İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 7
İmâm-i rabbâni (r.a.) nin türbeleri (Serhend)
İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 7
Muhammed Bâki-billah (r.a.) in sevdiklerinden biri, Muhammed Hâşim-i Keşmi’ye şöyle anlatmıştır;
-“Hocamız Bâki-billah (r.a.) bu yüksek talebesine yani senin üstadına (İmâm-i Rabbâni’ye), nihayetsiz lütüufları ve ona hürmet etmeyi hasetsen bildirdikleri zamanlar, bana onu huzuruna çağırmamı emretti;”
-“Hemen huzuruna gidip, İmâm-i Rabbâni (r.a.) ye;
-“Hocamız sizi istiyor.” Dedim.
Bu haber duyar duymaz, korkan insanların rengi değiştiği gibi, yüzünün rengi değişti. Zavallı bir kimsenin çok kortuğu zaman, titremesi gibi bir hale düştü.”
Ben kendi kendime;
-“Sübhanallah! “Yakın olanlarda, hayret de çok olur.” mısra’ını duymuştum, şimdi gözlerimle de görüyorum.” Dedim”
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) “Mebde’ ve Me’âd” risalesinde şöyle buyurmuştur;
-“Biz dört kişi, hocamız Muhammed Bâki-billah (r.a.) a hizmette diğerlerinden ilerdeydik. Hepimizin ayrı bir bağlılığı, ayrı bir düşüncesi vardı. Bu fakir yakinen biliyorum ki, böyle bir sohbet ve cem’iyyet, terbiye ve irşad kaynağı, Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in zamanından sonra dünyada çok az görülmüştür. Gerçi insanların en hayırlısı oaln Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) zamanından bulunmadık, sohbetine mkavuşmadık ama, Muhammed Bâki-billah hazretleri (r.a.) nin saâdetli sohbetinden de mahrum kalmadık Bunun için bu büyük ni’metin şükrünü yerine getirmek lazımdır. Onun huzurunda herkes kendi bağlılığına, muhabbetine göre bir şeylere kavuştu.”
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.), hocası Muhammed Bâki-billah hazretlerinin ikinci defa huzuruna gidip bir müddet kaldıktan sonra, tekrar memleketine döndü. Bir müddet daha t,âliblere feyz vermekle meşgül oldu. Bu sırada pek yüksek derecelre kavutlu. Bu hallerini hocasına mektublar yazarak bildirdi.
Bundan sonra üçüncü defa hocasını ziyarete gitti. Bu ziyaretinden sonra Delhi’den Serhend’e dönüp birkaç gün kaldı ve Lahor şehrine gitti. Lahor şehrinde herkes, İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin teşrifini büyük bir ganimet bildi. Talebelerinin en meşhurlarından olan Mevlânâ Muhammed Tâhir, Hâce Muhammed, Mevlânâ Esgar Ahmed ve Mevlânâ Ravh Hüseyn (r.anhüm) gibi zâtlar bu sırada talebesi olup, sohbetinde pişip yüksek derecelere kavuştular.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) Lâhor’da bulunduğu sırada oranın meşhur âlimleri kendisine çok hürmet ve edep gösterdiler. Nice muamma ve zor meseleleri ondan sorup doyurucu cevaplar aldılar.
İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin Lâhor’daki sohbetleri devam ederken, hocası Muhammed Bâki-billah (r.a.) in vefat haberi geldi. Kalblerdeki huzur ve ferahlığın yerini, elem ve keder aldı.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmiüçüncüsü olan Ahmed Faruk-i serhendi İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
29 Ocak 2015, 22:20 tarihinde.
[...] Anhu)- 6Salâvat-ı Şerîfenin Önemi « İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 5 İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 7 [...]