Arkadaşlık ve dostluğun hakları(-Kardeşlık akdi-)
Çağ-çağ baraji (Nusaybin)
Bir kimse ile arkadaşlık veya kardeşlık akdedince, nikah akdi gibi bazı haklar ortaya çıkar.
Peygamber efendimiz (Salallah-u aleyhi vesselem) buyuruyor ki;
-“İki kardeş birbirini yıkayan iki el gibidir.”
Ebu hüreyre (radiyallahu anhu) nun yanına birisi geldi ve:
-“Seninle dost ve kardeş olmak istiyorum.” Dedi.
Ebu Hureyre (r.a.):
-“Kardeşliğin hakkını bilyormusun? Diye sordu.
Adam;
-“Hayır.”dedi.
Ebu Hüreyre (r.a.);
-“Kendi altın ve gümüşünü benim saymayı daha çok sevmendir.”Deyince
Adam;
-“Henüz o makama çıkmadım.” Dedi.
Ebu Hüreyre (r.a.);
-“Öyleyse vazgeç, bu senin işin değildir.” buyurdu.
Hadisi şerifte;
-“Mu’min hep mazereti, münafık de hep ayıp arar.” Buyuruldu. Bir iyilikle on kusuru örtmek lazımdır.
Peygamber Efendimiz(Salallahu aleyhi vesellem) buyuruyor ki;
-“Kötü arkadaştan sakınınız. Bir kötülük görürse, açığa vurur, iyilik görürse kimseye bahsetmez.”
Her kusura bir mazeret, bir te’vil bulmaya uğraşmalıdr. Mazur görmeli, en iyi şekilde amel etmeli, su-i zan etmemelidir.
Çünkü:
SU-İ ZAN HARAMDIR.
Peygamber efendimiz (Salallahu aleyhi vesellem) buyurdu:
-“Allah-u Teala(c.c) mu’minler hakkında dört şeyi haram etmiştir:
-“Mallarını almak,
-“Kanlarını akıtmak,
-“Giybet etmek ve onlara su-i zan etmek.”
İsa (Aleyhisselam) buyurur ki;
-“Arkadaşını uyurken görüp, üzerindeki elbiseyi kaldırıp avret yerini açan kimse hakkında ne dersiniz?”
-“ Ey Allah’ın Resulu bunu kim yapar” dediklerinde
İsa (aleyhisselam);
-“Siz yaparsınız. Bir din kardeşinizin ayıbını gördüğünüz zaman, onu ifşa ede, başkaları da bilsin diye söylersiniz.” Buyurdu.
Büyükler buyuruyor ki;
Bir kimse ile bir dostluk yapmak istersen, ona kız ve sonra gizlice bir adam gönderip, onun yanında seni kötülemesini söyle. Eğer senin sırrını ifşa ederse, onunla arkadaşlık yapma.
Ve yine demişlerdir ki;
-“Allah-u Teala (c.c.) nın senin hakkında bilip de sakladığı şey’i bilip de saklayan kimseyi sev.”
Birisi bir dostuna gizli bir şey söyledi ve
-“Hatırında mıdır?” dedi.
-“Hayır unuttum.” Dedi.
Buyuruldu ki;
-“Dört vakitte tutumunu değiştiren arkadaşlığa layık değildir;
Kendisinden bir şey istediğinde,
Kızgınlık anında,
Tamaa düştüğü sırada
Ve şehvetinde. Böyle anlarda da dostluk hukukuna riayet etmelidir.
Hazreti Abbas, oğlu Abdullah (Radiyallahu anhuma) a buyurdu ki;
-“Ömer (Radiyallahu anhu) seni kendisine yakın tutuyor. Ve yaşlilardan çok sana kıymet veriyor.
-“Beş şey’ çok dikkat eyle;
-“Hiçbir sırrını açığa vurma,
-“Huzurunda gıybet etme,
-“Ona hiç yalan söyleme ne emrederse yap
-“Ve senden hiçbir zaman hıyanet ve itaatsızlık görmesin.”
Kimya-yi Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala (c.c.) bizlere ve sizlere HİYANET ETMEYEN Arkadaş ve dostlar İhsan eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: arkadaşlığın önemi, Giybet, İmam Gazali, sadakat, Tasavvuf
02 Temmuz 2008, 00:51 tarihinde.
11/5/2007 – Selamünaleyküm
Yazan: sirad
Hayırlı akşamlar.
