Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 14
Mescidi Kıbleteyn (Medine)
Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 14
Hazreti Ali (r.a.) buyuruyor ki; Ebû Bekir (r.a.) doğru sözlüdür. Ondan işittim ki, Resulullah (s.a.v.);
-“Günah işleyen biri, pişman olur, abdest alıp namaz kılar ve günahı için istiğfar ederse, Allah-u teâlâ, o günahı elbette af eder. Çünkü Allah-u teâlâ, Nisa suresi yüzdokuzuncu ayetinde; Biri günah işler veya kendine zulüm eder, sonra pişman olup, Allah-u Teâlâ’ya istiğfar ederse Allah-u Teâlâ’yı çok merhametli ve af ve mağfiret edici bulur buyurmaktadır.” Dedi.
Resulullah (a.s.v.) in vefat ettiği haberi Eshab-i Kiram arasında yayılınca herkesin aklı başından gitti.
Hazreti Ömer (r.a.) kılıcı eline alıp,”Resûlullah öldü” diyenin kellesini uçururum, deyip ortaya çıktı. Herkes üzüntüden ve Ömer (r.a.) in bu halinden korktuğu halde, Hazreti Ebû Bekir (r.a) cesaretini muhafaza ederek, Eshab-i Kiram (r.anhum) ın arasına girdi.
Onlara Resulullah (a.s.v.) in de öleceğini, O’nun da bir insan olduğunu bildiren ayet-i kerime’yi okuyup, te’sirli sözler söyleyerek nasihat etti. Halkı sükûna ve huzura kavuşturdu. Derhal halife seçimi yapıldı. Müslümanlar başsızlıktan, dağınıklıktan kurtarıldı.
Hazreti Ebû Bekir (r.a.) Pazartesi günü halife seçilince, Salı günü, Mescid-i şerife gelip, Eshab-i Kiram (r.anhum) i topladı.
Minbere çıktı. Hamd ve senâdan sonra;
-“Ey Müslümanlar! Sizin üzerinize halife ve emir oldum. Halbuki sizin en iyiniz değilim. Eğer iyilik yaprsam bana yardım ediniz. Fena bir iş yaparsam, bana doğru yolu gösteriniz. Doğruluk emanettir. Yalancılık hiyanettir. Sizin zayıfınız, bence çok kıymetlidir. Onun hakkını kurtarırım. Kuvvetine güveneniz ise, bence zayıftır. Çünkü ondan başkasının hakkını alırım. İnşaalahü teâlâ, hiçbiriniz Cihadı terk etmesin. Cihadı terk edenler ZELİL OLUR. Ben Allah-u Teâlâ’ya ve Resulüna itaat ettikçe, siz de bana itaat ediniz. Eğer ben Allah-u Teâlâ’ya ve Resûlüne âsi olur, doğru yoldan saparsam, sizin de bana itaat etmeniz lazim gelmez. Kalkınız, namaz kılalım. Allah-u teâlâ hepinize iyilik versin.” Dedi.
Resûlüllah efendimiz (a.s.v.) vefat edince, İslamiyetten ayrılma tehlikesi birden bire büyüdü. Her tarafı dehşet bürüdü.
Yemen’deki ve başka yerlerdeki me’murler geri gelmeye, kara haberler getirmeye başladılar. Müslümanlar ne yapacaklarını şaşırdılar. Mekke, Medine ve Taif’ten başka bütün Arabistan halkı İslamiyetten ayrıldılar. Mürtedlerin sayısı yanında Müslümanlar pek az idi.
Fakat Resulüllah (a.s.v.) in halifesi, zamanı saadetteki gelişmeyi hiç değiştirmemeye Ve Resulüllah (a.s.v.) in niyetlerini yerine getirmeye kararlı idi. Halife seçiminden sonra, Eshab-i Kiram (r.anhum) arasında Hazreti Usâme (r.a.) nin sefere gidip gitmesi hakkında ihtilaf edilmişti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Bekir Sıddık (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Aşere-i Mübeşşere, Ebû Bekir (r.a.), Eshab-i kiram, Hulefa-i Raşidîn, İlk Halife, Menkıbeler, Tasavvuf
21 Aralık 2013, 15:49 tarihinde.
[...] bin Avvâm (Radiyallah-u Anhu)- 5 « Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 12 Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 14 [...]