Tefekkür- 10
Girnavas Mevki-i (Nusaybin)
Eğer kendinden başkasındaki acayiblikleri görmek istersen yeryüzüne bakıp, onu senin için nasıl yaydıklarını, etrafını nasıl rahat eylediklerini düşün.
Dağlarını sağlam eylemişler. Sert taşlar altından leziz sular çıkarmışlardır. Ve çıkarken de hep birden değil, ağır ağır çıkar.
Sert taşlarla sular tutulmasa idi, her taraf su dolardı. Yahut ovaları su basardı.
Bahar vaktinde etrafı bir seyret ve taş gibi olan yeryüzünün yağmurlar başlayınca nasıl canlandığını, ipek gibi yedi renge, belki binlerce renge büründüğünü, yerden çıkan bitkilerin ve bunlardaki çiçeklerin ve açılan güllerin her birinin başka bir renkte, başka bir güzellikte olduğunu tefekkür et.
Sonra ağaçları ve meyveleri düşün. Her birinin güzelliği, şekli, kokusu ve faydası ayrı ayrıdır.
Hatta ismini bilmediyin bir çok otlara nice faydalar yerleştirilmiştir. Biri acı, biri tatlı, biri de ekşidir. Biri hastayı iyi eder, diğeri sağlamı hasta eder. Kimi insanı hasta olmaktan korur.
Kimi zehir gibi insanı götürür. Biri safrayı harekete getirip, diğeri ise çalışmaz hâle getirir. Biri damarlardaki lenfi dışarı çıkarır, biri lenfevî hastalıklar yapar.
Kimi sıcaktır, kimi soğuktur. Kimi neş’e verir, kimi üzüntüyü arttırır. Kimini sen yersin, kimini hayvan, kimini de kuşlar yer.
Bunun gibi binlerce söylenebilir. Ve bunların her birinde binlerce acayib hâller bulunur. Bunları tefekkür edip Kudretin kemâlini görüp, akıllar donup kalır. Bunun da sonu gelmez.
Dağların ve yerin altına yerleştirilmiş kıymetli ve nefis emanetlerdir. Bunlara madenler deriz.
Bunlardan bir kısmı altun, gümüş, lal, firûze, yeşim ve billûr gibi süs ve ziynet eşyasıdır.
Demir, bakır, pirinç, kalay gibi bir kısmı da alet ve kap yapmak içindir. Diğer işlerde kullanılan madenler de vardır.
Tuz, kükürt ve asfalt gibi bunların en aşağısı tuz olup yemeğe lezzet verir. Bir şehirde tuz bulunmazsa bütün yemekler işe yaramaz. Bütün insanlar hasta olup ölüm tehlikesi baş gösterir.
O halde Allah-ü Teâlâ (c.c.) nın rahmet ve lûtfuna bakın ki sana gıda verecek yemeği verdikten sonra, onu lezzetlendirecek hiçbir şey’i de esirgemedi.
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Bu tefekkürden ibret alan kullarında eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
15 Temmuz 2008, 00:59 tarihinde.
19/1/2008 – selamalr fuad amcacım
Yazan: hulos
merhabalar fuad amca çok güzel bir yazı çok faydalandım saolasın kurban:)ellerinden öpüyorum ve aşure gününü mübarek ediyorum fuad amca bu arada be tesettüre girdim haberin olsun selamlar bu arada bize hiç gelmez oldun :)özletme kendini
15 Temmuz 2008, 00:59 tarihinde.
19/1/2008 – SELAMÜNALEYKÜM
Yazan: fatma46
Muharrem Ayımız ve Aşure Günü’müz Mübarek Olsun..!
Hepiniz ve hepimiz için iman, sıhhat, huzur, hayırlar ve mutluluklar ile bereketli bir sene ve nice seneler duası iLE SAYGLAR SELAMLAR ABİM
15 Temmuz 2008, 01:00 tarihinde.
20/1/2008 – Ellerinize Sağlık
Yazan: muhammed tunc
Efendim ellerinize Sağlık…Bende blogcu ilk kurulduğu vakit bir sayfa almıtım.. muhammet.blogcu.com diye….
bana eski gunlerı hatırlattınız…Tşk. ler…Duada bizleri unutmayın…
16 Nisan 2014, 04:49 tarihinde.
[...] Mekke'ye giriş)Tevbe-i nasuh- 4İbrahim-i Havvâs (Radiyallah-u anhu); « Tefekkür- 8 Tefekkür- 10 [...]