Elbette büyük bir zevkele okurum 29. Cüzü. ALLAH razı olsun. Listeye isim olarak ister o saliha kardeşimizin adını yazın, onun niyeti üzerine okuyayım; ister başka bir isim koyun. Size keyfinize bırakıyorum.
ALLAH akşamınızı ve gecenizi hayretsin. ALLAH’a emanet olun.
Esselamünaleyküm.
02 Temmuz 2008, 00:51 tarihinde.
12/5/2007 – Selamun Aleyküm
Yazan: hakkdostu
ALLAHIM BİZİ SENDEN ÜMİT KESENLERİN ARASINA KATMA
HER İŞİMİZİ SANA HAVALE EDİYORUZ
İŞLERİMİZİ KOLAYLAŞTIR SIKINTILARIMIZI GİDER
SEN BİZİ AYDINLIĞA ÇIKAR
ALLAHIM BİZ SANA SIĞINIYORUZ
ZORDA OLAN BÜTÜN KULLARINA ARDI SIRADA BİZE YARDIM ET
SENDEN BAŞKA YARDIM EDİCEK KİMSEMİZ YOK
SEN KİMSESİZLERİN KİMSESİSİN
YA RAHMAN YA RAHİM YA ALLAH
SANA ARZ EDİYORUZ
DUALARIMIZI KABUL ET
AMİNNN
02 Temmuz 2008, 00:52 tarihinde.
13/5/2007 – Selamun aleyküm efendim
Yazan: birdirbir
Kul hakkına çok dikkat etmeliyiz. Ve kul hakkı nedir ? bunu hakikati ile anlamalıyız. çoğunlukla hak yediğimizi fark bile etmeden yaşıyoruz…..
ve trafikte kırmızı ışıkta geçmenin kul hakkına girip girmediğini bir düşünelim isterseniz..
ya da sokakları kirletmenini kul hakkına girip girmediğini de bir düşünsek…
ne dersiniz.?
evet değerli dost çok önemli bir hususta bizi aydınlattınız çok teşekkürler.
Her vaktiniz hayr olsun Efendim.
02 Temmuz 2008, 00:52 tarihinde.
14/5/2007 – Selamünaleyküm
Yazan: sirad
Değerli ağabeyim, nasılsınız? ALLAH’tan dileğim iyi olasınız.
Efendim sizi ziyaret etmek, sanal ortamdaki en büyük zevklerimden biri hâline geldi. Her gelişimde ya bir şey öğreniyorum, ya hatırlıyorum ya da sizin vesileniz ile yeni bilgilere yelken açıyorum. ALLAH razı olsun.
Kıymetli ağabeyim hakkınızı helal edin. Yine ekleme yapıcam. Ama katiyen kötü bir niyetle değil, konunun çok daha iyi anlaşılması için, yemeğe tuz ekliyorum. ALLAH’a emanet olun. BASAR olan ALLAH’a emanet olun. Esselamünaleyküm.
******************************************
Arkadaşın hakkına riayet edebilmek için onun sırrını saklamalıyız! Ayıbını örtmeliyiz! Konuştuğu zaman sözünü kesmeden dinlemeliyiz! İyiliğine dair bir söz duyarsak kendisine söyleyip sevindirmeliyiz! Hakkında üzücü bir şey konuşurlarsa saklamalıyız! Sevdiği isimle çağırmalıyız!
Gizlediği bir şey olursa öğrenmeye çalışmamalıyız! İyi huyları ile onu övmeliyiz! Onun şerefini her yerde müdafaa etmeliyiz! Nasihate ihtiyacı olursa, ya çok yumuşak anlatmalıyız veya umumi bir misal vererek nasihat etmeliyiz. Ufak tefek hatalarına göz yummalıyız! Hatasını yüzüne vurup kesinlikle azarlamamalıyız! İyiliğini görünce teşekkür etmeliyiz! Bir vazife vermek gerektiğinde en hafifini vermeliyiz! Sıkıntılı anlarında ferahlık vermeye çalışmalıyız!
Başına gelen kötülükten dolayı kendi başımıza gelmiş gibi üzülmeliyiz! Sevgide samimi olabilmek için dışımız nasılsa içimiz de öyle olmalı!
(Arkadaşın köyünün köpekleri, diğer köyün köpeklerinden daha sevgili olmadıkça, sevgide samimiyet yok demektir.)
Geldiği zaman ayağa kalkıp karşılamalıyız! Giderken de kalkıp uğurlamalıyız! Daima ona dua etmeliyiz! Vefat ettiği zamanda yakınlarına vefaya devam etmeliyiz! Hasılı kelam kendimiz için neyi istiyorsak, arkadaşımız için de aynı şeyi istemeliyiz! Çünkü kendisi için sevdiğini, arkadaşı için sevmeyen kimsenin sevgisinde sadakat yoktur, nifak vardır. Böyle bir arkadaşlık da dünyada ve ahirette vebal olur.
Bu arkadaşlıklar, yalnız kalbinde hikmet bulunan salih Müslümanlar arasında vuku bulur. Kâfirin ve bid’at ehlinin kalbinde hikmet bulunmadığından böyle arkadaşlık şerefine kavuşamazlar.
Bid’at ehli ile salih bir kimsenin bahsedilen şekilde arkadaşlık kurmaları mümkün değildir. Zira hadis-i şerifte, kişinin dininin arkadaşının dini gibi olduğu bildirilmiştir. Bu bakımdan kâfirle müminin, fasıkla salihin öyle arkadaş olmaları düşünülemez.
Arkadaşımıza karşı vefakâr olmalıyız! Vefa demek, kendisiyle ömür boyu ve öldükten sonra da muhabbeti devam ettirmektir. Az da olsa öldükten sonra vefa göstermek, hayattaki iyiliklerden daha makbuldür. Ölüler için dua etmelidir. Yakınlarına ikramda bulunmalıdır. Peygamber efendimiz ihtiyar bir kadına ikramda bulundu. Sebebini soranlara buyurdu ki:
(Bu kadın, Hatice’nin sağlığında bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir.) [Hakim]
Arkadaşa karşı vefakârlığın şartlarından biri de, onun dost ve akrabalarını arayıp sormaktır. Onların hakkına riayet, arkadaşa ikram etmekten daha kıymetlidir. Arkadaş buna daha fazla memnun kalır. Çünkü sevgi, sevilen kimsenin kapısındaki köpeğe kadar sevmesiyle ölçülür. Şeytanın en çok sevdiği şey, arkadaşlar arasındaki muhabbetin kesilmesidir. Bütün imkanları ile bu muhabbeti, sevgiyi bozmaya çalışır.
Onun için şeytanın oyununa gelmeyelim! Arkadaşın kusurlarını fazilet, hakaretini de iltifat olarak kabul etmeye çalışalım! Şeytan madem ki aramızı açmaya çalışmaktadır, ona fırsat vermemek başta gelen vazifemiz olmalıdır.
İki arkadaş birbirine sert baktı mı, şeytan sevincinden göbek atar. Meluna fırsat verilmemelidir. Allahü teâlâ mealen, (Kullarıma söyle, güzel konuşsunlar! Çünkü şeytan, aralarını bozar) buyurmaktadır. (İsra 53)
Çok günah işleyenin arkadaşı çok olmaz. Allah dostlarının duruşu sevgi telkin eder. İyi kimse, makam sahibi olsa da, eski arkadaşlarını arar. Hikmet ehli, (Kerem sahipleri, darlık zamanlarında kendileriyle düşüp kalkanları, genişlik zamanlarında da ararlar) demiştir. Arkadaşlığı devam ettirmek kolay değildir. Çünkü şeytan devamlı aralarını bozmaya çalışır. Onun için buyurulmuştur ki:
(Arkadaşlık ince ve latif bir cevherdir. Korumasını bilmezsen kazaya uğrar.)
Bu cevheri korumak arkadaşta kusur aramamaktır. Onu kendine tercihtir. Dostluğa vefanın şartlarından biri de dostunun düşmanı ile dostluk kurmamaktır. Dostunun düşmanı ile birlikte gezmek, husumette, düşmanlıkta ortak olmak demektir. Aksine, dostun sevmediği kimselerden uzak durmalı, dostun dostlarına yakın olmalıdır.
02 Temmuz 2008, 00:53 tarihinde.
15/5/2007 – S.A.
Yazan: ozdencicek
Hayirli geceler, efendim ne de guzel aciklamis ne guzel bir konuya deginmissiniz. Bu gunlerde bunlara gercekten cok ihtiyac var.. Allah razi olsun.. Onumuzdeki hafta icin ben de bir cuz okuyabilirim. Ismimi listeye yazarsaniz memnun olurum. Rabbim yar ve yardimciniz olsun. Sonsuz saygi ve hurmet ile..
02 Temmuz 2008, 00:53 tarihinde.
15/5/2007 – sa
Yazan: abuhayat
nasılsınız iyisiniz inş.
nete pek girmediğimden ilgilenemiyorum bloğla..kusura bakmayın
27 Ekim 2010, 14:32 tarihinde.
çok güzel