Muhammed Bâki-billah (Radiyallah-u anhu) – 4
Muhammed Bâki-Billah (r.a.) nın mezarının dış kapıdan görüntüsü
Muhammed Bâki-billah (Radiyallah-u anhu) – 4
-“İlk defa günahlardan tövbe, Hâce Übeyd hazretleri’nin huzurunda oldu. Benim için Fâtiha okumasını istedim. Sonra Semerkand’da bulunan ve Ahmed Yesevi (r.a.) nin yolunda olan İftihâr-i Şeyh’e talebe olmak arzusu ile tekrar tövbe ettim.”
Her ne kadar;
-“Siz gençsiniz, siz bu işe katlanamazsınız” dediyse de,
Arzumun çokluğunu görünce;
-“Bir Fâtiha okuyalım”
Ve;
-“Allah-ü teâlâ istikamet versin. Büyüklerin maksadına uygun azimet nasib eylesin, kalbinde büyük değişmeler ve nefsinde harablıklar (ıslah) vâki olsun.” Dedi.
-“Bir başka zaman Emir Abdullah Belhi’nin huzurunda tövbemi yeniledim. Elimi müsâfehaya yakın bir şekilde tuttu. Ümid edilir ki, bunun bereketi kıyâmete kadar devam eder.”
-“Bundan sonra bir müddet daha dolaştım. Nihayet rü’yada, Behâeddin Buhâri Nakşibend hazretleri (r.a.) nin huzurunda tam bir tövbe yaptım. Bundan sonra bende tasavvuf yoluna girmek arzusu aşikâr oldu. Bu yola girmek için her çâreye başvurdum.”
Nihayet mübârek zatlardan bir bana;
-“Peygamber efendimiz (s.a.v.) den gelen zikr, neticeye kavuşturur.” Dedi.
-“Bütün gayretimle bu sözü söyleyen zâttan zikri ve murâkabeyi almak için uğraştım. İki sene o zâtın silsilesindeki zikre, murâkabeye ve tesbihlere devâm ettim. Her ne kadar bu sırada gizli işaretler, diğer bir yola girmeyi gösterdiyse de, ayaklarımı yerden kaldıramadım. Böylece nefsi yenip gönül bahçeme, Allah-ü teâlâ’nın izni ile büyüklerin kerem tohumunu ektim. İnşaallah o tohumu, ikrâm ve ihsan edip, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği nehirlerle beslerler.”
-“Bundan sonra Keşmir’e gittim ve orada Bâbâ Vâli’nin sohbetine devâm edip, bereketli nazarlarına ve teveccühlerine kavuştum. Cenâb-i Hakka hamd ve senâlar olsun ki, o teveccühler ile kabul kapısı aralandı.”
-“Keşmir’de sohbetine devâm ettiğim Bâbâ Vâli hazretleri (r.a.), Nakşibendiyye yolundan icâzetli olduğu için, kendilerine gelen tâlibin istidâdına o silsile yoluyla feyz verdiler.”
-“Bâbâ Vâli (r.a.) nin vefâtından sonra, bu yolda bilinen gaybet (kendinden geçme) hâli ele geçti ve büyük velilerin ruhları müjdeler verdiler, telkinlkerde bulundular. Bereketli teveccühleri ile nisbetim, irtibatım kuvvetlendi ve gaybet dairesi genişledi. Yol açıldı ve aydınlandı Velhasıl cem’iyyet ele geçti.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmiikincisi olan Muhammed Bâki-billah (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
13 Ocak 2015, 07:30 tarihinde.
[...] (Radiyallah-u anhu) – 3 « Muhammed Bâki-billah (Radiyallah-u anhu) – 2 Muhammed Bâki-billah (Radiyallah-u anhu) – 4 [...]