Ebü’l-Hasen-i Harkânı (Radiyallah-u anhu)- 2
Ebü Hasen-i Harkâni hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri
Ebü’l-Hasen-i Harkânı (Radiyallah-u anhu)- 2
Bir gün İbn-i Sina (r.a.), Harkân’a Ebü’l Hasen-i Harkâni hazretleri (r.a.) ni ziyarete geldi, evinden sordu.
Hanımı, azarlayarak, orman gittiğini söyledi. (Hanımı, Ebü’l Hasen hazretlerinin büyüklüğüne inanmadığı için, ona uyugunsuz şeyler söyledi.)
İbn-i Sina (r.a.) ormana doğru giderken, Ebü’l Hasen Harkanı hazretleri (r.a.) nin, bir arslana odun yüklemiş gelmekte olduğunu gördü;
-“Bu ne haldır?” diye sorunca
Ebü’l Hasen Harkanı (r.a.);
-“Evimdekinin sıkıntı ve belâ yükünü taşıdığım için, bu arslan da bizim yükümüzü taşıyor.” Buyurdu.
Şöyle anlatılır;
Bâyezid-i Bistami hazretleri (r.a.), her sene bir defa, Dihistan’da şehidlerin bulunduğu “kum tepeyi” ziyarete giderdi. Harkan’dan geçerken durur ve havayı koklardı.
Talabeleri kendisine;
-“Efendim, sizin bu şekilde havayı koklamanızda hikmet nedir? Biz herhangi bir şeyin kokusunu duymuyouz.” Diye sorduklarında
Ebâ Yezid-i Bistamı (r.a.) buyurdu ki;
-“Evet öyledir. Fakat bu kasabadan öyle birisinin kokusu geliyor ki, onun adı “Ali”, künyesi “Ebü’l Hasen” dir. O, zamanın “Kutbu” olacaktır.
Vaktiyle Bistâm şehrinde bir çegirge sürüsü hücum etti. Bütün ekinleri ve sebzeleri yediler. Halk, bu hayvanlardan ve bu musibetten bir türlü kurtulamiyordu.
Halkın telaşını ve üzüntüsünü gören Ebü’l Hasen-i Harkanı (r.a.);
-“Ne oldu, bu halkın feryadı nedir böyle?” diye sordu.
Çekirgelerin ortalığı istila ettiklerini, bütün ekinleri perişan ettiklerini ve halkın üzüntüsünün bundan olduğunu söylediler.
Bunun üzerine ayağa kalkarak dama çıktı. Ve etrarına bir nazar etti. Çegirgeler derhal toplanıp şehirden uzaklaştılar. İkindi namazı vaktine kadar “bir tek çekirge” kalmadığı gibi, bütün ekinlerin yaprakları da eski hâline gelip, hiç ziyan olmadı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin altıncısı olan Ebü’l-Hasen-i Harkânı hazretleri (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
04 Şubat 2010, 09:53 tarihinde.
[...] Devam edecek… [...]