Tefekkür- 8
Girnavas Mevki-i (Nusaybin)
Sende üç menba yaratıp; onlardan bütün vucuduna akan dereler yaptı.
Birisi beyin olup;
Ondan sinirler çıkar ve bütün bedene yayılır. His ve haraket bununla olur. Bundan sırtındaki omurların içerisinde bir kanal akıtıp sinirleri içten, özden uzak eylemedi. Yoksa kuruyabilirdi.
İkinci menba ciğerdir.
Ondan bedenin yedi uzvuna damarları gönderip, gıda sevk etmiştir.
Üçüncü menba yürektir.
Ondan da bütün bedene damarlar açıp rûh-i hayvânî’nin bu kanalla bütün vucuda gitmesini sağlamıştır.
O halde bu uzvunu düşün ve böylece her birinin nasıl ve niçin yaratıldığını tefekkür eyle.
Gözü yedi tabakadan yarattı, ona çok güzel renk verdi. Altında, üstünde göz kapakları yaratıp onu kaplamalarını ve silmelerini te’min etti. Uzun ve siyah kirpikler yaratıp onu daha güzel eyledi.
Ve gözün görmesini bunlarla kuvvetlendirdi. Göze tozların girmesine mani eyledi. Ve gözü bunların arasından dışarıyı görür şekilde yaptı. Yukardan gelen toz ve çöplerden gözü bunlarla korudu.
Bütün bunlardan daha şaşılacak vaziyete göz bebeğini yaratıp, göklerin ve yerlerin görülmesini rahatlıkla ona verdi. Gözünü kapayıp açınca bir anda göğün uzaklıklarını görebilesin.
Gözün ve aynanın bir şeyi görmesi ve göstermesindeki incelikleri ve acayıp halleri izah etmeye kalkarsak ciltlerle kitap olur.
Kulağı yarattı ve içine hiç bir haşerat girmemesi için içinde salgı yarattı.
Sonra sesleri toplamak ve kulak yoluna iletmek için kulak kepçesini yarattı. Onu eğri ve dalgalı yaratıp uyurken içeri giren bir haşeratın yolunu uzun edip bir şekilde uyandırmasını te’min etti.
Eğer ağız, burun ve diğer azaları böyle anlatmaya kalkarsak uzun sürecek.
Maksadımız, yol göstermek ve her birinde ne için olduğunu düşünmeyi bildirmektir. Bunda da kendisi yaratanın hikmet, azamet, lûtuf, rahmet, ilim ve kudretini anlayıp, kendisinin tepeden tırnağa kadar şaşılacak hâller içerisinde olduğunu düşünmesidir.
İnsanın içindeki ve dimağ hazinesindeki duygu ve kuvvetleri hepsinden daha acayibtır. Hatta göğsüne ve karnında olanlar da böyledir.
Mideyi daima kaynayan sıcak bir tencere gibi yapıp yemekler onda pişiyor.
Ciğer bunu kan yapıp uzuvlara gönderiyor. Safra kesesi bu kanın köpüğü olan safrayı tutuyor.
Dalak da bu kandaki lenfi tutup hastalıkları önlüyor. Böbrek suyunu ayırıp mesâneye gönderiyor. Rahim ve tenâsül aletlerindeki acayiplikler de böyledir.
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri bu hikmetli ayetleri tefekkür edip kendilerine ders çıkaran ve bu dersleri tatbik eden kullarından eylesin. AMİN…..
Fuad Yusufoğlu
15 Temmuz 2008, 00:17 tarihinde.
18/1/2008 – ben geldim dostum
Yazan: sarmasikgullerim
Beni, bir lutfun olarak nezih Habibi’ne (Peygamber Efendimize) bağışla.
Yapmış olduğum günahlarım, manevi bir saadete dönüşsün.
Nurunla, karanlık mezarımı aydınlık eyle.
Hakir, değersiz toprağım bir cennet bahçesine dönsün.”
Amin…
ömer nasuhi bilmen
hayırlı cumalar
15 Temmuz 2008, 00:17 tarihinde.
18/1/2008 – Selam
Yazan: http://hepsimasal.blogspot.com/
Allah-ü Teala,göz kapaklarımızı,kötü bir manzara gördüğümüzde hemen kapatmamız için de yaratmıştır.Daha kimbilir ne hikmetleri vardır
15 Temmuz 2008, 00:17 tarihinde.
18/1/2008 – selam fuad abim
Yazan: anguzelblogg/hazanmevsimleri
ben geldim.kuçak dolusu sevgi ve muhabbet getirmeye..
bugün cuma.günlerin en güzeli..bu güzel günün hüz hürmetine Mevlam yaptiğin tüm hayır dualarına kabul etsin .amin.
cuman mübarek canım abim
16 Nisan 2014, 04:48 tarihinde.
[...] iki İmâm (Radiyallah-u anhüm);Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 6 « Tefekkür- 6 Tefekkür- 8 [...]