İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 7
Balıklı göl (Şanlı Urfa)
İbn-i Battûta (Ebû Abdullah Muhammed Tanci) Radiyallah-u anhu – 7
-“Bizimle ilk karşılaşan Ahi Sinan’ın yoldaşları, sonra gelenler de Ahi Tuman’ın yoldaşları imiş. Meğer bizi misafir etmek için çekişmişler. Nihayet işi kur’a çekmek yoluyla haletmeye karar verip, kur’a çektiler. Kur’a, Ahi Sinan takımına düşünce, bizi misafir etmek üzere tekke’lerine götürdüler. Çok izzet ve ikramda bulundular. Ertesi akşam da Ahi Tuman’ın adamları gelip bizi misafirliğe götürerek ikramda bulundular. Her iki tarafta da Kur’an-ı kerim okundu, hoş sohbetler oldu. Tekke’lerinde bir müddet kaldıktan sonra, büyük bir memnuniyetle ayrılıp seyahatimize devam ettik.”
1320 yılında Nusaybin’e gelen Arap Coğrafyacısı İbn-i Batuta (Allah ondan razı olsun) Seyahatnamesınde:
-“Büyük bölümünde kalıntıların bulunduğu geniş ve verimli bir ovada bulunan orta büyüklükte eski bir kent olarak tanımladığı Nusaybin Hakkında şunları yazmıştır.”
-“Akarsuları bulunan geniş bir ovada bulunmaktadır. Bakımlı bostanları, düzgün korulukları, meyveleri vardır. Burada elde edilen Gülsuyu’ nun gerek koku, gerek nefaset bakımından benzeri yoktur.”
-“Bir nehir, şehri bilezik gibi çevirir. Bu ırmak; civarındaki dağlarda bulunan bir kaynaktan çıkar; Kanallara ayrılarak bostanları sular. Kanallarden biri şehir içine girerek bahçeleri, evleri dolaşır. Camı avlusundan geçerek iki havuza akar. Havuzlardan biri avlunun ortasında, öteki ise doğu kapısındadır. Şehirde bir hastane, iki medrese ve değirmenler vardır.”
-“Halkı dindar, doğru sözlü, emanete hiyanet etmeyen kimselerdir.”
İbni Batuta (Arap çoğrafyacısı) -1-
İbn-i Battûta (r.a.), Şam’da şahid olduğu bir kargaşalığı da anlatmakta, kargaşalığa sebep olan İbn-i Teymiye’den;
-“İbn-i Teymiye’nin ilmi çoktu. Fakat aklında bozukluk vardı.”
Şeklinde bahsederek, hadiseyi şöyle anlatmaktadır.
-“Şam’da Cuma namazındaydım. İbn-i Teymiye hutbe okudu.”
Minberden inerken;
-“Benim şimdi indiğim gibi, Cenâb-ı Allah dünya göküne iner.” Diyerek merdivenlerden indi.
Orada bulunan Mâliki mezhebi âlimlerinden İbn-i Zehrâ, İbn-i Teymiye’nin söylediği bu sözün kötülüğünü cemâate uzun uzun anlattı. Cemâatin çoğu, İbn-i Teymiye’nin bozuk sözlerinin yanlışlığını anlayabilecek seviyede değildi. Câhillikleri sebebiyle İbn-i Teymiye’yi hak yolda sanıyor, onun yaldızlı sözlerine inanıyorlardı. İbn-i Zehrâ, cemâate doğruyu söyleyip gerçeği isbat edince, İbn-i Teymiye’nin sapıklığını anladılar. Hepsi İbn-i Teymiye’nin üstüne yürüdü. Elleri ve nalınları ile onu dövdüler. İbn-i Teymiye yere yıkıldı. Başından sarığı düştü sarığın altındeki ipek takkesi meydana çıktı. Erkeklere haram olan ipeği, en cahili bile kullanmazken, insanlara din öğreten bir kimse, ipek takke giyiyordu. Alıp kadı’ya götürdüler. Kadı onu hapsederek azarladı, ta’zir etti. Diğer kadılar, kadı efendinin onu hapisle ta’zir etmesinie itiraz ettiler. Durum Memlüklü sultanı Melik Nasır’a intikal etti. Âlimlerden meydana gelen bir heyeti, İbn-i Teymiye’nin fitne çıkardığına karer verdi. Sultan emri ile İbn-i Teymiye, Şam’da hapsedildi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
(Kaynaklar)
1-Dürer-ül-Kâmine cilt 3 sah. 480
2-Mu’cem-ül-Müellifin cild 10 sah. 235
3-El-A’lam cild 6 Sah. 235
4-Faideli bilgiler sah. 308, 314
5-“Tühfet-ün-nüzzar” (İstanbul 1335) sah. 9
6-Rehletü-İbni Battûta, Beyrut 1960
7-Rehber ansiklopedisi cilt 8 sah. 24
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan Seyyah İbn-i Battûta (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
(Kaynak)-1- Nusaybin bi başkent miydi
Etiketler: Allahın veli kulları, İbn-i Battûta, seyyâh, Tasavvuf