Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 14
Cin Mescid-i ‘nin girişi (Mekke-i Mükerreme)
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 14
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretleri (r.a.) ile şems-i Tebrizi (r.a.), eskisi gibi yine bir odaya çekilip sohbete başladılar. Hiç dışarı çıkmadan, yanlarına oğlu Sultan Veled’den başka kimseyi almadan, mâ’nevi bir âlemde kendilerinden geçtiler.
Halk, Şems-i Tebrizi (r.a.) gelince Mevlânâ (r.a.) nın sakinleşeceğini, aralarına katılıp, kendilerine nasihat edeceğini, sohbetlerinden istifâde edeceklerini ümid ederlerken. Tam tersine eskisinden daha fazla Şems’e bağlandığını ve muhabbetinin ziyâdeleştiğini gördüler.
Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.), Mevlânâ’yı evliyalık makamlarının en yüksek derecelerine çıkarmak için elinden gelen bütün tedbirlere başvuruyor, her türlü riyâzet ve mücâhedeyi yaptırıyordu.
Günler bu şekilde devâm ederken, halk, Mevlânâ (r.a.) nın hiç görünmemesinden dolayı Şems’e kızmaya başladılar.
Birgün bu söylenenleri, şems-i Tebrizi (r.a.) işitince, sultan Veled’ de dedi ki;
-“Ey Veled! Hakkımda yine su-i zan etmeye başladılar. Beni Mevlânâ’dan ayırmak için söz birliği etmişler. Bu seferki ayrılığımın acısı çok derin olacak!”
645 (m. 1247) senesi Aralık ayının beşine rastlıyan Perşembe gecesiydi. Mevl’anâ hazretleri ile Şems hazretleri (r.anhüm) sohbet ediyorlar, Allah-u teâlâ’nın muhabbetinden ve çeşitli evliyalık makamlarından anlatıyorlardı. Bir ara kapı çalındı ve Şems hazretleri (r.a.) ni dışarı çağırdılar. Dışarıda bir grup kimse bir anda üzerine hücum ettiler.
Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) nin “Allah!” diyen sesi duyuldu. Mevlânâ hazretleri (r.a.) hemen dışarı çıktı, fakat hiç kimse yoktu. Yerde kan lekeleri vardı. Derhal oğlu Sultan Veled (r.a.) i uyandırıp durumun tetkikini istedi. Yapılan bütün araştırmalarda, Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) nin mübarek cesedini bulamadılar.
Bir gece Sultan Veled (r.a.), rü’yasında Şems-i Tebrizi (r.a.) nin cesedinin bir kuyuya atıldığını gördü. Uyayınca yanına en yakın dostlarından bir kaçını alarak, gördüğü kuyuya gittiler. Cesedi hiç bozulmamıştı. Cesedi alıp Mevlânâ’nın medresesine defn ettiler.
Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) nin bu ayrılığına, Mevlânâ hazretleri (r.a.) pekçok üzüldü. Ayrılığın verdiği hasret ile pek çok beyitler, kasideler söyledi. Evliyalık hallerini, derecelerini nazım ile öyle güzel anlattı ki o zamana kadar öylesini hiç kimse söyliyemedi. Hazret-i Ali (/r.a.) den gelen feyz ve bereketleri, vilayet yolunu, onun kadar açıklayan bulunmadı.
Şems-i Tebrizi (r.a.) ye olan muhabbetinden dolayı eserine “Şems” ve “Hamus” kelimelerini mahlas olarak kullandı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
03 Şubat 2013, 22:00 tarihinde.
[...] 10 Rivayet ettiği Uzun Hadis « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 12 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 14 [...]