Ca’fer-i Sadık (Radiyallah-u anh)- 2
Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin
Ca’fer-i Sadık (Radiyallah-u anh)- 2
İmâm-i A’zam, Cafer-i Sadık (r.a.) derslerine ve sohbetlerine devam ederek, o gizli ve aşikar ma’rifet kaynağından ilim ve evliyalık yolunda çok istifade etti.
İmâm-i Â’zam (r.a.) O’nun huzurunda kavuştuğu yüksek mertebeleri anlatmak için;
-” O iki sene olmasaydıi Nu’man helak olmuştu.” Buyurmuştur.
İmâm-i Â’zam (r.a.), bu sözü ile hocası Ca’fer-i Sadık hazretleri (r.a.) nin büyüklüğünü, kıymetini, kavuştuğu dereceleri anlatmak istemiştir.
Kalbi, bütün kötü huylardan temizleyip, Allah-u Teâlâ’ya kavuşmak için lazım gelen ma’rifetleri, ibadet ve işleri öğreten T a s a v v u f yollarının çeşitli isimler alması başka başka olduklarını göstermez.
Aynı mürşidin talebeleri, birbirlerini tanımak ve hocaları (mürşidleri) ile öğünmek için bulundukları yola, mürşidlerinin isimlerini vermişlerdir.
Hazreti Ebû Bekir (r.a.) vasitası ile gelen yolda “zikr-i hafi” Ya’ni sesiz zikir yapılmış olup, Hazreti Ali (r.a.) vasitası gelen yolda da “zikr-i cehri” ya’ni yüksek sesle zikir yapılmıştır.
Bütün Tasavvuf yolları, İmâm-i Ca’fer Sadık Hazretleri (r.a.) inde birleşmektedir. İmâm-i Ca’fer-i Sadık, iki yoldan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a bağlıdır.
Birisi babalarının yolu olup, Hazreti Ali (r.a.) vasıtasi ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a bağlıdır.
Bu yola “v i l a y e t y o l u” denir.
İkincisi annesinin, babalarının yolu olup, Hazreti Ebû Bekir (r.a.) vasitesi ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a bağlanmaktadır.
Bu yola da “N ü b ü v e t y o l u” denir.
İmâm-i Ca’fer-i Sadık (r.a.), hem ana tarafından Ebu Bekr-i Sıddık (r.a.), soyundan, hem de, onun vasitasi ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) dan feyz almış olduğu için
-“Ebû Bekr-i Sıddık (r.a.), beni iki hayata kavuşturmuştur.” Buyurdu.
Ca’fer-i sadık hazretleri (r.a.), Resulullah (a.s.v.) tan gelen Peygamberlik (Nübüvvet) üstünlüklerine hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Selman-i Farisi (r.a.) ve Kasım bin Muhammed bin Ebû Bekir silsilesi ile kavuşmuştur.
Evliyalık (velayet) üstünlüklerine de Hazreti Ali (r.a.) Hazreti Hasan ve Hüseyin (radiyallah-u anhum), Zeynelabidin (r.a.) ve babası Muhammed Bakır (r.a.) yolu ile kavuşmuştur.
İmâm-i Ca’fer-i sadık’ta bulunan bu iki feyiz ve ma’rifet yolu, birbirleri ile karışmış değildir. İmâm hazretlerinden, Ahrariye büyüklerine, Hazreti Ebû Bekir (r.a.) yolu ile, öteki silsilelere ise, Hazreti Ali (r.a.) yolu ile feyiz gelmektedir.
İmâm-i Ca’fer-i Sadık (r.a.) ın ilimde, Marifette, Zühd, Takva, Kanaat ve bütün güzel ahlaktaki üstünlüğünü, büyüklüğünü duymayan kalmamıştır. Büyükler gibi çocuklar arasında da meşhur olmuştur.
Hikmetli sözleri ve menkıbeleri (İbret dolu hayat olayları) heryere yayılmış, kitablara yazılmıştır. Onun büyüklüğü ba’zı eserlerde şöyle anlatılmaktadır.
<<<Ca’fer-i sadık (radiyallah-u anh) hakkında başka bir yazı>>>
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Sadık hazretleri (Radiayallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Fuad Yusufoğlu
07 Kasım 2010, 06:30 tarihinde.
[...] Devam edecek… [...]