Oruc. 5.
Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
3-Bile bile vucudun içine hiçbir şey sokmamaktır;
Kan aldırmanın, sürme kullanmanın, kulağın içine bir şey sokmanın, zekerin ucuna pamuk koymanın zararı yoktur
Çünkü;
İç dediğimizde bir şeyler olmalıdır. Beyin, karın, mide ve mesâne gibi. İstemiyerek vucuduna bir şey girse, mesele üçan bir sinek, veya yoldaki toz, yahut boğazına kadar ulaştırdığı abdest suyunu yutsa, orucu bozulmaz.
Ama sabah olmamıştır veya akşam olmuştur zanederek yese, sonra sabahtan sonra veya akşamdan önce yemiş olduğunu anlasa orucunu kazâ etmesi lâzımdır.
4-Hanımıyla cima’ etmemektir;
Eğer hanımıyla guslü icabettirecek kadar oynarsa, oruc bozulur. Fakat oruc’lu olduğunu unutmuşsa bozulmaz. Gece cima’ etse sabahtan sonra yıkansa caizdir.
5-Hiçbir şekilde kendisinden meni çıkmasını istememektir;
Cima’ etmeden hanımıyla oynasa, genç olsa ve menî gelme korkusu bulunsa, menî gelse oruc’u bozulur.
ORUC’UN SÜNNETLERİ DE ALTIDIR;
Sahuru geciktirmek,
İftarı acele ve hurma veya su ile etmek,
Öğleden sonra misvak kullanmamak,
Sadaka vermek,
Yemek vermek,
Çok Kur’an-i kerim okumak, Bilhassa Kadir gecenin içinde bulunduğu Ramazanın son on günü itikâfta olmak,
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) bu on günde yatağını dürer, ibadet elbisesini giyerdi. Ehl-i Beytinden ibadetten baş kaldıran olmazdı.
Kadir Gecesi;
Ramazanın ya yirmi birinci, ya yirmi üçüncü, ya yirmi beşinci, veya yirmi yedinci gecesidir. YİRMİ YEDİNCİ GECE olması daha kuvvetlidir.
En iyisi bu on gündeki itikâfi devamlı yapmaktır. Eğer devanlı itikâf yapacağım diye adak yaptıysa, Kazâ-yı hâcetten başka bir sebeple dışarı çıkmaması ve abdest alma zamanından fazla orada kalmaması lazımdır.
Cenaza namazı, hasta ziyareti, şehidlik yahut abdestini yenilemek için dışarı çıksa i,tikâf kesilmiş olur. Mescidde elini yıkamak, yemek yemek ve yatmakta bir sakınca yoktur. Kazâ-yı hâcetten dönünce niyetini yenilemelidir.
ORUC’UN HAKİKATİ VE RUHU;
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla hazretleri bizleri ve sizleri Ramazan oruc’unun farzlarına dikkat eden kullarından eylesin. Amin…
Fuad Yusufoğlu…
Etiketler: oruc
25 Ağustos 2008, 21:29 tarihinde.
sayin abim beni de salih ismi ile katin ben hangi cuzu okuyacahim . ben haber bekliyorum saygilar
25 Ağustos 2008, 21:32 tarihinde.
Sevgili canım kardeşim
Bizim haftalık ve Ramazan ayına mahsus 90 hatimlik ile Gene Ramazan ayına mahsuz her gün okunmak üzere günlük hatımler var
Sen hangisine katılmak istiyorsun bana yaz…
Selam…
Sevgili Salih kardeşim…
Evet sen Dünya da en güzel taat olan Kur’an okumak için bu fakir kardeşine başvurmuşsun.. Allah (c.c.) kendi rızası istikametinde kabul buyursun Amin…
Ama kurban bizim çeşitli kur’an hatimlerimiz var
Mesele Her hafta okunan hatımler
Yalnız ramazan ayına mahsus her gün bir hatme okunan kur’an-i kerim var
Bi de gene Ramazan ayına mahsus okunan 90 hatımlık kerim hatmesi var..
Şimdilik Haftalık okunan kur’an-i kerim hatımleri şöyledir:
Her katılan arkadaş istediği takdirde her hafta 1 cüz kur’an okumaya çalışır Ve bu Cuma gününden başlayıp ertesi hafta Perşembe gününe kadar okunması lazım gelen kur’an-i kerim hatmidir.(bunda da okunacak cüzler var ) ama en geç çarşamba gününe kadar “bu hafta okuyacağım veya okumayacağım” diye haber vermeniz lazım onun için dir ki ben tabloya isminiz geçireyim)
(ama sen bu haftakı cüzlere katılmak (yanı 21 ağustos- 28 ağustos tarihleri arasında ki hatmeye katılmak istersen sana da verebiliriz ama bugünden başlamak ve en geç perşembe günü akşam saat 22-00 de okumanız lazım)
Yalnız ramazan ‘a ait her günlük kur’an hatmi var oda her gün bir cüz okumakla devam eder. ayda 30 hatım tamamlanmış olur (Ama bakalım kalmışlar mı?)
