Ebû Ubeyde bin Cerrah (Radiyallahu anhu)- 8
Girnavas’tan Nusaybin bir bölümünün görünüşü
Ebû Ubeyde bin Cerrah (Radiyallahu anhu)- 8
Hazret-i Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.), hayatını hep İslam’a hizmetle geçirmiş, insanların ebedi seadete kavuşmaları için çırpınmıştır. Kabr-i şerif, Şamda’dır
Hazret-i Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.) hayatı ‘Cihadı fi sebilillah’ ile serhat boylarında geçtiği için pek fazla hadis-i Şerif rivayet edememiştir. Yalnız 14 hadis-i şerifin ravisidir
Bunlardan;
Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem); Necran’dan gelen Hiristiyan kafilesinin, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) den,
-Eemin bir kimseyi bizimle gönderir misin? Deyince,
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) de;
-“Kalk yâ Ebû Ubeyde ibn-i Cerrah!” buyurdu.
O’da ayağa kalkınca; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“İşte bu gördüğün sima, islâm ümmetinin eminidir.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem), Ebû Ubeyde (r.a.) yi Bahreyn’e gönderdi. Ebû Ubeyde (r.a.), cizye mallarını alarak Bahreyn’den Medine’ye geldiği işitilince (ki, o anda sabah namazı kılınıyordu), karşılamaya çıktılar.
Resulullah (s.a.v.) eshabını bu halde görünce gülümseyerek onlara;
-“Öyle sanıyorum ki siz, Ebû Ubeyde (r.a.) nin haylı dünyalıkla geldiğini duydunuz, Onu sevinçle karşılıyorsunuz!” buyurdu.
Onlar da;
-“Evet a Resulullah (s.a.v.).” diye tasdik ettiler.
Bunun üzrine Resulullah (s.a.v.);
-“Şâd olunuz ve sizi sevindirecek ni’metleri (Bundan böyle her zaman) umunuz! Vallahi (Bundan sonra) sizin, fakir olacağınızdan korkmam. Fakat sizin için kortuğum bir şey varsa o da sizden önce gelip geçen ümmetlerin önüne dünya ni’metlerinin yayıldığı gibi sizin önünüze de yayılarak onların birbirlerine haset ettikleri ve nefsaniyet güttükleri gibi sizin de birbirlerinize düşmeniz ve onların helak oldukları gibi sizin de mahvolup gitmenizdir.” Buyurdular.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) sahil tarafına bir sefer düzenleyip Hazret-i Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.) ı Emir tayin etti. Bu sefere 300 Eshab-i Kiram (r.anhum) katılmıştı.
Hazret-i Cabir (r.a.) der ki;
-“Biz yola çıktık. Yolun bir kısmında bulunduğumuz sıra azığımız tükendi. Bunun üzerine Ebû Ubeyde (r.a.) mücahidlere yanlarında ne kadar azık varsa geirmelerini emretti.”
-“Getirilen erzakı bir araya topladı ki, bu toplanan erzak iki dağarcık hurmadan ibaretti. Bu hurma ile Ebû Ubeyde (r.a.) hergün azar azar vererek bizi geçindiriyordu. Nihayet bu da sona ermişti. Bir derecede ki, herkesin payına günde birer hurma düşüyordu. Sonra bu hurma da tükenince onun yokluğunun acısını tattık.”
-“Sonra denize vardık, bir de ne görelim? Deniz sahilinde kocaman bir balık bulunuyordu. (Bunu deniz sahile atmıştı.).”
Ebû Ubeyde (r.a.) bize;
-“Bu deniz mahlukunun etinden yiyiniz.” Dedi.
-”Biz de yedik.”
-“Medine’ye dönüp Resulullah (s.a.v.) yanına geldiğimizde bu vakayı arzettik.”
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) de;
-“Aziz mücahidler, yiyiniz! Allah-u Teâlâ onu denizden rızıklanmanız için çıkarmıştır. Yanınızda varsa bize de yediriniz!” buyurdular.
-“Askerlerden bazıları o balık etinin pastırmasından bir parça Resulullah’a getirdi. Hazret-i Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de yedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Ubeyde bin Cerrah (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Aşere-i Mübeşşere, Eshab-i kiram, Hayat-üs Sahabe, Menkıbeler
07 Nisan 2009, 17:23 tarihinde.
allah razı olsun
07 Nisan 2009, 17:36 tarihinde.
Sevgili canım kardeşim Attilla;
Oh ne güzel bir cümle ‘Allah razı olsun..’
Evet canım kardeşim Zaten bizim de istediğimiz sizler gibi salih kardeşleriminizin dualarıdır.
Allah razı oldu mu ? Arrtık her şey gül ve gülistanlık olur.
Tekrar duaların için teşekkürler.
Sevgilerimle…