Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 15
Mescid-ül Cin camisi içerisinde güzel biz avize
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 15
Mevlânâ hazrtelri (r.a.), artık talabeleri arasına karışmaya, onlara ders vermeye başladı. Pek çok evliyânın yetişmesine sebep oldu. Bunların arasında en meşhuru, Hüsâmeddin Çelebi (r.a.) idi. Camilerde cemâate nasihat etmeye başladı İnsanların hasta olan kalblerine, tatlı, serin şerbetler vererek şifa olmaya çalıştı.
İlim ve fazileti sebebiyle az zamanda, o derece şöhret bulmuşdu ki, ilim talâbesi, her taraftan huzuruna kavuşmak için acele ediyordu. Her zaman etrafında dört-beşyüz dinleyici bulunurdu. Evine gider gelirken de, etrafını sarıp, çeşitli sualler sorar, müşkilerini çözerdi.
Mevlânâ hazrteleri (r.a.), kitab ve sünnetten zerre kadar ayrılmıyarak, tasavvufda emsâlinden üstün oldu. Binlerce talebesi oldu. Onları büyük bir itina ile yetiştirmeğe çalıştı. Zamanla talebe sayısı arttı, medreseler çoğaldı. Büyük âlimler yetişti.
Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) anlattı;
-“Hocam Ebû Bekr Sellebâf hazretleri (r.a.) nin hizmetinde çok yüksek kerâmetlere nail olmuştum. Fakat bende mühim olan hususi bir hâl var idi ki, bu sırrın keşfinde hocam âciz kalırdı. İşte bende Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin gizli hallerini bilmekte aciz oldum. Zira çok evliyâ, keşke biz de Mevlânâ’nın ziyaretine yetişmiş olsaydık diye arzu ederlerdi.”
Yine Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) anlatır;
-“Her kim “Âlimler” Peygamberin vârisleridir” hadis-i şerifinin sırrına vakıp olmak isterse, mevlânâ’nı haraketlerine, ahlakına, davranışlarına baksın. Onun gibi olmaya çalışsın. Onu sevsin. Onda enbiyâ ve evliyanın makbul bütün âdet ve vasıfları toplanmıştır. Hem fende emsalsizdir. Şimdi Cennet onun rızasında Cehennem onu gazabındadır. Kısaca ben ona ulaşmış olmasaydım, mahrum olurdum. Fakat Mevlânâ’nın sırrı, âlemde “gizli” kaldı, onu kimse keşf edemedi.
Mevlânâ Celâleddin Muhammed Rûmi hazretleri (r.a.) nin talebelerinin en önde gelenlerden biri, Selâhaddin Zerkub (r.a.) idi. Selâhaddin (r.a.), önceleri kuyumculuık yapardı. Birgün Mevlânâ hazretleri (r.a.), Selâhaddin (r.a.) nin dükkanının önünden geçerken, içerden, altına şekil vermek için vurulan her çekicin; “Allah, Allah!” diye ses çıkardığını kalb gözüyle anladı. Bu hal çok hoşuna giderek, dükkan sahibi olan Selâhaddin-i medreseye da’vet edip, iltifatlarda bulundu.
Selâhaddin (r.a.) Mevlânâ (r.a.) nın sohbetlerinden çok haz duyduğundan kuyumculuğu bıraktı. Artık her gün medreseye gidiyor, hocası Mevlânâ (r.a.) nın sözlerini sahrada susuz kalan kimse gibi, damlasını telef etmiyerek âdetâ içiyordu. Mevlânâ (r.a.) da bu yeni talabesini çok sevip, büyük feyz ve teveccühlerini onun üzerine çevirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
04 Şubat 2013, 06:43 tarihinde.
[...] Dücâne (Radiyallahu anhu)- 10 « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 13 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 15 [...]