Ebû Dücâne (Radiyallahu anhu)- 7
Uhud dağından Okçular tepesinin görünüşü (Medine-i Münevvere)
Ebû Dücâne (Radiyallahu anhu)- 7
Bu sekiz Sahabi’den hiç biri Uhud’da şehid olmadı, Çünkü bunlara Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) duâ etmiş idi.
Müşrikler Peygamberimiz (s.a.v.) i ok yağmuruna tutmuş idiler. Müşriklerin en keskin nişancı olanlarından Malik bin Züheyr, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) enişan alıp bir ok attı.
Talha bin Ubeydullah (r.a.) bu okun Resulullah (s.a.v.) a isabet edeceğini anlayınca elini o oka karşı tuttu.
Ok elini parçaladı. Şehadet parmağı hariç diğer parmakları çolak kaldı.
Hazret-i Talha (r.a.) Uhud’da altmış altı yerinden yara almıştı.
İşte Hazret-i Talha (r.a.) gibi Resulullah (s.a.v.) ı oklara karşı koruyan ve vucudunu siper eden bir zat da Ebû Dücâne (r.a.) idi.
Ebû Dücâne (r.a.) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in üzerine eğilip atılan oklara karşı O’nu vücuduyla korumakta ve atılan oklar sırtına çarpıp düşmekte idi.
Müşriklerin azlılarından Abdullah bin Hüneyd kafiri, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) i görünce atını mahmuzladi Kendisi tepeden tırnağa silahlı ve zırhlar içerisinde olup, başında da miğfer vardı.
-“Ben Züheyr’in oğluyum. Bana Muhammed (s.a.v.) i gösteriniz. Ya ben O’nu öldürürüm yahut O’nun yanında ölürüm.” Diye haykırıyordu.
Ebû Dücâne hazretleri (r.a.) hemen onun karşısına çıktı.
-“Gel yanıma! Ben vucudumla Muhammed Resulullah (s.a.v.) ın vucudunu koruyan kişiyim.” Dedi.
Abdullah bin Hüneyd’in atının bacaklarına bir kılıç çaldı, atın ayakları çökünce kılıcını kaldırıp;
-“Al bunu da Hareşe’nin oğlundan” deyip
Bir vuruşta onu cehennem’e gönderdi.
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu olanları görüyordu ve;
-“Allah’ım Hareşe’nin oğlundan (Ebû Dücâne’den -r.a.-) den BEN NASIL RAZI İSEM, SEN DE RAZI OL.” Diye Duâ buyurmuştu.
Ka’b bin Mâlik (r.a.) anlatıyor;
Üzerine zırh geçirmiş bir müşrik Müslüanların şehidlerinin burunlarını, kulaklarını ve çeşili azâlarını kesiyor;
-“Davarlar gibi bir araya toplanınız.” (HAŞA). Diyordu
Müslümanlardan zırhlı bir zat ona yaklaştı. Bu iki kimseden gerek vucut, gerekse silah bakımından üstün olanı müşrik olandı.
Birbirleriyle karşlaşınca Müslüman öyle bir hamle yapıp müşrike öyle bir kılıç çaldı ki, boynundan uyluklarına kadar vücudu ikiye bölündü.
Sonradan da;
-“Ey Ka’b nasıl gördün? Ben Ebû Dücâne.” Diyerek kendisini tanıttı, diye haber vermiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Dücâne (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
09 Ocak 2014, 21:23 tarihinde.
[...] Hadis- 73İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 4 « Ebû Dücâne (Radiyallahu anhu)- 5 Ebû Dücâne (Radiyallahu anhu)- 7 [...]