İmâm-i A’zam (Ebu Hanife)- Radiyallah-u anh- 16
Girnavas mevki-i (Nusaybin)
İmâm-i A’zam (Ebu Hanife)- Radiyallah-u anh- 16
Vefati;
İmâm-i Â’zam (r.a.), Ömrünün son yıllarında ABBASİ DEVLETİ İÇİNDE KARIŞLIKLIKLAR VE AYAKLANMALAR BAŞ GÖSTERDİ.
İmâm-i Â’zam (r.a.) bu karışıklıklara rağmen ders veriyor, talabelerini yetiştiriyordu. 145 (M. 762) yıllarında vukû bulan hadiselerden sonra Halife Mansur, onu küfe’den Bağdad’da getirterek, kendisinin haklı olarak halife olduğunu herkese bildirilmesini, buna karşılık Temyiz reisliğini verdiğini bildirdi.
İmâm- i Â’zam (r.a.) bütün zorlamalara rağmen hükümet ve siyaset işlerine aslâ karışmayıp ilim yolunda kalmak istediğinden bu teklifi kabûl etmedi.
Bunun üzerine, halife Mansur, İmâm-i Â’zam (r.a.) ı hapsettirip işkence yaptırdı. Bir müddet sonra çıkardı ise de, tekrar hapse attırdı ve işkenceye devam ettirdi.
Hergün vurulacak sopa adedini artırdı. Fakat halkın galeyana gelip hücüm etmesinden korktu. Nihayet İmâm-i Â’zam (r.a.) zehirlenmek suretiyle, hicri 150 senesinde (M. 767) Yetmiş yaşında iken şehidedildi.
Vefat ettiği yerde Kur’an-i Kerimi yedi bin kere hatim etmişti. Vefat ederken secde etti. Vefat haberi duyulduğu her yerde büyük üzüntü ve gözyaşıyla karşılandı.
Cenazesini Bağdat kadisi Hasan bin Ammare (r.a.) yıkadı.
Yıkamayı bitirince şöyle dedi;
-“Allah-u Teâlâ (c.c.) sana rahmet eylesin! OTUZ SENEDİR GÜNDÜZLERİ ORUÇ TUTTUN. KIRK SENE GECE SIRTINI YATAĞA KOYUP UYUMADIN. EN FAKIHIMIZ SEN İDİN! İÇİMİZDE ENÇOK İBADET EDENİMİZ SEN İDİN.”
Cenazesinin kaldırılacağı sırada Bağdad halkı oraya toplanıp o kadar büyük büyük kalabalık olmuştu ki, cenaza namazını kılanlar ellibin kişiden fazla idi. Gelenler çok kalabalık olduğundan cenaza namazını ikindiye kadar kılındı. Altı defa cenaza namazı kılındı.
Sonuncusunu oğlu Hammad (r.a.) kıldırdı. Bağdad’da hayzeren kabristanının doğusunda defnedildi. İnsanlar günlerce kabrinin başında toplanıp ona dua ettiler. Vefatından dolayı çok üzüldüler.
İmâm-i Şafi-i (r.a.) nın hocasının hocası İbni Cerihe (r.a.) İmâm-i A’zam (r.a.) ın vefat ettiğini duyunca istirca âyetini (İnna lillah…) okuyup
-“(Ya’ni ilim gitti deseniz ya!”) buyurdu.
Büyük âlimlerden Şu’be (r.a.) ye vefat haberi ulaşınca, o da,
-“(İlim ışığı söndü, ebediyen onun gibisini bulamazlar.”) dedi.
Vefatindan sonra çok kimseler onu ru’yasında görerek ve kabrini ziyaret ederek, onun şa’nının yüceliğini dile getiren şeyler anlatmışlardı.
İmâm-i Şafi-i (r.a.) buyurdu ki;
-“EBÛ HANİFE İLE TEBERRÜK EDİYORUM. ONUN KABRİNİ ZİYARET EDİP FAYDALARA KAVUŞUYORUM. BİR İHTİYACIM OLUNCA İKİ REK’AT NAMAZ KILIP, EBÛ HANİFE (R.A.) NİN KABRİNE GELEREK ONUN YANINDA ALLAH-U TEÂLA’YA DUA EDİYORUM VE DUAM HEMEN KABUL OLUP İSTEKLERİME KAVUŞUYORUM.”
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İmâm-i A’zam Ebû Hanife hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu