İtikadi Mezhebler;

07 Ocak 2009 Çarşamba

DSC01644  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

İTİKADi MEZHEBLER;

İtikadi mezheblerin meydana gelişi;

Mezheb kelimesi,”Zehb” kelimesinden türemiş molup lügat mânası; gidilen yol, demektir. İslam dininde ise mezheb; dinde tâkip edilen yol anlamına gelir.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında bugünkü anlayışımıza uygun olacak şekilde “mezheb” diye bir şey yoktur.

Müslümanlık tam bir bütünlük ve âhenk içinde yaşıyordu. Gerek fikri ve gerekse ameli mes’eleleri Resulullah (s.a.v.) en küçük bir anlaşmazlığa dahi yer bırakmadan kesin beyanlarla izah ediyordu. Sahbeler, dini mes’eleleri en küçük teferuatına kadar zihinlerinde tutmak için birbirleriyle âdeta yarışırcasına hareket ederlerdi.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in vefatından sonra meydana gelen hadiselerin ve mes’elelerin açıklanması, sahabilerin âlim derecesinde olanlarının kitab ve sünnet anlayışlarına uygun, içtihadlarına kalmıştı.

İslam haritesi genişleyip, Müslümanlar etrafa yayıldıkça, oralara yerleşen sahabeler, bir taraftan dini hükümleri öğretmeğe, diğer taraftan da o memleketlerin örfleri an’aneleri ve mali ve ticari nizamları dahilinde sorulan sorulara cevaplar vermeğe çalışıyorlardı.

Bu arada, türeyen bir takım bozguncular, İslam bütünlüğünü bozmak için sinsice fitne ve fesad çıkarmaya, halk arasında menfi propagandalar yapmağa başladılar.

İslamiyetin fikirlere ve kanaatlere bahşettiği hürriyet, bazı garazkarlarca kötüye kullanılınca, itikadi mes’eleler üzerinde ilk ihtilaflar meydana çıkmağa başladı. Türlü bid’at ve sapık fikirler islamiyetin esasından imiş gibi gösterilmeğe çalışıldı.

Bu itibarle Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem, ümmetinin ihtilaflarını, buyurdukları;

-“Ümmetim, yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri, O da benim ve ashabımın yolunda olanlar müstesna hepsi nar (cehennem) dadır” Tirmizi rivayet etmiştir.

Hadis-i şeriflerinde çok evvelinden haber vermiştir.

İtikadı ayrılıklara temas ederek kendisiyle ashabımnın fırkasını hak yol gösteren Resulullah (s.a.v.) ötekilerin topyekün sapık ve cehennemlik olduğunu bizlere bildirmiştir.

Hak yolu üzerinde olan tek fırka’ya biz, “fırka-i Naciye”, yani Ehl-i sünnet ve’l-Cemaat adını veriyoruz.

Bir kısım İslam âlimleri, itikad sahasında ortaya atılan bid’at, bozuk ve sapık fikirlerden esase tealluk eden iman esaslarını ayıklamağa çalışırlarken, bir kısım âlim geçinen garazkarlar da daha çok bozulması için iman esasları üzerinde akla uymayan, mantıksız fikirleri ileri sürmekle inat gösteriyorlardı.

İslamiyet’te meydana çıkan, esasa ait kanaat ayrılıları ve görüş farklılıkları İslami bütünlüğü parçalayan birer fikri afetlerdir. Bu afetler zamanla o kadar büyümüş ki, ehl-i sünnetin karşısında ehl-i bid’at adını alarak, islamiyeti içinden parçalamaya çalışmıştır. İtikat konusundaki bu ayrılıklar halk arasında da geniş taraftarlar bulunca itikad-i mezheblerin ortaya çıkışı kolaylaşmıştır.

Diyanet işleri bakanlığı

Devam edecek…

Allah’u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fırka-i Naciye olan Ehl-i Sünnet vel-Cemaat ehlinden eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“İtikadi Mezhebler;” için 1 Yorum

  1. Mezheb; « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 15 « Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 11 İtikadi Mezhebler; [...]

Yorum Yapın