Ahmed-i Bedevi (Radiyallah-u anhu) – 13
Nebevi mescidi avlusu
Ahmed-i Bedevi (Radiyallah-u anhu) – 13
Seyyid Ahmed-i Bedevi (r.a.) görünüş itibariyle bir tarafa gitmezdi. Fakat uzak memlektlerden haberler verirdi. Zahiren gitmezse bile, manen çok uzaklara gidip gelirdi. Allah-u teâlâ’nın evliyası için uzalık mes’ele olmadığı için, bu zat da Allah-u teâlâ’nın izniyle uzak yerlerde görülebiliyor darda kalan, yolu kesilen, kendisinden yardım isteyenlerin imdadına Allah-u teâlâ’nın izniyle yetişiyordu. Bunun misalleri çok olup kitabları doldurur.
Mısır’da Kadı’l-kudet olan Takıyyüddin isminde bir zat vardı. Ahmed-i Bedevi hazretleri (r.a.) nin büyük bir veli olduğunu biliyordu. Fakat, buna Seyyid hazretleri (r.a.) hakkında uygunsuz sözler söylemişlerdi. Bu da yakından ve iyice anlamak için Seyyid hazretleri (r.a.) nin yanına geldi.
Kadi’l-kudet, sohbet esnasında bir ara Seyyid hazretleri (r.a.) ne;
-“Sizin hakkınızda bana, uygun olmayan haberler geldi. Cemâate gelmediğiniz, hatta namazı kılmadığınız oluyormuş. Bu ise Resulullah (s.a.v.) in sünnetine aykırıdır ve bu hal, Salihlerin hali değildir.” Dedi.
Buna üzülen Ahmed-i Bedevi hazretleri (r.a.);
-“Sus! Yoksa uçarsın” deyip. Takiyyüddin’e sert bir nazarla baktı. Nazarın şiddeti ile kendinden geçen Takiyyüddin, bir anda kendini üçsuz bucaksız bir sahrada buldu.
Kendi kendini çok ayıplayarak ve kendi kendine çok kızarak;
-“Hey ahmak ve aptal kişi! Allah-u teâlâ’nın dostlarında, evliyasında kusur ve kabahat aramak senin ne haddine! Bu ıssız sahrada kimsenin bulunmadığı bu yerde senin hâlin ne olacak!” diyordu
Ağlayarak sızlayarak, Allah-u teâlâ’nın rahmet ve mağfiretine sığınarak “La havle…” okuyordu.
Bu sırada çok uzaklardan bir kimse göründü. Gayet heybetli idi. Takiyyüddin, bu ıssız sahrada bir insan ile karşılamanın sevinciyle ve kendisine yardımcı olur ümidiyle, o kimsenin yaklaşmasını heyecanla bekledi. Gelen kimse yaklaşınca Takiyyüddin koşarak ellerine sarıldı ve ağlayarak kendisine yardımcı olmasını istedi.
O heybetli kimse;
-“Söyle bakalım. Derdin nedir?” dedi.
Takiyyüddin; Ahmed-i Bedevi hazretleri (r.a.) ile arasındaolan hadiseyi anlatınca,
Gelen kimse çok hayret etti ve
-“Hakikaten sen, tehlikeli bir iş yapmışsın ve çok tehlikeli bir hale düşmüşsün Sen buranın Mısır’a olan uzaklığı ne kadardır, bilir misin?” dedi.
Takiyyüddin;
-“Ben buraları hiç tanımıyorum. Mısır’dan ne kadar uzakta olduğumu da bilemiyorum.” Deyince
Geeln kimse;
-“Mısır ile buranın arası “altmış günlük” mesafedir.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Seyyid Ahmed-i Bedevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
09 Mart 2013, 05:43 tarihinde.
[...] (Ade) bin Misafir (Radiyallah-u anhu); « Ahmed-i Bedevi (Radiyallah-u anhu) – 11 Ahmed-i Bedevi (Radiyallah-u anhu) – 13 [...]