, bakî bir âleme intikâl eder-ler.” hadisi de aynı muhtevadır.

    Tasavvuf düşüncesinde ölüm iki türlüdür: İradî ölüm ve zarurî ölüm. Zarurî ölüm; insanın tabu ölümü, ruhun bedenden ayrılmasıdır, iradî veya
    ihtiyarî ölüm ise; “Ölmeden önce ölünüz” prensibiy-le “Fenâfillâh” a erişmek, riyazet yoluyla nefsi (ben-liği) öldürüp, Hakk’ın varlığında yok olmaktır. Mevlânâ iradî ölümü Fihi Mâfîh’te şöyle izah eder:
    “O’nun yanında iki ben sığmaz. Sen: ‘Ben!’ di-yorsun; o da ‘Ben!’ diyor. Ya sen öl, ya O ölsün ki, ikilik kalmasın. Fakat O’nun ölmesi imkânsızdır. Bu ne hariçte, ne de zihinde mümkün olur. ‘Çünkü O, ölmeyen bir diridir!’ (Furkân, 25/58)
    O; o kadar lutufkârdır ki, imkân olmuş olsaydı senin için ölürdü. Fakat mademki O’nun ölmesi imkânsızdır, o halde bu ikiliğin yok olması ve O’nun sana tecelli etmesi için, sen öl.

    *************************************
    Dost istersen ALLAH yeter.
    Evet, o dost ise herşey dosttur.
    *****************************
    Yaran istersen KUR’AN yeter.
    Evet, ondaki enbiya ve melâike ile
    hayâlen görüşür ve vukuatlarını
    seyredip ünsiyet eder.
    *****************************
    Mal istersen KANAAT yeter.
    Evet, kanaat eden, iktisat eder;
    iktisat eden, bereket bulur.
    *****************************
    Düşman istersen NEFİS yeter.
    Evet, kendini beğenen, belayı bulur,
    zahmete düşer; kendini beğenmiyen
    safayı bulur, rahmete gider.
    *****************************
    Nasihat istersen ÖLÜM yeter.
    Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan
    kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
    Mektubat – 282

    Ölmeden ölenlerden oluruz inşALLAH. Bizi arkadaş listenize aldığınız için ALLAH razı olsun. Hakkınızı helal edin. ALLAH’a emanet olun.
    Esselamünaleyküm.

  2. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – Selamün Aleyküm…
    Yazan: sivist
    Sizi ziyarete geldim efendim inşallah iyisinizdir..Gene çok faydalı ve güzel bi yazı hazırlamışsınız ellerinize,emeğinize sağlık.Evet her nefis ölümü tadacaktır bundan kaçış asla yok…Am abu dünya denen yerde İnsanoğlunun en zor ve en önemli görevi “Şerefle bitirmesi gereken hayttır “Allah (c.c.) her şeyin hakkınmızda hayırlısını nasib etsin inşallah “Ölümün bile hayırlısı”

    Ölüm nerde ,saat kaçta
    Tabutumun tahtası bilmem hangi ağaçta

    Üstad necip Fazıl ne güzel ifade etmiş .Kendisini rahmetle anıyorum..
    Sağlıcakla…

  3. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – s.a.
    Yazan: nefessizlik
    AMİN diyoruz fuad abi..Allah razı olsun boyle paylaşımların için..

  4. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – s.a fuad amca
    Yazan: igra
    nasılsın iyimisin bizler iyiyiz eşiniz nasıl iyimi ellerinizden öpüyorum ALLAH’a emanet olun.

  5. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – selam
    Yazan: neslinursema2
    Amcacigim yorumunu okudum bildirdigin icin sag ol Allah razi olsun, dua edicem ins Yasin-i Serifi’de okuycam gecmis olsun Allah acil sifalar versin selam ve dua ile…Allaha emanet olun..

  6. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – Selamünaleyküm
    Yazan: isimsiz
    Öncelikle geçmiş olsun diyorum.
    Bize haber verdiğiniz için ALLAH razı olsun. Ne demek elbette okurum inşALLAH. Bu gece okuyacağım yasini Hüseyin Dede’ye okuyorum inşALLAH. Bir de haberiniz olsun; forum sitemizde bunu haberdar edip, Hüseyin Dede için Yasin toplayacağım. ALLAH’ım hayırlısıyla şifasını versin, yakınlarına da sabır versin.
    ALLAH’a emanet olun.
    Esselamünaleyküm.

  7. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – merhaba;
    Yazan: lotuse
    iyi olmanızı umuyorum fuat amca,
    allah şifa versin,
    geçmiş olsun diyorum.

    iyi geceler,saygılar.

  8. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – …
    Yazan: oznurbursa
    allah acil şifa versin hocam..

  9. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – Selamun Aleyküm
    Yazan: nurislam
    Hocam Allah razı olsun çok mutlu ettiniz beni.Dedeme karşı torunluk vazifemi yerine getirmek istedim yardımlarınız için çok teşekkür ederim dualarınızı esirgemeyin.

  10. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – Selamünaleyküm
    Yazan: sirad
    Değerli ağabeyim nasip olmadı forumda Yasin’i haber etmek. Ama bazı kardşelerimiz ALLAH razı olsun aldılar. Size isimlerini de taktim edeyim inşALLAH.
    Yasin diye bir kardeşimiz 50 tane aldı. Yarın akşama kadar okuyacak inşALLAH. Bu kardeşimize Resule Vuslat blogcu sitesinde ulaşabilirsiniz inşALLAH.
    Resule Vuslat blog sahibi 1 tane aldı
    Yine aynı blogda ulaşabilceğiniz ve adı Arzuhal olan bir kardemişimiz de 3 tane aldı. Ben de şimdilik 3 tane alayım inşALLAH.
    Kusurumu hoş görün ben de hem okuyamama korkusu olduğundan, hem de çok fazla zamanım olmadığından şimdilik bu kadar alacağım inşALLAH.Eğer ki daha fazla okursam ve daha fazla alan olursa inşALLAH size haber veririm.

    Efendim hastalık dmişken şunu da Said Nursi’nin şu sözleri de paylaşayım inşALLAH:

    ALTINCI DEVÂ

    Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ıztırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsaydı ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevâlin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde mânevî kış mevsimleri olmasaydı, ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya birgün bize “Haydi, dışarı” diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak. O bizi dışarı kovmadan, biz bu hastalıklar ikazatıyla (ikazlarıyla) şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.

    Evet, hastalık bu mânâyı bize ihtar edip der ki: “Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla. Mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.” Kalbin kulağına gizli ihtar ediyor.

    Hem madem dünyanın zevki, lezzeti devam etmiyor. Hususan meşru olmazsa, hem devamsız, hem elemli, hem günahlı oluyor. O zevki kaybettiğinden hastalık bahanesiyle ağlama; bilâkis hastalıktaki mânevî ibadet ve uhrevî sevap cihetini düşün, zevk almaya çalış.
    (25. Lem’a)

    ALLAH’a emanet olun inşALLAH.
    Esselamünaleyküm.

  11. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    23/5/2007 – selam aleyküm
    Yazan: nurislam
    Kardeşler hepinizden Allah razı olsun duyguandım gerçekten islam kardeşliği böyle olsa gerek dedem yoğun bakımda ve doktorar yaşama şansı pek yok diyorlar en azından hayırlısı olsun onun için diye dualarınızı bekliyorum.Sayın hocam sizden de Allah razı olsun bir şeye ihtiyacım olursa söylerim size merak etmeyin selam ve dua ile.

Yorum Yapın