Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)
Bor-e Beşire Mecido (Girnavas mevki)
Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)
Eshab-i Kiram (r.anhum) in büyüklerinden. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in damadı ve dördüncü halifesidir. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) in amcası ebû talib’ın oğludur. Künyesi Eb’ül Hüseyin’dir. Bir künyesi de Peygamberimiz (s.a.v.) in iltifat buyurarak söylediği “Ebû Turab” dır.
Hiç puta tapmadan Müslüman olduğu için “Keremallahü vechehü”, kahramanlığı ve cesür olmasından dolayı “Kerrar” ve “Esedullah-il galib” lakabları verilmiştir.
Ayrica takdiri İlahiyeye gösterdiği tam rızadan dolayı da “Mürteza” denilmiştir.
Hazret-i Ali (r.a.), Hicret’ten yirmi üç sene önce (M. 579) senesinde Mekke’de doğdu 40 (M. 660) da şehid edildi. Hazret-i Ali (Keremallah-u vechehu) Cennetle müjdelenen on sahabiden ‘dördüncüsü’ ve ehl-i beytin ‘birincisidir.’
Hazret-i Ali (r.a.) nin babası Ebû Talib’ın, geliri az, ailesi kalabalıktı. O sıralarda Mekke’de kıtlık hüküm sürdüğünden
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) amcası Abbas (r.a.) a;
-“Ey Amca, kardeşinin çoluk çocuğu çok olmakla masrafı da çoktur. Buna mukabil, geliri azdır. Ona yardımcı olmak lazımdır. Aile geçimindeki yükünü hafifletelim. Her birimiz bir oğluınu alalım.” Teklifinde bulundu.
Bu teklifin, amcası Ebû Talib tarafından kabulü ile Hazret-i Ali beş yaşından itibaren, Resulullah (s.a.v.) ile yaşamış, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in talim ve terbiyesinde yetişmiş, O yüce irfan hazinesinin feyzinden kana kana içmiştir.
Çocuklar arasında ilk defa Muhammed (s.a.v.) ın Peygamberliğini tasdik edenlerdendir. Güzel ahlakın canlı timsali idi. “Allah’ın arslanı” diye tanınmıştı. Şecâati, metaneti, cesareti eşsizdi, hiçbir vakit haddi aşmazdı.
Hayatının sonuna kadar Hareti Resûl (s.a.v.) ün yanından hiçbir suretle ayrılmamış, Onu can kulağıyla dinlemiştir. Küçük yaşta Müslüman olmuş ve nebiyy-i zi-Şan (s.a.v.) ın yüksek nazarlarında, muhabbetlerine mazhar olduğundan dolayı kendisinde harikulade meziyetler tecelli edip durmuş, Resul-i Ekrem (s.a.v.) inilmen, ahlaken varisi olmuştur.
Müslüman olması şöyle olmuştur;
Daha on yaşında iken, birgün Resulullah (s.a.v.) ile Hazret-i Hadice (r.anha) nin beraber namaz kıldığını gördü.
Namzdan sonra;
-“Bu nedir?” diye sordu.
Resul-i Ekrem (s.a.v.);
-“Bu Allah-u Teâlâ’nın dinidir. Seni bu dine davet ederim. Allah-u Teâlâ birdir, ortağı yoktur. Lat ile Uzza isimli putları terk etmeni emrediyorum.” Diye cevap verdi.
Ali (r.a.);
-“Önce bir babama danışayım.” Dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ona;
-“İslam’a gelmezsen bu sırrı kimseye söyleme.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Aşere-i Mübeşşere, Ehl-i Beyt, Eshab-i kiram, Hayat-üs Sahabe, Hulefa-i Raşidîn, Menkıbeler