Muhammed Behâüddin-i Veled –Sultan-ül-ulemâ- (Radiyallah-u anhu)- 2
Mescid-i Nebi Aleyhis selam (Medine-i Münevvere)
Muhammed Behâüddin-i Veled –Sultan-ül-ulemâ- (Radiyallah-u anhu)- 2
Emetullah hâtun, oğlu Behâüddin’in büyümesi ve iyi bir tahsil ile yetişmesi için büyük bir titizlik ve i’tina gösterdi.
Efendisi (beyi) Hüseyn Hatibi’den kalan kitabların bulunduğu odaya oğlunu sık sık götürür;
-“Evlâdım, Behâüddin’im! Bu kitablar rahmetlik babandan kaldı. Muhterem baban bu kitabları dâima okur, hiç elinden bırakmazdı. Bu kitablara çok değer verir, her şeyden üstün tuıtardı. Onun vefatından sonra pek çok âlim bu kitabları almak için bize geldiler. Fakat hiçbirine vermedim. Bunları senin için muhafaza ediyorum. Sen de ilim öğrenerek babanın kitablarını anlamaya muvaffak ol ve babanın yerini tut.” Der idi.
Bu sözler Behâüddin’e çok tesir eder,
-Büyüyünce okuyup âlim olacağım söylerdi.”
Emetullah hâtun, oğlunu, okuma çağına gelince ilim tahsiline verdi. Behâüddin derslere çok çalışır, devamlı kitabları ile meşgül olurdu. Keskin zekası, hadislere karşı sür’ati intikalinin çok fazla olması ve Allah-u Teâlâ’nın yardımıyla kısa zamanda hocalarının takdirini kazandı. Pek çok zahiri ilimleri oğrendi. Dolayısyla, halk arasında da tanındı, onların muhabbetlerini kazandı. Büyük veli Necmedi-i Kübrâ (r.a.) dan Tasavvuf’u öğrenerek, onun dertlere devâ olan feyiz ve bereketlerine kavuştu.
Batini ilimlerde ilerliyerek, Necmed-i Kübrâ (r.a.) nin en önde gelen talebeleri arasına girdi.
Muhammed Behâüddin, hocasının teveccühleri ile iyice olgunlaşarak, zamanının en büyük âlimlerinden ve velilerinden oldu.
Muhammed Behâüddin evlenme çağına gelince annesi, Harzem Sultanı Rükneddin’in kerimesi olan Mü’mine hatun ile evlendirdi. Onların bu evliliklerinden de Mevlânâ celâleddin-i Rûmi hazretleri (r.a.) dünyaya geldi.
Muhammed Behâüddin hazretleri (r.a.), zâhiri ve batını ilimlerde öyle yüksek derecelere vâsıl oldu ki, iki cihanın güneşi, hürmetine yaratıldığımız Server-i âlem Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ona rü’yasında;
-“Sultan-ül-ülemâ=Âlimlerin sultanı” lakabını verdi.
Rivayete göre şöyle anlatılır;
Zamanın büyük âlimlerinden üçyüz kadar müfti ve müderris, bir gece Peygamber efendimiz (s.a.v.) i rü’yalarında görürler.
Resulullah efendimiz (s.a.v.) büyük bir kürsü üzerine oturmuşlardı. Etraflarında da binlerce evliya ve âlim bulunuyor, Resulullah efendimiz (s.a.v.) i huşu içinde dinliyorlardı. Orada Muhammed Behâüddin, güzel elbiseler giyinmiş bir halde, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in hemen yanı başlarında ve sağ taraflarında oturmuş idi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Sultan-ül-ulemâ” lakabını bizzat Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) tarafınden verilen Muhammed Behâüddin-i Veled (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
27 Ocak 2013, 21:15 tarihinde.
[...] İman- 2Ebû Râfi (Radiyallah-u anhu); « Şems-i Tebrizi (Radiyallah-u anhu) – 14 Muhammed Behâüddin-i Veled –Sultan-ül-ulemâ- (Radiyallah-u anhu)- 2 [...]