Ahmed-i Nâmıkî Câmî (Radiyallah-u anhu) – 3
Dergâh Cami-i (Şanlı Urfa)
Ahmed-i Nâmıkî Câmî (Radiyallah-u anhu) – 3
Nitekim Ahmed Cami(r.a.) den dörtyüz sene sonra gelen İmâm-i Rabbâni Müceddidi elfi-sani Ahmed Faruki hazretleri (r.a.) ne Allah-ü teâlâ böyle ikramlar, hatta daha büyük makamlar ihsan eylemiştir. Bu, Allah-ü teâlâ’nın hususi bir ihsanıdır, dilediğine nasib eder. Onun ihsanı boldur.
Huzurunda okunan kur’an-i kerim ayetlerini, üçdört derece tefsir ederdi.
Ebû Said ebül-Hayr (r.a.) ibadet ederken giydiği bir hırkası vardı. Hatta bu hırkanın Hazret-ü Ebû Bekr (r.a.) e ait olduğu elden ele, ona kadar gelmiş olduğu da söylenirdi.
Ahmed Namik-i Hazretlri (r.a.) ne hırkayı ulaştırması için Ebû Said (r.a.) in manevi bir işaret gelmişti. Abû Said (r.a.) ın oğlu Ebû Tahir hazretleri (r.a.) babasında bulunan bu mübarek hırkayı taşımak selahiyetinin kendisine verilmesini arzu ediyordu.
Ebû Said (r.a.) keşf yoluyla oğlunun bu düşüncesini anlayıp
-“Bu istediğiniz selahiyeti başkasına verdiler.” Buyurdu.
Orada bulunanlar;
-“Bu sözlerle ne demek istediğini anlayamadılar. Sonra oğlu Ebû Tahir’e vasiyet edip buyurdu ki;
-“Benim vefatımdan çok yıllar sonra uzun boylu, şöyle şöyle şekilde, Adı Ahmed olan bir geç hanegâhın kapısından girip gelir sen de o zaman, talabelerin içerisinde benim yerimde oturmuş olursun Bu hırakyı muhakkak ona teslim eyle!”
Ebû Said (r.a.) vefat edip aradan uzun yıllar geçince, Ebû Tahir (r.a.) bir gece rüyasında babası Ebû Said (r.a.) ı dostlarıyla birlikte, acele olarak bir yere gittiklerini gördü. Böyle acele ile nereye gittiklerini sordu
Ebû Said (r.a.);
-“Sen de gel! Evilyanın kutbu geliyor.” Buyurdu.
Oda acele etmek istedi. Fakat o anda uyanıverdi. Ertesi gün Ebû Tahir (r.a.), talabeleri içerisinde babasının yerinde oturmuş idi. Babasının tarif ettiği şekilde bir genç içeri girdi.
Ebû Tahir (r.a.) geleni hemen tanıdı. Ona çok izzetve ikramlarda bulundu. Çok hürmet gösterdi Babasının emanet ettiği hırkayı çok seviyor, Bunıu başkasına teslim etmenin kendisine çok zor geleceğini düşünüyordu.
Bu sırada gelen genç Ahmed Cami (r.a.);
-“Ey efendim! Emânete riayet lazımdır.” Deyince
Ebû Tahir buna sevinip kalktı. Ebû Said (r.a.) in kandi elleri ile astığı yerden hırkayı alıp, gelen gencin sırtına giydirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri büyük âlim ve veli olan Ahmed Namiki Câmi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Ahmed-i Nâmıkî Câmî, Allahın veli kulları, Tasavvuf
09 Şubat 2015, 22:42 tarihinde.
[...] – 11Yetimi gözetmekOruc.3Tevbe-i Nasuh « Ahmed-i Nâmıkî Câmî (Radiyallah-u anhu); Ahmed-i Nâmıkî Câmî (Radiyallah-u anhu) – 3 [...]