Allah (c.c.) için düşmanlık nasıl olur
Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Allah(c.c.) için duşmanlık nasıl olur.
Allah-u Teala (c.c.)ya itaat edenleri Allah (c.c.) için seven kimse, zaruri olarak kafirleri, zalimleri, asileri ve fasıkları yine Allah (c.c.) için düşman tutar.
Çünkü,
Bir kimseyi seven, onun dostlarını da sever, düşmanlarına da düşman olur. Allah-u Teala (c.c.) kafirleri, zalimleri, asileri ve fasıkları sevmez.
O halde bir Müslüman fasık olursa, Müslümanlığı için sevilir, fıskı için de düşman bilinir. Böylece o kimse hem sevilir hemde sevilmez. Hususen bir kimse oğlunu sever, onun kayırır, diğer oğlunu döver ve ona eziyet eder. Oğlunu bir bakıma sever, bir bakımdan ise sevmaz. Bu ise imkansız değildir.
Bir kimsenin üç oğlu olup biri gayet zeki, akıllı ve babasının her emrini yerine getirir, diğeri aptal ve itaatsız, üçüncüsü de, aklı az, fakat itaatkar olsa, birini sever birini sevmez, birini de bir yönden sever, bir yönden sevmez. Sevmesi ve sevmemesini, bu çocuklara karşı olan haraketlerinde belli eder.
Birini ikramda, iyilikte bulunur, diğerine kötülük eder, kızar bağırır. Üçüncüsüne de, bazen iyi, bazen kötü muamele eder. Kısacası Allah-u Teala (c.c.) ya isyan edip muhalefet edeni, kendine yapmış gibi kabul edip, mühalefeti miktarınca onu düşman bilmek, emirlere uyması kadar da sevmek lazım olur.
Ona karşı böyle olduğunu, onunla görüşmede oturup kalkmada ve konuşmada belli etmelidir. Allah (c.c.) ı dinlememesinden dolayı onu azarlamalıdır. Fıskı daha çok kimse ile oturmak haddı aşar, ziyana yaklaşırsa, kalkıp gitmeli, ondan uzak olmalıdır. Zalim olanlara ise fasıktan daha sert davranmalıdır. Ancak, yalnız kendine zülmedeni afvetmek ve ondan gelene katlanmak daha iyidir.
Büyüklerin ahlakı bu hususta çeşit çeşit idi. Bazıları, şeriata bağlılıkları ve salabet-i diniyyeleri sebebi ile bu kafir, zalim, asi ve fasıklara sert davranmakla çok illeri gittiler.
Ahmed bin Hanbel (r.a.) bunlardan idi.
Hari-i muhasibi’ye kelam ilminde bir kitab yazıp, mu’tezile’yi red ettiği için kızdı ve buyurdu ki;
-“Kitabında daha çok onların şübhelerini bildiriyor ve sonra cevab veriyorsun. Halbuki bir kimse o şübheleri okuyup, o şübheler kalbine yerleşebilir.”
Yahya bin muin (r.a.);
-“ Ben kimseden bir şey istemem, fakat sultan bana bir şey verirse alırım.” Deyince ona da kızdı. Ve hatta onunla konuşmayı kesti. Nihayet gelip kendisinden özür diledi ve;
-“Latife ve şaka olsun diye söylemiştim.” Deyince
-“Sultandan bir şey alıp yemek din alakalı bir mes’eledir. Din ile oynanmaz, şaka edilmez.” Cevabını verdi.
Bazıları da hepsine şefkat ve rahmet nazarı ile bakarlardı. Bunu yaparken de, her şey’in kaza ve kadar ile olduğunu, hepsinin Allah-u Teala (c.c.) nın kuvvet ve kudreti altında, zavalı birer yaratık olduğunu düşünürlerdi. Bu da kiymetlidir.
Fakat ahmaklar, cahiller burada aldanır. İmanları zayıf ve şeriata bağlılığı gevşek olanlar kendini Allah-u Teala (c.c.) nın kaza ve kadarına razı sanır. Halbuki bu rıza ve bağlılığın alameti vardır. Bir kimseyi döverler, malını alırlar, hakaret ederler, alay ederler de, hiç kızmaz. Hata bunlara acırsa, kazayı rızası olduğunu anlaşılır.
Mesele Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi veselem) mübarek dişini şehid ettikleri ve yüzüne kanlar aktığı halde (Uhud’da) o yine
-“Ya Rabbi, kavmime hidayet ver, onlar anlamiyorlar.” Buyurdu.
