Muhammed Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)- 83
Mugammes vadisi
Muhammed (Aleyhis selam)- 83
Hilye-i Seâdet- 2
Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) çok uzun boylu olmayıp, kısa da değildi. Yanına uzun bir kimse gelse, ondan uzun görünürdü. Oturduğu zaman omuzu, oturanların hepsinden yukarı olurdu.
Mübarek saçları ve sakallarının kılı kıvırcık ve çok düz değil, yaratılışta ondüleydi. Saçları uzundu. Önceleri kâkül bırakırdı. Sonradan ikiye ayırır oldu. Saçları bazen uzatır, bazen de keser, kısaltırdı. Saç ve sakalını boyamazdı. Bıyığını kısaltırdı. Bıyıklarının uzunluğu ve şekli, kaşları kadardı. Hususi berberleri vardı. Sakalını bir tutam uzatırdı.
Peygamberimiz (s.a.v.), kırmızı ile karışık beyaz tenli olup, gayet güzel ve sevimliydi. Siyah değildi. O, Arab idi. Arab, lügatte “güzel” demektir.
Arabistan’lı olduğu için “Arab” denilmektedir. Nitekim babası Abdullah (r.a.) ın güzelliği Mısır’a kadar şöhret bulmuştu ve alnındaki nurdan dolayı ikiyüze yakın kız evlenmek için Mekke’ye gelmişti. Fakat, onunla evlenmek Âmine (r.anha) ye nasib olmuştu.
Mısır halkı “esmer”, Habeşistan halkı siyahtır. Bunlara Habeş denir. Zengibar halkına “zenci” denir. Bunlar da siyahtır. Bunlar kendilerini Anadolu’da Arab diye tanıttıkları için siyah denmektedir. Bu ise yanlıştır.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) güler yüzlüydü. Tebessüm ederek gülerdi. Gülerken mübarek dişleri görünürdü. Görüldüğü zaman, dişleri arasında çıkan nûr’u, duvarlar üzerine ışık verirdi.
Ağlaması da gülmesi gibi hafifti. Kahkaha ile gülmediği gibi, yüksek sesle de ağlamazdı. Fakat mübarek gözlerinden yaş akar, göğsünün sesi işitilirdi. Ümmetinin günahlarını düşünüp ağlardı. Allah-u Teâlâ’nın korkusundan ve kur’an-i kerim’i işitince ve ba’zen de namaz kılarken ağlardı.
Resulullah efendimiz (s.a.v.), misvakını ve tarağını yanından ayırmazdı. Mübarek saçını ve sakalını tararken aynaya bakardı. Geceleri gözlerine sürme çekerdi.
Peygamberimiz (s.a.v.) önüne bakarak, süratle yürürdü. Bir yoldan geçtiği, güzel kokusundan belli olurdu. Çünkü O’nun mübarek teri, miskten ve çiçekten daha güzel kokardı.
Güzel huyların hepsi Resulullah (s.a.v.) ta toplanmıştı. Güzel huyları, Allah-u Teâlâ tarafından verilmiş olup, çalışarak sonradan kazanmış değildi.
Bir müslümanın ismini söyleyerek, hiçbir zaman la’net etmemiş ve asla mübarek eli ile kimseye değmemiştir. Kendi için hiçbir şeyden intikam almamıştır. Allah için intikam alırdı. Akrabasına, Eshabına ve hizmetçilerine tevazu ederek, iyi muamele ile bulunurdu.
Ev içinde çok yumuşak ve güler yüzlüydü. Hastaları ziyarete gider, cenazelerde bulunurdu. Eshabının işlerine yardım eder, çocuklarını kucağınma alırdı. Fakat kalbi bunlarla meşgül edğildi. Mübarek ruhu, melekler âlemindeydi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Hilye-i Seâdet, Muhammed Aleyhis selam, Siyer
29 Mart 2014, 20:35 tarihinde.
[...] (Ebu Hanife)- Radiyallah-u anh- 4 « Muhammed Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)- 81 Muhammed Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)- 83 [...]