Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 5
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) Türbesi (Konya)
Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 5
Haleb’de ve Şam’da; Muhyedin-i Arabi, Sa’dedin-i Hamavi, Osman Rûmi, Evhâdeddin Kirmanı (radıyallah-u anhüm) gibi zamanın âlim ve evliyalarıyla sohbet edip, onlardan da ilim öğrendi. Onların teveccühlerini kazanan Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi (r.a.), Şam medresi’nde zaman zaman “Hızır aleyhis selam” ile görüştü. Tasavvuf ilminde bir müşkili olursa, “Hızır aleyhis selam” ortaya çıkıp mes’elelerini hal ederdi.
Tefsir, hadis, fıkıh, mantık, usûl, meâni, edebiyat, matematik, fen, tıb gibi pek çok zâhiri ilimlerde mütehassıs oldu. Gündüzleri ilim öğrenir, gecelerini ibâdet ederek, Allah-u Teâlâ’yı zikrederek, Kur’an-i kerim okuyarak geçirirdi.
Fecir vakitlerinde tövbe ve istiğfar ederek çok ağlar, gözyaşları sel gibi akardı. Allah-u te’alâ’nın muhabbetiyle yanar, O’na kavuşmak arzusuyla tutuşurdu.
Tasavvuf ilminde de pek büyük derecelere kavuşan Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretleri (r.a.), hocalarından icazet (diploma) alıp, önce Kayseri’ye hicret eden Seyyid Burhânedin hazretleri (r.a.) ni ziyaret etti. Onun feyz ve teveccühlerine kavuşup, duâsını aldı. Oradan da hocasıyla berâber Konya’ya döndüler.
Seyyid Burhâneddin hazretleri (r.a.), Mevlânâ (r.a) nın dört senelik Haleb ve Şam tahsilinde bir haylı ilerlemiş olduğunu gördü. Tasavvuf yolunda riyâze ve mücâhedeye devâm ettirdi. Mübah olanları azaltıp, zarûret miktarı kullandırdı.
Buyururdu ki;
-“Karnınızı aç tutunuz. Bunun için de çok oruç tutunuz. Çünkü oruç, hikmet hazinelerinin anahtarıdır. Oruç tutmak; kalb gözünün açılmasına, kalbin rikkate gelmesine sebep olur.”
Rivayet edildiğine göre;
-“Seyyid Burhâneddin hazretleri (r.a.) nin, onbeş gün ağzına hiç lokma koymadığı zamanlar olurdu. Nefsinin istediklerini yapmamak için kapıda köpekle için hazırlanan yemek artıklarının yanına gider,”
Nefsine;
-“Ey nefis! Bana sitediklerini yaptırıp, ruhumu emrin altına almak mı istiyorsun? Arzunun yerine gelmesini istiyorsan önce yemek artıklarını yemen lazım! Ya ye, veya beni bu halimle kabul et!” diyerek nefsiyle mücadele ederdi.
Böylece nefsinin isteklerini hiç yapmaz, onu ruhuna köle ederdi. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretleri (r.a.), işte böyle bir rehberin terbiyesi altında yetişiyor olgunlaşıp pişiyordu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
01 Şubat 2013, 08:45 tarihinde.
[...] Faruki (Radiyallah-u anhu); « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 3 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 5 [...]