İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 4
Bor-e beşire Mecido Girnavas civarı (Nusaybin)
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 4
İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.), bu mağarada kalırken, insanlar onun halini anlamaya başladılar. Bu durumu anlayınca, derhal mağarayı terk etti ve Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıktı.
Sahrada giderken bir zat ile karşılaştı. O zat kendisine (İSM-İ A’ZAM= Allah-u Teâlâ’nın en büyük ismini) öğretti. Bu isimle Allah-u Teâlâ’ya dua etti.
Hızır Aleyhis selam ile görüştü,
Hızır Aleyuhis selam kendisine;
-“Sana İsm-i A’zam-l öğreten kimse, İlyas (Aleyhis selam) idi.” Dedi.
Ve beraber çok sohbet ettiler.
Daha sonra, İbrahim Bin Edhem (r.a.) in Nişabur’da ikamet ettiği mağarayı ziyaret eden Şeyh Ebû Said isminde bir zat, hayret edip;
-“Sübhanallah! O ne mubarek bir zat imiş. Burada bulunması bereketiyle burası öyle güzel kokuyor ki, eğer mağarayı MİSK İLE DOLDURSALAR ÖYLE GÜZEL KOKU KOKMAZ.” Dedi.
Nakledildiğine göre;
İbrahim Bin Edhem (r.a.) Mekke-i Mükerreme’ye ulaşabilmek için sahrayı ONDÖRT SENE’DE kat edebildi. Bir müddet gidiyor, iki rek’at namaz kılıyordu. Bu şekilde ON DÖRT SENE sonra Mekke’ye ulaştı.
Böyle mubarek bir zatın gelmekte olduğunu, Harem-i şerifte bulunan âlimler haber aldılar ve kendisini karşılamak üzere yola çıktılar. Böyle büyük zatları karşılamak âdetleri idi.
İbrahim Bin Edhem (r.a.) ise, kimse beni tanımasın diye, bir kafilenin önüne düşmüş geliyordu. Başka kimseler de kendisini karşılamak ve görmek istiyorlardı.
Kafilenin önünde bulunan İbrahim Bin Edhem (r.a.) e yaklaşıp;
-“Acaba İbrahim Bin Edhem (r.a.) yaklaştı mı? Harem-i Şerifin âlimleri kendisini karşılamaya geliyorlar da…”
İbrahim Bin Edhem (r.a.) ise;
-“Bırakın o kötü kimseyi! Ondan ne istiyorsunuz=” buyurdu.
O kimseler, İbrahim Bin Edhem (r.a.) in ensesine bir tokat vurdular ve;
-“Sen öyle yüksek bir zata nasıl kötü diyebilirsin. Böyle söylemekle asıl sen kötü oluyorsun.” Dediler.
İbrahim Bin Edhem (r.a.) de;
-“İşte ben de aynı şey’i söyliyorum ya;” Buyurdu.
Onlar ayrılıp gittikten sonra kendi nefsine şöyle diyordu;
-“Sen ne kadar ahmaksın ve cür’etlisin. Mekke âlimlerinin seni karşılamalarını mı arzu ediyorsun? Halbuki onlar mübarek zatlardır. Böyle bir şeyi istemeye sen nasıl cesaret edebiliyorsun? Ama sen, ‘Tokat vurulmakla’ sana asıl layık olana kavuştun.”
Nitekim kendisini tanıyıp özür dilediler. Burada kısa zamanda kendisine eş-dost buldu. Çalışıp-kazanarak, alın teri ile nafakasını temin ederdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: İbrahim bin Edhem (r.a.), kerametler, Menkıbeler, Tabiin, Tasavvuf
25 Ekim 2012, 09:31 tarihinde.
[...] anhu)- 9Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 9 « İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 2 İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 4 [...]