Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 5
Çağ-çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin
Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 5
Birgün Dâvûd-i Tâ-i (r.a.), Ca’fer-i Sadık (r.a.) a geldi. Ve;
-“Ey Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selam) in torunu! Kalbim çok karardı bana nasıhat edermisiniz?” dedi.
Hazreti Câfer-i Sadık (r.a.);
-“Ey Dâvûd! Sen zamanımızın zahidisin, benim nasihatıma ne ihtiyacın var ki?” dedi.
Dâvûd-i Tâ-i (r.a.);
-“Ey Resulullah (a.s.v.) in torunu! Peygamber Efendimizn mubarek kanını taşıman sebebiyle, senin bütün insanlardan üstünlüğün vardır. Onun için hepimize nasihat etmen lazım değil midir?” deyince,
Câfer-i Sadık (r.a.) şu cevabı verdi.
-“Ey Dâvûd! Kıyamet günü Dedem Resulullah (sallallahu alaeyhi vesellem) ın yakama yapışıp, (-“Din-i İslama niçin layıkıyle hizmet etmedin? İslama hizmet, iyi asil bir soy’a (nesebe) sahib olmakla olmaz. Bu iş, Allah-u Teâlâ’nın emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur.) buyurmasından korkuyorum.” Dedi.
Dâvûd-i Tâ-i bu sözleri işitince ağladı ve dedi ki;
-“Ya rabbi! Peygamberimiz (a.s.v.) in mübarek kanını taşımak şerefine kavuşan bu zat, böyle hayret içinde olursa, Dâvûd da kim oluyor ki, ibadetlerini ve işlerini beğensin.”
Birgün Fudayl-i İyad (r.a), Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) nin rahatsız olduğunu işitti. Ve ziyaretine geldi.
Davud-i Tai hazretleri (r.a.) Fudeyl (r.a.) a buyurdu ki;
-“Bizi seyrek ziyaret ediniz. Bu kapıyı kapalı tutunuz. Çünkü kalabalık olsun istmiyorum.”
Bir başka gün, Fudeyl bin İyad (r.a.), yine geldiğinde kapıyı açmadı. Fudeyl dışarıda çok ağladı.
Hasan bin Rebi (r.a.), İbn-i Mubarek (r.a.) e;
-“Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) in hali nedir ki, ismi dilerde dolaşır, her yerde şan ve şöhretinden konuşulur. Halbuki, onun dengi pek çok kimseler vardır ki, dereceleri pek yüksektir.”deyince,
İbn-i Mubarek (r.a.) de;
-“Dâvûd (r.a) un insanlar arasındeki yerinin büyük olmasının sebebi, kalbinin, Allah-u Teâlâ’nın muhabetiyle dolu olması, Allah-u Teâlâ’nın sevgisinden başka hiçbir sevginin kalbinde olmamasıdır. Onun, uzleti (yalnızlığı) seçmesinin sebebi, Allah-u Teâlâ’nın MA’RİFETİNE Kavuşması içindir.
Dâvûd-i Tâ-i Hazrteleri (r.a.), Mehtablı bir gecede evinin damına çıkmıştı. Gökyüzüne bakarak, Allah-u Tâlâ’nın kudretini düşünüyor, tefekkür ediyordu.
Bu halde iken içi dolmuş, ağlamaya başlamıştı. O kadar ağladı ki, kendinden geçip komşusunun damına düştü.
Ev sahibi, yukarıda hızsız vardır diye silahını alıp dama çıktı.
Hazreti Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) yi görünce;
-“Seni buraya kim düşürdü?” diye sordu.
Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (r.a.);
-“Kendimden geçmişim, bizim damdan sizinkine düşmüşüm, farkında değilim.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: kerametler, Menkıbeler, Tasavvuf, Tefekkür ve İbret
28 Eylül 2011, 19:29 tarihinde.
[...] (c.c.) ın rahmeti « Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 3 Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 5 [...]