Ama kendine yapılınca kızmak , Allah-u Teala(c.c.) ya yapılınca susmak, dinde gevşeklik olup, nifak ve aptallıktır. Kaza ve kaderle alakası yoktur. O halde, kazaya rızası böyle kuvvetli olmayanın, fasıkın fıskına kalbinde düşmanlık duymayanın imani zayıf ve fasıkı sevdiği anlaşılır.
Mesele bir kimse senin sevdiğine dil uzatsa, kötü söz söylese de sen kızmazsan, bu senin onu sevmediğini gösterir.
Allah-u Teala(c.c.) ya muhalefet edenler çeşit çeşittir. Onlara kızmak ve şiddetli davranmak da farklı olur.
Birince derecede. KAFİRLERDİR…
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala (c.c.) Hazretleri Bizleri ve sizleri Hisleriyle değil Kalblerinden gelen manevi değerle, akıllarıyla haraket eden ve İslamiyatı yaşayan kullarından eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Ahmed bin Hambel (r.a.), İmam Gazali, Tasavvuf, Yahya bin muin (r.a.)
30 Haziran 2008, 22:08 tarihinde.
26/4/2007 – Selamun Aleyküm
Yazan: hakkdostu
Kanadı kırık bir kuş gibiyiz.
Uçsak uçamıyoruz, göçsek göçemiyoruz.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyiz.
Yardan da, serden de geçemiyoruz.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimizi
Kolumuz kanadımız kırık , gönlümüz bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi !
Yaraları saran , dağılanı toplayan Sensin !
Varlığımız Senin varlığının şahidi
Varlığımız Senin Rahmetinin şahidi!
Allah’ım !
Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederiz.
Seni sığınak, barınak, tutamak bilir Ya Allah deriz.
Şeytandan SANA sığınır e’uzu billah deriz.
Her işe Seninle başlar bismillah deriz.
Nimet verdiğinde gönülden şükrederiz.
Versende alsanda elhamdülillah deriz.
Hayran kaldığımızda maşallah,
Pişman olduğumuz da estağfirullah deriz.
Sevindiğimizde Allahuekber,
Üzüldüğümüzde inna lillah deriz.
Canımız sıkıldığında fe-subhanallah ,
Zafer kazandığımızda nasrun minallah,
Rızık kazandığımızda er-rizku ‘alallah deriz.
Bir işi arzu ettiğimizde inşallah,
Bir işi başardığımızda biiznillah deriz.
Güçlük karşısında la-havle ve-la kuvvete illa billah,
Söz verdiğimizde v’Allah ve billah deriz.
Allah’ım !
Benliğimizin yaktığı ateşte yakma bizi!
Bizi nefsimize kul etme, kul et nefsimizi Sana !
Bir lahza dahi bana bırakma bizi!
Sen bize yetersin, yetmeyiz biz bize .
Bilmediğimizi bildir, görmediğimizi göster!
Sen bildirmezsen bilemeyiz, göremeyiz göstermezsen
Gönlümüze huzur,gözlerimize nur, dizimize derman ver!
Sen “OL” deyince olur, olmaz “OL” demezsen.
Canana can, cana canan , kalbe ferman ver!
Al işte ellerimiz , uzattık sana!
Ne olur, ne olur bırakma bizi bize !
Sen bzie yetersin , yetmeyiz biz bize !
Allah’ım, ellerimizi bırakma!
Allah’ım !
Bırakma bizi
Tut elimizi!
Amin…
Bağlantı
30 Haziran 2008, 22:09 tarihinde.
26/4/2007 – esselamun aleykum Fuad abim
Yazan: sevgialemi
uzun zaman oldu abim sayfanıza gelemedim.
bir çok nedenler dolayı nette fazla giremiyorum sevgili abim.
inşallah iyisinizdir.
bizlerde şükür iyiyiz abim
Fatima bildiğiniz gibi son anda amelyata girmedi.
her sey bir hayır vardır ve etiğiniz dualarını Rabbim kabul ettiğini eminim
Şimdi kısa bir zaman sonra tekrar amelyata girmek için hazırlıklar yapiyoruz.
size haberdar edeceğim abim.
sizi hiç unutmam.
yazmasamda bilinki kalbimdesiniz.
yüreğime ve dualarımdasınız.
ailenize selam hürmetler..
sevgi ve dua ile kalın değerli abim
30 Haziran 2008, 22:09 tarihinde.
26/4/2007 – ..
Yazan: ilkayoguzhan
amin, Allah razı olsun yazınızı okudum fuad amca..
çok güzel bir konu..
bu arada cüzler tamam inşaallah…
tabi ki vefaat eden teyzemize ve tüm rahmetlilerimize bağışlayalım ..
Allaha emanet olun.