Gene ramazan ayına ait 90 hatımlık Kuran hatmi var o da şimdiden başlayıp ramazan bayramı arifesine kadar yalnız bir cüzle katılır. (bunda zanedersem var.)
Şimdi değerli kardeşim sen hangisine katılmak istiyorsan bir zahmet bana bildir ona göre senin ismini tabloya ekleyelim
Sevgiyle kalın..Duayla kalın…
25 Ağustos 2008, 21:40 tarihinde.
Yaşam dalına sıkıca asılmak, dostuna sahip çıkmak, hayatta neyin önemli olduğunu keşfetmek için sakın geç kalma!
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Bir gün sıcaklığı ile ısınabileceğin bir dost bulursan seni kovsa da yanından ayrılma. Eğer soğukluğu ile sana esiyorsa, sana sarılsa da bırak onu üşümek istemiyorsan.
Her zaman mutluluğun doruğundayken gülünmez. Bazen sırf hayata gıcıklık olsun diye uçurumun kenarındayken bile gülümseyeceksin.
Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın. Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın. Hayatın en güzel anı her şeyden vazgeçtiğiniz zaman sizi hayata bağlayan biri olduğunu düşündüğünüz andır.
Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç, bir tohumla başlar. En uzun yolculuklar bir adımla başlar. Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.
Değer verdiğin insan sana değer vermiyorsa, bırak kendi değeriyle kalsın. Hayatta neyin önemli olduğunu keşfetmek için bir felaket beklememek gerekir. Dostlar ırmak gibidir. Kiminin suyu az, kiminin çok… Kiminde ellerin ıslanır yalnızca, kiminde ruhun yıkanır boydan boya.
Gülmek için mutluluğu beklersen tebessüm bile edemeden ölürsün.
Karamsar olmak zor değil. Zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşagı gibi gülümseyebilmektir.
Yiğit dedigin kimse güreşte rakibini yenen kimse değildir, asıl yiğit kızdığı zaman öfkesini yenen kimsedir.
En büyük zaferimiz düşmemek değil, düştüğümüz zaman ayağa kalkmamızdır.
26 Ağustos 2008, 23:11 tarihinde.
Günah işleyeceksen, sok elini ateşe.
Dayanabiliyorsan, o zaman günah işle.
Yok dayanamıyorsan, yapma o günah işi.
Zira çok şiddetlidir Cehennemin ateşi.
Öyleyse ey insanlar, rastgele yaşamayın.
İslam âlimlerinden birini örnek alın.
Her devirde, muhakkak vardır böyle birisi.
O zata tâbi olup, kurtarın kendinizi.
İnsanlar arasında, böyle yüksek veliler,
Otların arasında, sanki (gül) gibidirler.
Lakin unutmayın ki kardeşlerim şunu da,
Yüzlerce (diken) vardır, her bir gül ağacında.
Zira bu iş böyledir, gül, olmaz hiç dikensiz.
Lakin gül zannetmeyin kendinizi hemen siz.
Gül kokar, diken batar, olur mu ikisi bir?
Hatta en büyük diken, kendini gül bilendir.
Bir mümin kardeşini, üzdün ise bir işte,
Elbetteki dikensin ve ona battın işte.
Sen, istediğin kadar gülüm de, kim inanır?
Diken gibi, herkesi edersin mutazarrır.
Hakiki bir müslüman, şudur ki ey insanlar!
Elinden ve dilinden, kimseye gelmez zarar.
Yumuşak bir halıya benzer ki bir müslüman,
Üzerinde gezenler, incinmez asla ondan.
Korkmadan, çekinmeden yanına varır herkes.
Çünkü hep bilirler ki, ondan hiç zarar gelmez.
O, kendini herkesten aşağı, kötü bilir.
Aynaya baktığında, kendisinden iğrenir.
Değil ki bir müminden uyuz köpekten hatta,
Bile o, kendisini üstün görmez hayatta.
Bir karıncayı bile incitmekten çekinir.
Bilir ki hayvan hakkı, kul hakkı’ndan çetindir.
Hiç bir icraatını, iyi görmez o zinhar.
İbadet yapsa bile, eder tövbe istiğfar.
İyi işlerine de, bulur bir hata, kusur.
Çünkü o, ancak böyle bulur rahat ve huzur.
Dine hizmet etse de, kendinden bilmez asla.
Emredilen işleri, icra eder ihlasla.
Hizmeti çok olsa da, yine boynu büküktür.
Elimden çıkar diye, endişesi büyüktür.
Bunun için, Rabbine yalvarır ki her daim:
(Ya Rabbi, bu hizmeti elimden alma benim.)
21 Şubat 2012, 15:54 tarihinde.
[...] Devam edecek… [...]