Ebû Türâb Nahşeb-i (Radiyallah-u anhu)- 4
Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin
Ebû Türâb Nahşeb-i (Radiyallah-u anhu)- 4
-“Evladım seni ağlatan şey nedir?” dedim.
Bana;
-“Babacığım, rü’yada gördüm ki, filan mahalede tevbe eden bir genç vefat etmiş, her kim onun cenazesine bakarsa, Allah-u Teâlâ, ona kendisinden istediği her şeyi verir. Babacığım, evden dışarı çıkmağı asla istemezdim, fakat şimdi izin verirsen, gidip o gencin cenazesini göreyim ve Allah-u Teâlâ’dan kendim ve diğer kullar için isteyeyim.” Dedi.
Ona izin verdim.
Cenazesine giderken yolda yaşlı bir kadın gördüm.
Bana;
-“Ey Ebâ Türab! Hakkın rahmetinin neler yaptığını gördün mü? Fıskının çokluğu yüzünden mahalleden çıkarılmak istenen genç, bu gece vefat etti. Evliya silsilesine dahil edildi. Rü’yada bana, cenazısnda bulunan mağfiret olunur diye söylediler.” Dedi.
Başka âlim zat da aynı rü’yayı gördü.
-“İnsanlara bu durumu haber verdik. Bütün şehir akın akın gencin cenazesine katılmak için geldi. Tam bir izzet ve ikram ile onun namazını kıldık ve defn ettik.” Dedi.
Yine kendisi (r.a.) anlatır;
-”Birgün çölde gidiyordum. Nefsim yumurta ve sıcak ekmek istedi. Hiçbir zaman nefsimin istediğini yapmamış idim. Fakat nasıl olduysa isteğim gâlip geldi. YOLUMU DEĞİŞTİRİP, BİR KÖYE GİRDİM. Köyde hırızlık olmuştu. Onun için köylüler bir yere toplanmış durumu konuşuyorlardı.”
Beni görünce içlerinden biri,
-“Bu adam hırsızla beraber idi.” Dedi.
Beni yakaladılar. Bana yetmiş sopa vurdular.
Bu arada biri gelip beni tanıdı.
-“Bu hırsız değildir. Bu âlim Ebû Turâb’dır.” Dedi.
Bunun üzerine oradakiler benden özür dilediler.
İçlerinden biri beni eve yemeğe götürdü. Bana taze ekmek ve yumurta getirdi.
Nefsime;
-“Ey Nefs! Yetmiş sopadan sonra ekmekle yumurta ye.” Dedim.
Ebû Türâb Nahşeb-i (r.a.) hazretlerinin kerametleri çoktur. Talebeleri şöyle anlatır;
Ebû Turâb (r.a.) bir talebesiyle birlikte çölde gidiyordu.”
-“Talebesi susamıştı. ONDAN SU İSTEDİ. Ebû Turâb hazretleri (r.a.) eliyle yeri çizince hemen oradan su kaynadı.”
Ebu Abbas (r.a.) anlatır;
-“Ebû Turâb (r.a.) la çölde idik. Arkadaşlaradan biri;”
-’Çok susadım.’ Dedi.
Ebû Turâb hazretleri (r.a.);
-“Ayağını yere vurdu. Oradan bir pınar kaynadı.”
Birisi;
-‘Ben bardakla içmek istiyorım.” Dedi.
-“Ebû Turâb hazretleri (r.a.) elini toprağa vurdu. Cam bardak göründü. Çok güzel bir bardaktı. Onunla su içtik.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Ebû Türâb Nahşeb-i (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: kerametler, Menkıbeler, Tasavvuf
20 Eylül 2012, 05:10 tarihinde.
[...] 3 Üveys-ül Karani (Radiyallah-u anh)- 11 « Ebû Türâb Nahşeb-i (Radiyallah-u anh)-2 Ebû Türâb Nahşeb-i (Radiyallah-u anh)- 4 [...]