Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 3
Şah-i Nakşibend hazretleri (k.s.) nin mübarek markadları
Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 3
Sabah olunca hocamın huzuruna vardım.
Bana bakıp, gece olup bitenleri söyledikten sonra;
-“Ey evladım duâ’da şöyle demek lazımdır.” (-“Ya Rabbi, razı olduğun şeyi bu zaif kuluna fazlın ve kereminle ihsan et.”) Çünkü Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanan kimseye belâ gelmez. Eğer Allah-u Teâlâ hikmeti ezelisiyle sevdiği bir kuluna belâ gönderirse, yine kendi inayetiyle o sevgili kuluna kuvvet ve tahammül ihsan eder ve o belâya tutulmasının hikmetini bildirir. Belâ istemekde güçlük vardır.”
Daha sonra sofra kurulup yemek yendi.
-“Hocam sofradan bir somun ekmeği alıp bana verdi. Ekmeği çekinerek aldım”
Bu çekingenliğimi görüp;
-“Bu ekmeği almakta çekiniyorsun. Fakat bu ekmek, yolda lazım olacaktır.” Buyurdu.
Nihayet da’vetimiz üzerine talabeleriyle birlikte köyümüze Kasr-i ârifan’a gitmek üzere yola çıktık.
-“Ben, hocamın bindiği hayvanın üzengeleri yanında yürüyordum. Ruhum öylesine zevkle dolu idi ki, kalbimde hiçbir “dünya düşüncesi” yoktu. Kalbim aşk ve şevkle dolu olarak heyecanla çarpıyordu. Allah sevgisinden başka her şey kalbimden çıkmıştı.”
Bu sırada kalbim dünyaya meyledecek olsa, hocam hemen;
-“Kalbini ayrılıktan koru.” Buyururdu.
Hocamın bu kerametini ve keşfini gördükçe muhabettim kat kat artıyordu.
-“Yolumuz üzere bir köye uğradık. O köyde hocamın dostlarından biri bizi karşılayıp evine da’vet etti. Hocam da bu da’veti kabul edip, o zatın evine indi. Ev sahibinin, mahcubiyetinden ızdırap içinde yüzü kızardı.”
Bu halini gören hocam o kişiye;
-“Senin ızdırabının sebebi nedir?” dedi.
O da;
-“Efendim size yemek ikram etmek istiyorum, fakat sütten başka bir şeyim yoktur.” Dedi
Bunun üzerine hocam bana;
-“Behâeddin, sana verdiğim ekmeğe ihtiyaç hasıl oldu. O ekmeği ver.” Buyurdu.
Ekmeği çıkarıp verdim.
-“Ev sahibi de sütü getirip sofraya koydu. Ekmeği süte batırıp yedik ve hepimiz doyduk. Bu kerameti karşısında hocamıza hayranlığımız arttı. Sonra kalkıp, Kassr-i ârifan’a gimek üzere yola devam ettik.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Allah-u teâlâ’nın sevgisini kalblere nakşettiği için “Nakşibend” de denilen Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirrehu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
09 Şubat 2010, 19:58 tarihinde.
[...] « Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirreh); Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirreh)- 3 [...]