İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 12
İmâm-i Rabbâni (r.a.) nin yazmış olduğu “Mükâşefât-i gaybiyye” (Müceddidiyye) risâlesi
İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 12
Kendisi de sultana hep hayır duâ ediyordu. Sultanın veizir, koyu bir muhalif olduğundan, zindanda, İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin başına kardeşini tayın etmiş ve çok şiddetli davranmasını emretmişti. Bu görevli ise ondan çeşitli kerâmetler, üzülmek yerine heybet, sabır ve hatta neş’e görerek tevbe etti. Bozuk itikadını terk edip Ehl-i sünneti seçti ve onun halis talebelerinden oldu. Kalede hapis bulunan binlerce kâfir, onun bereketi ve sohbetleri ile Müslüman olmakla şereflendiler. Birçok günahkar tevbe etti. Hatta bazıları yüksek âlim oldu.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) hapiste üç sene kaldıktan sonra, sultan yaptığına pişman oldu, hapisten çıkarıp ikâm ve ihsân eyledi. Hatta hâlis talebesinden ve sadık dostlarından oldu. Bir müddet, asker arasında kalmasını istedi. Sonra serbest bırakıp, hürmetle vatanına gönderdi.
Hapisteki bu sıkıntılardan ve uğradığı dertlerden sonra, evvelce bulundukları hâllerin ve makâmların binlerce üstünde derecelere yükselmiş olarak memleketine döndü.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) daha önceleri;
-“Yetiştiğim derecelerin üstünde, daha çok makâmlar vardır. Onlara yükselmek celâl sıfatı ile, sert terbiye edilmekle olabilir. Şimdiye kadar cemal sıfatı ile okşanarak terbiye edildim.” Buyurmuştur.
Talebesinden bir kısmına;
-“Elli ile altmış arasında üzerime dertler, belâlar yağacak.” Buyurmuştu.
Buyurduğu gibi oldu. O makamlar da yükselmek nâsib oldu.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) ni hapsettiren Selim Cihangir Hân’ın oğlu Şâh Cihân padişah olmak için babasına karşı geldi. Askeri çok ve babası tarafındaki kumandanların çoğu kalbden kendisine bağlı olduğu halde zafer kazanamadı. O zamanın evliyasından birine halini anlatıp duâ istedi.
O veli dedi ki;
-“Senin zafer kazanman için vaktin dört kutbunun sana duâ etmesi lazımdır. Bunlardan üçü seninle beraber ise de, en büyükleri olan dördüncü bu işe razı değildir. O da İmâm-i Rabbâni Müceddid-i elf-i sâni hazretleri (r.a.) dir.
Şâh Cihân, İmâm-i Rabbâni (r.a.) in huzuruna gelip duâ etmesi için yalvardı.
Fakat İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) onun babasına karşı gelmesine mâni olup nasihat etti.
-“Babana git, elini öp, gönlünü al, yakında vefat edecek, sultanat sana kalacaktır.” Diye müjde verdi.
Şâh Cihân emirtlerini dinleyip arzusundan vazgeçti. Az zaman sonra 1037 (m. 1627) de babası vefat edince saltanatına kavuştu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmiüçüncüsü olan Ahmed Faruk-i serhendi İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
31 Ocak 2015, 09:27 tarihinde.
[...] Sevri (Radiyallah-u anh)- 12- Nasihatlar « İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 10 İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 12 [...]