Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)- 9
Aşke keşe değirmeni (Bavarne yolu) Nusaybin
Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)- 9
Resulullah (s.a.v.), Hazret-i Ali (r.a.) ile Fatima (r.anha), Hasan ve Hüseyin (r.anhum) i mübarek abâları ile örterek;
-“İşte, benim Ehl-i Beytim bunlardır. Ya rabbi, bunlardan kötülüğü kaldır ve hepsini temiz eyle!” buyurdukları bildirilmiştir.
İşte bu ehl-i Beyt,”Âl-i Nebi” namıyla, kıyamete kadar her mü’min tarafından, her namaz ve dua’da yâd olunurlar.
Hazret-i Ali (Keremallah-u vechehü) fevkalade beliğ, fasih konuşurdu. Resul-i Ekrem (s.a.v.) den sonra Aliyy-ül Mürteza derecesinde beliğ hutbe tertip ve irad eden bir zat görülmemiştir.
Hazret-i Ali (r.a.), Ehl-i beytten olması sebebiyle, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in sünnetine herkesten daha fazla vakıf idi.
Bu hususta herkesin müracaat kapısı idi. Kendisinden 586 hadis-i şerif bildirmiştir. Bunlardan 20 tanesi, hem Sahih-i Buhari, hem de Sahih-i Müslümda vardır Bundan başka 9 hadis-i Şerif Buhari’de 15 Hadis-i Şerif Müslim’de tamamı da Ahmed bin Hanbel’in ‘Müsned’ adlı kitabında vardır.
Hazret-i Osman (r.a.) in elim şehadet vak’ası üzerine Hicri 35 yılının Zilhicce ayında, Medine-i Münevvere’de halife seçildi. Halife seçilmesinde hiçbir itiraz olmadığından İcma-i Ümmet ile Hilafet makamına geldi.
Hicretin kırkıncı yılının Ramazan-i Şerif ayının onyedinci Cuma günü sabah namazına giderken, İbn-i Mülcem adlı bir Harıcı tarafından başına zehirli bir kılıçla vurularak yaralandı.
İkigün sonra altmışüç yaşında iken şehid oldu. Techiz ve tekfini, oğlu Hasan tarafından yapılmış ve namazı eda olunduktan sonra Kufe’nin kabristanı sayılan Necef’e defnedilmiştir.
Amr İbni zi-Mürr el-Hemadanı (r.a.) şöyle rivayet ediyor;
-“Hazret-i Ali (r.a.), Küfe’de kılıç darbesini aldıktan sonra huzuruna girdim. Başını bir şey ile sarmıştı.”
Dedim ki;
-“Ey Mü’minlerin Emiri! Yarayı bana gösterir misin?”
Hemen sargıyı açtı. Baktım. Bir şey yok,
-“Hafif bir yaradan ibaret.” Dedim.
Hazret-i Ali (r.a.);
-“Evet sizden ayrılmaktayım.” Dedi.
Kerimesi Ümmü Gülsüm perde arkasından ağlamağa başlamıştı.
Hazret-i Ali (r.a.);
-“Kızım süküt et! Eğer benim gördüklerimi görecek olsan ağlamazsın.” Dedi.
Bende;
-”Ya Emire’el-Mü’minin, ne görüyorsun?” diye sordum.
Buyurdu ki;
-“İşte bunlar Melekler ile Nebiler cemaati;”
-”işte bu da Muhammed Aleyhisselam!;”
-“Ya Ali, müjde sana, teveccüh etmekte bulunduğun hal, şu içinde bulunduğun halden daha hayırlıdır.” Diye buyuruyor.
Vefatında, son sözü;
-“La ilahe illallah Muhammedün Resulullah.” Oldu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Aşere-i Mübeşşere, Ehl-i Beyt, Eshab-i kiram, Hayat-üs Sahabe, Hulefa-i Raşidîn
19 Mart 2012, 19:21 tarihinde.
[...] 2Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 7 « Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)- 7 Hazret-i Aliyyül Mürteza (Radiyallah-u anhu)- 9 [...]