Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh);
Navale Reş’ın sonu, iki suyun birleştiği yer (Nusaybin)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh);
Meşhur sahabi. İlk Müslüman olanlardandır. İsmi, Cündeb bin Cünade’dir. Müslüman olmadan önce Künyesi Ebû memle idi. Müslüman olunca Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) O’na Ebû Zer künyesini verdi. Lakabı Mesih-ül İslâm’dır. Beni Ğifar kabilesinden olup, doğum tarihi bilinmemektedir. 32 (M. 652) senesinde Medine civarındaki ‘Rebeze’ denilen yerde vefat etti.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.), Mekke’nin ticaret yolu üzerinde yaşamakta olan Beni Ğıfar kabilesindendir. Bunlar Arabistan’da bulunan diğer kabileler gibi Cahiliye devrinin her çeşit kötülüğünü işliyor ve putlara tapıyorlardı. Ticaret kervanlarını çevirip, yağmacılık yapmalarıyla tanınmışlardı.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) de çevresinin tesiriyle bir müddet kervan soygunlarına katılmıştı. Kavmi arasında atılganlığı ve cesareti ile şöhret bulmuş, gücü kuvveti ve yiğitliği ile o çevrede pek meşhur olmuştu.
Fakat o bütün bunlardan bir tad almıyor, zavallı insanların elleriyle yonttuğu putlara ilah diyerek tapmasına şaşırıyor, putlardan nefret ediyordu.
Nihayet bir gün her şeyin tek bir yaratıcısı olduğuna inanarak, yol kesme işinden vazgeçti.
İnanlardan uzak bir hayat yaşamaya ve Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşmak için kendisine yol gösterecek bir rehber aramaya başladı. Üç sene böylece devam etti.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) Hidayet’e adım adım yaklaşmakta iken, Muhammed (Aleyhis selam) a Allah-u Teâlâ tarafından Peygamberlik verilmişti.
Artık insanlar birer ikişer Müslüman olmakla şerefleniyor, İslâm’ın nuru âlemi aydınlatmaya başlıyordu. “İslâm’ın doğuş” haberi gün gittikçe çevrede yayılıyor, müşrikler ise engellemek için çareler arıyordu.
Nihayet bu haber Beni Ğıfâr kabilesinin yurduna da ulaştı. Mekke’den gelen biri Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) nin “Lailahe illallah” dediğini işitince,
-“Mekke’de bir zat var, senin söylediğin gibi “Lailahe illallah” diyor ve Peygamber olduğunu bildiriyor.” Dedi.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.);
-“Hangi kabileden olduğunu sordu.”
Adam;
-“Kureyş’tendir.” Dedi.
Ebû Zer Ğıfâri (r.a.) bu haberi işitir işitmez kardeşi Üneys’i Mekke’ye gönderip bir haber getirmesini istedi.
Üneys, Mekke’ye gidip Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in mübarek cemali, sohbeti ve ihsanları ile şereflendi. Hayran kaldı. Sonra tekrar memleketine döndü.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Eshab-i kiram, Hayat-üs Sahabe, mekke, Menkıbeler